Zaman hızla akıp giderken; herkes kendince geçip gidiyor hayatın içinden. Kimi çetrefilli, aşılması zor yollarda buluyor kendini, kimiyse kuş tüyünden sığınak yapıyor kendine. Kimi gamsızlık, umursamazlık maskesini takıyor, tüm acılarını içine gömerek kahkaha atıyor en içten haliyle, kimiyse yaşadığı acıların hesabını soruyor tüm öfkesiyle. Binbir çeşit halimizle dokunuyoruz birbirimizin anlarına, anılarına. Unutulmak yahut hep hatırlanmak istenen anılar bırakıyoruz geride. Sevmenin kolay olduğu yüzyılları geride bıraktık. Şimdiyse sevmenin çok zor olduğu bir yüzyıldayız. Şöyle bir geriye dönüp baktığımızda, eskilerin onca işe, onca fırtınaya ve onca zorluğa rağmen daha farklı, daha saf ve daha çıkarsız sevdiklerini görürüz. Oysa şimdi sevmenin önüne birçok engel koyuyor ya sa sevmek için daha fazla nedenler arıyoruz. Hâlbuki sevmenin bir bakışla başladığı yüzyılların masallarını dinleyerek büyümüş olsakta sevgiye inanmakta, karşımızdakine güvenmekte güçlük çekiyoruz. Tam bir araftayız anlayacağınız. Bazen kendi hayatımızı başkalarının hayatıyla kıyaslarız, bazense sahip olduklarımız az gelir, yetinmeyiz; onlara sahip olmak isteyen onca kişi varken. Sonra birşeyler olur öyle ya da böyle. Durup düşünürüz; "Neden sahip olduklarımdan sürekli şikayet ediyor, bir türlü kıymetini bilmiyorum? Neden gereksiz yere onca acıyı kendime yük edinmeye çalışmışım? Neden hiç değmeyecek insanlar için zamanımı boşa harcamışım ki?" cümlelerini söyler dururuz içimizden. İşte bu yaşama yeniden anlam kazandırma hali, yaşamaya tutkuyla sarılma çabasıdır aslında. Bu bile hayatı sevmek değil midir sizce?

SİZE SUNULANI SEVİN

Geçmişte yaşadığınız iyi ve kötü herşeyin sizi olgunlaştırmasına izin verin. Kimseye küsmeden ve darılmadan görmezden, duymazdan gelin, hoşgörülü olun. Dünyaya, yaşadığınız güzel şeylere, onlarca kişinin size kattığı herşeye, en önemlisi de kendinize teşekkür edin. Şükredin sağlığınıza ve onu size veren Allah'a. Arzuladığınız hayat için bıkmadan usanmadan hiçbir zaman pes etmeden mücadele edin. Bu yüzyıla inat sevmekten değil asıl sevmemekten korkun! Sevginin iyileştirici gücüne inanın. "Her güzel şey saf bir sevgi ile başlar." Ve bu yazımı Mevlana'nın güzel bir sözü ile sonlandırmak isterim. "Küsmek ve darılmak için bahaneler aramak yerine, sevmek ve sevilmek için çareler arayın."