90’lı yıllar…

Lise sonlardayım…

Başörtülü kardeşlerimize zulümler yapılıyor, zorla başları açtırılmaya çalışıyor.

Refah Partisi’nin teşkilatları ya da yine Rahmetli Erbakan Hoca’nın kurduğu STK’lar buna yönelik protestolar yapıyor.

Bosna için protesto…

Yine ayaktayız.

Konu Filistin…

Ayaktayız…

Konu Ayasofya…

Ayaktayız…

E…

Sadece ayaktayız…

Kıyamda değiliz.

Bakın 90’kı yıllar diyorum…

30 yıl geçmiş.

Ne değişmiş?

Başörtüsü konusu çözülmüş.

Ayasofya Camii aslına döndürülmüş ve ibadete açılmış.

En büyük yaramız Kudüs…

Yanlış anlaşılmasın…

Kimseyi eleştirmiyorum lakin ayakta olmak yetmiyor, kıyama kalkmak lazım.

Hoş…

90’lı yıllarda ‘Zincirler kırılsın, Ayasofya açılsın’ diye haykıranlar bugün Ayasofya’yı aslına çevirenleri eleştiriyor.

Başörtüsü sorunu çözen kişiyi yerden yere vuruyor.

Aynı zihniyet…

Neyse…

Bunlara takılmıyorum.

Ama…

Sırf benim partim başka bir tarafta yer aldı diye Ayasofya’yı açanı acımasızca eleştirmek haksızlık değil mi?

Hani sen dün bunlar için savaş veriyordun.

Sokaklarda sürükleniyordun.

İtilip kakılıyordun…

Ne çabuk unuttun…

Geçtik…

Şimdi bütün dünya mazlumları Başkan Erdoğan’dan bir adım beklemiyor mu?

Hem kendi mağduriyetleri hem de Filistin konusunda…

Evet…

Başkan Erdoğan bu konuda çalışmalar yapıyor.

Diplomasi yürütüyor.

Tabi uluslararası bir konu ama Kudüs bizim ilk kıblemiz.

Bu konuyu Memur Sen İl Temsilcisi Nazif Karlıer ile de konuştuk.

Nazif Başkan, çok cümleler kurdu bu anlamda.

Artık adım atma zamanının geldiğini ifade etti. Hakikaten kınamak yetmiyor bu İsrtail’i

Harekete geçme zamanı…

Da…

Ne yapalım?

Tek tek cihad mı yapalım?

Cihad, devlet bazında alınacak bir karar…

Da…

1,7 milyar İslam alemi 8 milyonluk İsrail’in hakkını avcuna veremiyor.

Neden?

Tespih taneleri gibi dağılmışız.

Onları toplayacak bir güce ihtiyaç var.

Tespih tanelerini bir araya getirecek…

Bir imameye ihtiyaç var.

Yani…

Nazif Karlıer’in net cümlesi…

“Müslümanlar bir olacaksa hilafet geri getirilsin”