ABDULLAH b. SÜHEYL(R.A.)
Künyesi; Ebu Süheyl Abdullah b. Süheyl b. Amr el-Âmirî (ö. 12/633) olup, Meşhur Ebu Cendel’in ağabeyidir. Müslüman olduktan sonra ikinci Habeşistan Hicret’ine katıldı. Habeşistan dönüşü, babası Süheyl’in dininden dönmesi için baskı yapması üzerine İslâmiyet’ten dönmüş gibi davrandı. Bedir Savaşı’na müşriklerin tarafında babasıyla birlikte katıldı, fakat savaş başlamadan önce bir fırsatını bularak Müslümanların safına geçti.

Bedir’den itibaren Hz. Peygamber’le birlikte bütün savaşlara katıldı; Hudeybiye Antlaşması şahitlerinden oldu. Mekke fethinde babası için Hz. Peygamber’den eman aldı, böylece onun Müslüman olmasına vesile oldu. Yemâme’de yalancı peygamber Müseylime ile yapılan savaşta otuz sekiz yaşında iken şehit oldu.

ADÎ b. HÂTİM et-TÂÎ(R.A.)
Tay kabilesinin reisi olan meşhur sahabedir. EbuTarif Adî b. Hatim b. Abdullah et-Tai (ö. 67/686)künyesi ile tanınır.
Müslüman olmadan önce mutaassıp bir Hristiyan ve amansız bir İslâm düşmanı idi. Hz. Peygamber, Tay kabilesi üzerine Hz. Ali kumandasında bir seriyye sevk edince İslâm kuvvetlerine karşı koyamadı ve ailesiyle birlikte HristiyanArapların bulunduğu Suriye sınırına doğru kaçtı. Müslümanlar, aralarında kız kardeşi Seffâne’nin de bulunduğu pek çok kişiyi esir alarak Medine’ye getirdiler. Seffâne Hz. Peygamber’in huzuruna çıkıp Müslüman olduğunu söyledi; Hz. Peygamber de onu sadece azat etmekle kalmayıp elbise, yiyecek, at ve harçlık vererek Şam’a kardeşi Adî’nin yanına gönderdi. Seffâne ’ye yapılan bu muameleden memnun olan Adî, kız kardeşinin de içinde bulunduğu bir heyetle Medine’ye geldi. Resûlullah’la yaptığı görüşme sonunda hicretin yedinci veya dokuzuncu (628, 630) yılında İslâmiyet’i kabul etti. Müslüman olduğunda yaşı elliyi geçmişti.
Adî b. Hâtim’in kabile reisliği Hz. Peygamber devrinde de devam etti. Başarılı çalışmalarıyla kabilesinin tamamen Müslüman olmasını ve devlete karşı görevlerini eksiksiz yerine getirmesini sağladı. Böylece, kabilesine ait vergileri devlete tam ödemekle meşhur bir sahabe vasfını kazandı. Arap kabilelerinden birçoğunun İslâm’dan döndüğü ve devlete başkaldırdığı Hz. Ebu Bekir’in hilâfeti döneminde kabilesine hâkim olarak en küçük bir kıpırdanışa dahi fırsat vermediği gibi, vergilerini de eksiksiz ödemeye devam etmelerini sağladı. Hz. Ebu Bekir devrinde Hâlid b. Velid kumandasında Suriye seferine, Hz. Ömer zamanında da Irak’ın fethine ve Kadisiyye Muharebesi’ne katıldı. Cemel ve Sıffîn vakalarında Hz. Ali’nin safında yer aldı. Müslümanlığı kabul etmesine vesile olduğu için Hz. Ali’ye karşı ayrı bir sevgisi ve bağlılığı vardı. Cemel Vakasında bir gözünü ve oğlu Muhammed’i kaybetti. Diğer oğlunu da Haricîler öldürdü. Irak’ın fethinden sonra Kûfe’ye yerleşti ve orada vefat etti.
Uzun ömürlü sahabelerden biri olan Adî, babası Hatim et-Tâî gibi cömert bir insandı. Uzun süren kabile reisliğinin kazandırdığı tecrübeler onda sağlam ve köklü bir devlet adamlığı karakteri oluşturmuştu. Hz. Ömer’in vefakâr ve Salih bir insan olarak tavsif ettiği Adî b. Hatim, altmışaltı hadis rivayet etmiş, bunlardan yedisi Sahîh-i Buhari’de, elli yedisi de Ahmed b. Hanbel’in Müsned’inde yer almıştır.

KAYNAK: TÜRKİYE DİYANET VAKFI İSLAM ANSİKLOPEDİSİ