EBU TALHA el-ENSARİ(R.A.)


Ebu Talha Zeyd b. Sehl b. el-Esved el-Ensari (ö. 34/654-55) Cahiliye devrinde Medine’de doğdu. Hazrec kabilesinin Neccaroğulları soyundan geldiği için Hazreci ve Neccari nisbeleriyle anılır.

Enes b. Malik’in üvey babasıdır. Müslüman olmasına Enes b. Malik’in annesi Ümmü Süleym sebep oldu. Kocası Malik’in hicretten önce ölümü üzerine Ebu Talha ona evlenme teklif etti. Ümmü Süleym, Müslüman olmamasının bu evliliğe engel teşkil ettiğini, İslamiyet’i kabul ettiği takdirde mehir almaksızın kendisiyle evlenebileceğini söyledi. Bunun üzerine Ebu Talha Müslüman oldu ve Ümmü Süleym ile evlendi. Bu evlilikten Abdullah ile Ebu Umeyr adlı çocukları dünyaya geldi. Ebu Talha nübüvvetin 12. yılında (621) yapılan Birinci Akabe Biatı’nda kabilesini temsil etti. Hz. Peygamber Medine’ye hicret edince onunla muhacirlerden Ebu Ubeyde b. Cerrah arasında kardeşlik bağı kurdu.
Ebu Talha Bedir Gazvesi’ne katıldı. Uhud Gazvezi’nde deriden kalkanı ile vücudunu Hz. Peygamber’e siper etti ve düşman kuvvetlerinin üzerine ok yağdırdı. Onun okçuluğunu takdir eden Resul-i Ekrem, oradan terkeşi(ok mahfazası) dolu geçen mücahitlere oklarını Ebu Talha’nın önüne boşaltmalarını emretmişti. Hz. Peygamber, onun attığı okların isabet ettiği hedefi görmek için her ayağa kalktığında Ebu Talha, “Ya Resulallah, ne olur kendini gösterme! Bir uğursuz düşman okunun sana isabet etmesinden korkarım. İşte göğsüm senin göğsüne siperdir” diye yalvarıyordu.
Daha sonra yapılan gazvelerin hepsinde bulunan Ebu Talha Huneyn Gazvesi’nde yirmi müşrik öldürdü. Medine’de aynı zamanda kabir kazma işiyle tanındığından Hz. Peygamber’in kabrini de o kazdı. Hz. Ömer kendinden sonraki halifeyi seçmekle görevlendirdiği şura mensuplarının, işlerini bitirinceye kadar kimse tarafından rahatsız edilmemesi görevini ona verdi. Hz. Peygamber’in vefatından sonraki tarihlerde Dımaşk’a gidip orada yaşadığı ileri sürülmektedir.
Ebu Talha çoğunluğun kanaatine göre 34 (654-55) yılında vefat etti. 32 (652) yılında, hatta Hz. Peygamber’den sonra kırk yıl daha yaşayıp 51’de (671) öldüğünü kabul edenler de vardır. Enes b. Malik’ten gelen rivayete göre Tevbe suresini okurken 41. ayete gelince, “Rabbimiz bizi ihtiyar da olsak genç de olsak savaşa gitmeye çağırıyor” diyerek o günlerde Rumlar’a karşı yapılan bir deniz seferine katılmışsa da karaya çıkmadan gemide vefat etmiş, etrafta kara görülmediği için yedi gün süreyle defnedilmemiş, ancak cesedinde herhangi bir bozulma meydana gelmemiştir. Diğer taraftan onun Medine’de vefat ettiği ve cenaze namazını Hz. Osman’ın kıldırdığı söylendiği gibi Dımaşk’ta öldüğü de ileri sürülmüştür.
Ebu Talha ashap arasında cesareti, yiğitliği ve bilhassa gür sesiyle tanınırdı.Bu sebeple Resulullah, “Ebu Talha’nın asker içinde sesi bir grup insandan daha iyidir” demiştir (Müsned, III, 261). “100 kişiden, hatta 1000 kişiden daha iyidir” dediği de rivayet edilmektedir. Hz. Peygamber Ebu Talha’yı çok sever, kendi annesinin Medineli olması sebebiyle ona dayı diye iltifat ederdi. Zaman zaman onun evine gider, Ümmü Süleym’in hazırladığı yemeği yer ve orada öğle uykusuna yatardı. Bir gün Ebu Talha Enes’i göndererek Hz. Peygamber’i yemeğe davet etmişti. Ehl-i Suffe ile mescidde oturan Resulullah, Enes daha bir şey söylemeden yemeğe davet edildiğini anlamış ve yanındaki yetmiş (veya seksen) sahabeyi alarak davete gitmişti. Bunun üzerine Ebu Talha telaşlanmış, fakat Ümmü Süleym Resulullah varken telaşlanmanın yersiz olduğunu söyleyerek onu teskin etmişti. Resul-i Ekrem yemeğin bereketlenmesi için dua ettikten sonra sahabeleri onar kişilik gruplar halinde sofraya oturtmuş, hepsi de karnını doyurmuştu. Hz. Peygamber hac görevini ifa ettiği sırada tıraş olmuş, başının sağ tarafından kesilen saçları halka birer ikişer dağıtırken sol tarafından kesilenleri Ebu Talha’ya vermiş, karısı Ümmü Süleym de bu saçların bir kısmını saklamıştı.
Medineli Müslümanlar arasında en çok hurma bahçesine sahip olan Ebu Talha, Mescid-i Nebevi’nin karşısında bulunan ve içindeki tatlı suyu Hz. Peygamber tarafından beğenilen Beyruha adlı bahçesini çok severdi. “Sevdiğiniz şeylerden Allah yolunda harcamadıkça en üstün sevabı kazanamazsınız” (Al-i İmran 3/92) mealindeki ayet nazil olunca Hz. Peygamber’in yanına giderek bu bahçeyi Allah rızası için dilediği şekilde kullanmasını istedi. Onun bu davranışını takdir eden Resul-i Ekrem’in bahçeyi akrabalarına vermesinin daha uygun olacağını söylemesi üzerine de onu Übey b. Ka‘b ve Hassan b. Sabit gibi amcazadelerine ve yakın akrabalarına bağışladı.
Ebu Talha’dan rivayet edilen hadislerin sayısı bazı kaynaklarda 92, bazılarında yirmi küsur olarak verilmekte, Ahmed b. Hanbel’in el-Müsned’inde yirmi beş rivayeti yer almaktadır. Bunlardan üçü Sahih-i Buhari’de, üçü de Sahih-i Müslim’dedir. Kendisinden üvey oğlu Enes b. Malik ile Abdullah b. Abbas, Zeyd b. Halid ve oğlu Ebu İshak Abdullah ve daha başkaları rivayette bulunmuşlardır.

KAYNAK: TÜRKİYE DİYANET VAKFI İSLAM ANSİKLOPEDİSİ

 “ İÇİNDE AZICIK NUR OLMAYANA, DIŞARIDAN VERİLEN ÖĞÜT FAYDA VERMEZ.”

HZ.MEVLANA