Dış ticaretimizin önemli unsurlarından birisi elbette ki ihracattır. Bizler analizlerimizde genel olarak ihracatımızı, mal ticareti bağlamında değerlendirir ve yorumlarımızı o doğrultuda yaparız. Mal ihracatımız haricinde ayrıca hizmet sektörünün olduğunu genelde atlarız. İşte bugün sizlere hizmet ihracatımızın değerlendirmesini yapmaya çalışacağım. 

HİZMET İHRACATI DERKEN NELERİ ANLAMALIYIZ?

Hizmet kavramı çok değişik sektörleri kendi içerisinde barındırır. Genel olarak değerlendirirsek;  bankacılık, sigortacılık, uluslararası mal ve yolcu taşımacılığı, bilişim, yazılım,  eğitim, danışmanlık, turizm, film, müteahhitlik ve birçok sektörü kendi bünyesinde barındırır. 

DIŞ TİCARET DENGESİ BAĞLAMINDA HİZMET İHRACATI 

Mal ticareti bağlamında değerlendirdiğimizde ülkemiz yıllardır dış açık veren bir ülkedir. İşte hizmet ihracatının önemi ise burada karşımıza çıkıyor. Çünkü ülkemizin hizmet ihracat dengesi yaklaşık 40 yıldır aralıksız bir şekilde dış fazla vermekte. Büyük resme bakarsak, Cari İşlemler dengesinde mal ticaretinin negatif etkisine karşın, hizmet ticareti pozitif katkı vermektedir. 

DÜNYA HİZMET TİCARETİ 

2017 yılı itibariyle hizmet sektörünün toplam dünya ticareti içinde aldığı pay yaklaşık %30’dur. Bölgesel bağlamda değerlendirdiğimizde ise küresel hizmet ihracatının yaklaşık yarısını Avrupa ülkeleri gerçekleştirmektedir. Oranlardan bağımsız değer bazında bakarsak, 2017 yılında küresel hizmet ihracatı 5,3 trilyon dolar olarak gerçekleşmiştir. 

ÜLKEMİZ HİZMET TİCARETİ

Türkiye hizmet sektörü, 2017 yılında 43,6 milyar ABD Doları ihracat gerçekleştirmesine rağmen dünya hizmet ihracatı içerisinde oranı ise maalesef ki %0,83’tür. Mal ticareti ile karşılaştırdığımızda ise birbirlerine yakın oranlar içermektedir. Dolayısıyla gerek mal ihracatı gerekse hizmet ihracatında dünya ihracat payı içerisinde ülkemizi ayrı ayrı değerlendirirsek maalesef ki  % 1’e bile ulaşmıyoruz. 

HİZMET İHRACATINA VERİLEN TEŞVİKLER VAR MI? 

Ticaret Bakanlığı, mal ihracatını yapan firmalara vermiş olduğu teşviklerde olduğu gibi hizmet ihracatı yapan firmalara da teşvikler vermektedir. Bu kapsamda verilen teşvikleri hem Ticaret Bakanlığının sitesinde hem de Hizmet İhracatçılar Birliğinin sitesinde bulabilirsiniz. 

HİZMET İHRACATINDA STRATEJİK OLARAK HANGİ SEKTÖRLER ÖNCELİKLİ OLMALI? 

Turizm ve Eğitim sektörleri hizmet ihracatında stratejik alanları oluşturmalı. Ayrı bir tartışma konusu ise öncelik haline getirilecek bu iki sektörün, kalite ve performans odaklı olması gerekliliğidir. Çünkü her iki sektörün aynı zamanda ülkemizi direkt olarak temsil eden sektörler olduğunun altını çizmekte fayda görmekteyim. 

EĞİTİME AYRI BİR PARANTEZ AÇARSAK

Bunlardan birincisi; Türkçe Dil Öğrenimi ve Alternatif doğu dilleri eğitim üzerinde olmalı iken, ikinci ise uluslararası standartlarda Üniversite eğitimi üzerine olmalı. Burada ki çalışma ise muhakkak Milli Eğitim Bakanlığı / YÖK ile koordineli bir şekilde hazırlanmalı.  

NEDEN OLMASIN? 

Tüm dünyada geçerliliği olan,  dünyanın birçok yerinde sınav merkezlerinin olduğu ve ülkemizin resmi kurumlarının onayladığı Türkçe Dilini ve alternatif Ortadoğu dillerini barındıran (Farsça, Arapça gibi) Türkiye eğitim üssü olmasın ve bu eğitimlerin sınav ve onay mekanizmasında marka olmasın. 

ÜNİVERSİTELERDE İSE PROBLEM BÜYÜK 

Üniversite eğitimine gelirsek, bambaşka bir dünya ile karşılaşıyoruz. Örneğin ben birkaç aksaklıktan bahsedeyim. Tüm dünya da akademik bilim unvanı sahibi olmanın şartı “Doktorayı bitirmektir”. Bizim akdemi de profesörlük akademik bir unvan olarak algılanmakta (Dünya genelinde ise idari bir unvandır.) Merak ediyorum kaç tane Profesörümüz bu unvanı aldıktan sonra kitap ya da akademik makale yazmakta. Çünkü unvanı aldın iş bitti. Akademik çalışmalara elveda demenin zamanı gelmiştir.  Sonra da üniversitelerimizde neden bilim üretilmiyor deriz. (Profesörde olsan performans odaklı olması lazım. Baktın performans yok unvanı al nede olsa idari unvan, doktorluk unvanı ise baki) Başka bir pencereden bakarsak,  akademik makalelerin YÖK tarafından puantaja alınabilmesi için (%10’luk dilim hariç) doktoranın bitirilmesi şartı getiriliyor. Yani sen bekle, doktora bitince bilim üretirsin mi demek isteniyor, evet aynen o manaya geliyor. Burada YÖK araştırmacıya diyor ki, bir dakika bekle! Sen kim akademik makale ve bilim üretmek kim. Dolayısıyla akademik makale yazmana gerek yok değerlendirmeye almam diyorsun hem de ülkede neden bilim üretilmiyor diyorsunuz kusura bakmayın ama ŞAKA gibisiniz. Dikkat ederseniz verdiğim iki örnekten birisi, işin zirve noktası iken, diğeri ise akademiye başlangıç noktası.

YOLUMUZ YİNE YAPISAL REFORMLARA GELİYOR

Hizmet ihracatında yükselmek ve dünya ölçeğinde marka oluşturmak istiyorsak, Eğitim başlığı özelinde, Ticaret ve Milli Eğitim Bakanlığı beraber çalışarak yeni bir model oluşturmalı diye düşünmekteyim. 

Neden turizme değinmedin diyorsan, orada ki kalite de, eğitimden geçmekte. İlerleyen günlerde turizme ayrı bir başlık açarak değerlendirme yapmayı düşünüyorum. 

SONUÇ: Başarmak için öncelikle başlamak ve çalışmak, Başarının sürekli olması ve marka haline gelmesi içinde herkesten farklı düşünüp, çok çalışmak gerekir.