Her zaman olduğu bu ramazan ayı da dünya işleriyle hemhal olurken gelip çattı. Zaman su gibi akıp geçti. Ramazan ayları kutsallığının dışında benim için her zaman canlılık, mutluluk ve huzur demektir. Her ramazan bereketiyle gelir. Bu ramazan da hiç şüphesiz bereketiyle gelecek. Allah'ın kulları olarak bizim yapmamız gereken şey ise ramazanın ruhuna uygun olarak kulluk vazifemizi en güzel şekilde yerine getirmektir. Dedik ya, ramazan ayı bereketiyle gelir. Bu bereketi sadece rızık olarak düşünmemek gerek. Birbirlerimizle olan ilişkilerimiz, arkadaşlıklarımız, dostluklarımızı da bunun içine katmalıyız. Ayrıca toplumumuzu ayakta tutan sevgi ve saygı bağları en çok ramazan ayında vücut bulmuyor mu?

Her geçen gün komşuluk ilişkilerinin, sevgi ve saygının, merhametin, şefkatin yok olduğu günümüz toplumlarında en çok ihtiyaç duyduğumuz şey ramazanın bütün bu değerleri içine alan o mübarek iklimini en ücra köşelere kadar taşımaktır. Aslında ramazan iklimi, gün geçtikçe bireyselleşen, bencilleşen biz insanların bütün dertlerine derman olacak yegane iklimdir. Bu iklim öylesine bir iklimdir ki, zengini ve fakiri de aynı potada eritir. Ve insanlara şu düşünceyi hatırlatır: Makamınız, malınız mülkünüz ne olursa olsun Yüce Allah katında bunların hiçbir değerinin olmadığını hatırlatır. Komşuluk bilincini, yokluk ve varlığı hatırlatır.

On bir ayın kirliliği üstümüzde. Bu kirlilik el kirine, ayak kirine benzemez. Onları yıkarsın gider. Bu kirlilik yürek kiri, zihin kiri, akıl kiri, hepsinden öte tasavvur kiri. Bilinç kirlenmesi çağın amansız bir hastalığı. Bilinci ve yüreği kirlenen insan, bu kirliliği bir biçimde elinin dokunduğuna bulaştırıyor. Sözü, düşünceyi, duyguyu kirletiyor. Kirli zihinle Kur’an okusa, zihnindeki kirlenmişliği ona da bulaştırıyor.

İbadet etse, tadını alamıyor. Tıpkı dünyanın en nefis yemeği pis bir kaba konulunca nasıl yenilmez oluyorsa, işte öyle. Bilinç ve akıl, kalp ve duygu kirliliği kirlenmiş bir organ kadar kolay temizlenmiyor. “Yıkarsın gider” diyemiyorsunuz. Bu, diğerinden bin beter bir kirlilik. Kirlilik manevi olunca, ondan arınmanın yolu ve yordamı da manevi olmak zorunda.

Ramazan ayı birçok güzel amelin yapılacağı, Allah’ın rızasının kazanılacağı bir mevsim. Bu ayda Hz. Muhammed'in (S.A.V) müjdelediği birçok hayrın ve Salih amelin işleneceği günler var. İşte onlardan bir kaçı: Oruç tutmak,  Geceleri Peygamber Efendimiz’in sav sünneti olan teravih namazını kılmak, Kur’an okumak, Namazları cemaatle kılmak, Sahur yapmak, İftar ettirmek, Kadir Gecesini aramak Sabretmek, İhsan ve ikramda bulunmak, Tövbe etmek, Cenneti istemek, Çokça Kelime-i Tevhid söylemek, Ramazan umresi yapmak, iftar yaptırmak .

Ramazan, dünyanın sayısız nimetleri içinde Allah’ın lütfuna mazhar olan insanın belli bir süre zarfında bunlardan kendini uzak tutarak, bir bakıma nimetin kadrini daha yakından bildiği, nimete ulaşamayan insanların halini anladığı ve paylaşmayı öğrendiği oruç ayıdır.

Baştan sona bir feyz, rahmet ve bereket mevsimi olan bu günlerde iradeleri güçlendiren oruç, cömertliği, ikramı ve paylaşmayı öğreten iftar, ibadetin neşe ve coşkusunu bütün topluma yayan teravih, hayır ve bereketin ne olduğunu gösteren sahur, bütün bu yüksek değerlerin manevi dünyamızı kuşattığı Kadir Gecesi, akıl ve gönülleri manevi bir atmosferde zirveye taşıyan ve dinî duygunun kolektif olarak paylaşılmasını sağlayan hatim ve mukabeleler, toplumun sosyal yaralarını saran zekât ve fitreler, toplumun birlik ve beraberliğini pekiştiren bayram ile ramazan ayı, ferdi hayatta dindarlığın, sosyal hayatta dayanışma ve kaynaşmanın yoğun olarak yaşanmasına ve Müslümanlar olarak arınma ve yenilenme bilincimizin tazelenmesine vesile olur. Gelin Bu Ramazan Ayını hep beraber değerlendirelim. Başta Anne ve babalarımız olmak üzere onlarla iletişimimizi koparmayalım. Onlarla Ramazan ayının feyiz ve bereketini yaşayalım. Akrabalarımız ve dostlarımız ile iftar yapalım. Mübarek Ramazan Ayı’nda israftan kaçınalım.   İsraf, sahip olduğumuz nimet ve imkânları ölçüsüzce kullanmaktır. Har vurup, harman savurmaktır. Hiç tükenmeyecek gibi bilinçsizce harcamaktır. Allah Teâlâ’nın bahşettiği nimetlere karşı bir nankörlüktür İsraf. Ve israf, sadece sofralarımıza hasredilemeyecek kadar kapsamlı bir kavramdır.  Mesela akıl nimetini iman ve hikmetle buluşturamaması, insan için en büyük israftır. Şu  kısacık ömrümüzün dünya ve âhiretimize faydası olmayan beyhude meşgalelerle heba edilmesi, zamanın israfıdır. Zararlı alışkanlıklarla zihnin ve bedenin tehlikeye atılması, sağlığın israfıdır. Oysa dünyada yiyecek bir dilim ekmek, içecek bir damla su bulamadığı için yılda on milyona yakın insan hayatını kaybediyor. Bu durumda mahrumun, mağdurun, yoksulun ümidi olan bizlere israfla mücadele konusunda büyük sorumluluk düşüyor. Ülkemizde başlatılan israfla mücadele seferberliğine hep birlikte destek vermemiz gerekiyor. Yiyin için fakat israf etmeyin. Çünkü Allah israf edenleri sevmez. Araf Suresi(7/31). "Bir kişinin yemeği iki kişiye, iki kişinin yemeğide dört kişiye yeter" (Müslim,Eşribe,180)

 Mübаrеk Ramazan аyınа hаs rahmet bereket ve mаğrifеt ile hеmhаl оlmаn dilеklеrimle .  Hayırlı ramazanlar. Selametle kalın...