Siyasetin yoğun gündeminden kendimizi arındırmaya çalıştığımız bu zaman diliminde bir pelikan çıktı meydana...

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan (reis) ile Başbakan Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu (hoca)  arasında bir ayrışma olduğuna yönelik iddialar ortaya atıldı. 

'Hocacılar' bir kenarda sessiz sessiz bekleyip, olan bitenin ardında hangi çapanoğlunun çıkacağını beklerken, 'Reisçi' tayfa özellikle sosyal medya üzerinden verdi veriştirdi...

Pelikan dosyası adlı bloğun arkasında kim ya da kimlerin olduğu merak konusu... 

Söz konusu yazıda 'Reis'in gözünden 'Hoca' yerden yere vuruluyor, ikili arasındaki ayrışmanın kilometre taşları aktarıldıktan sonra “Hoca ile Reis arasındaki hikaye basit bir ihtiras hikayesi değildir. Çünkü hoca kendi ihtiraslarının peşinden koşabilmek için, REİS karşıtı, ve dolayısıyla Reis'i destekleyen halkın karşıtı kim varsa, onunla işbirliği kurma yoluna gitmiştir. Küresel güçlerin ülkemizdeki satrancında vezir görüntüsüne sahip basit bir piyon olmayı kabul etmiştir. Kavga budur. Kaybedeni de bellidir!” deniyor. 

Yazının sosyal medyada 'Gerçekler ortaya çıkıyor' minvalinde yorumlarla ve özellikle 'Reis'çi olarak bilinen isimler tarafından paylaşılması dikkat çekmişti.

AK Parti içerisinde bir 'Hoca' tayfası ya da bir 'Reis' tayfası var mı hakikaten bilinmez. Ama olayın en ilginç yönü bu safsataların arkasından TRT Haber ve Spor Dairesi Eski Başkanı Nasuhi Güngör'ün çıkması.

Şunun sorgulanması gerekir. Pelikanların dile getirdiği ve dönüp dolaşıp Nasuhi Güngör'ün kalemine dayandırılan 'Reis' ve 'Hoca' ayrımının yapıldığı iddiaları doğru mudur?

Nasuhi Güngör'ün bir televizyon kanalında yaptığı 'Bu iş Davutoğlu'yla yürümez' açıklaması ve ardından bir gazetede aynı minval üzerine yazdığı yazıya bakılırsa adres doğru...

Daha düne kadar Davutoğlu'ndan övgü ile bahseden bir Nasuhi, bugün ne oldu da Davutoğlu ile bu işin yürüyemeyecek duruma geldiğine işaret eder hale geldi...

Şunu da görmek gerekir;

  • Bugün Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni yöneten hükümet, beğenirsiniz ya da beğenmezsiniz, AK Parti hükümetidir. 
  • AK Parti'nin var oluş, toplumda kabul görme ve devleti yönetme sürecinde bugünün Cumhurbaşkanı olan Recep Tayyip Erdoğan'ın emeği vardır. 
  • Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Başbakan Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu arasında halef – selef ilişkisi mevcuttur. Yani Cumhurbaşkanı olmadan önce Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Genel Başkanlığı koltuğunu Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu'na kendisi vermiştir.
  • Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin Başbakanı Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu, özellikle gençlerle yaptığı toplantılar ve söyleşilerde Cumhurbaşkanı Erdoğan ile olan ilişkilerine yönelik sorular yöneltildiğinde biraz işin içine espri de katarak 'iyi paslaştıklarına' işaret etmektedir ki, son iki madde 'Reis' ile 'Hoca' arasındaki ilişkinin ne kadar kuvvetli olduğunu gösterir. 

Türkiye çok yönlü bir sınavdan geçiyor. Bir tarafta ekonomik darboğaz, bir tarafta terör olayları, bir tarafta meclisin içinde temel amaçları bölmek olanların varlığı, bir taraftan yaşanan sosyal sorunlar, dış politikadaki mevcut yapı, mülteciler...

Bir solukta sorunlar sarmalını sıralayamıyoruz bile...

Böylesi bir süreçte birileri yıpratmak, fitne çıkarmak için uğraşıyor anlaşılan. Belki kişisel çıkarlar öne çıkıyor, toplumun çıkarları büyük haksızlıklarla gözardı ediliyor. Ancak fitne tohumları serpiştirilmiş oluyor.

Sözün özüne gelecek olursak;

Şayet yukarıda bahsedildiği gibi hoca ile reis arasında bir ayrışma söz konusuysa, Konya Başbakanı'na sahip mi çıkacak, yoksa reisin yolunun yolcusu mu olacak?

Böylesi bir sınavla karşı karşıya kalmayı aklıselim düşünen kimse tasvip etmez ama bir ilçe başkanının dahi görevden alınmasına ilişkin yetkisi MKYK'ya devredilen Genel Başkan, Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu bizim hemşerimiz beyler...

Arkasında durursak, o da dik durur, eğilmez...