HAMZA(R.A.)

     Hazreti peygamberin amcası, Uhud şehitlerinden olan Hamza'nın künyesi; Seyyidüşşühedâ Esedullāh Ebû Umâre (Ebû Ya'lâ) Hamza b. Abdülmuttalib b. Hâşim b. Abdimenâf el-Kureşî el-Hâşimî 'dir. (ö. 3/625)

     569 veya 570 yılında Mekke'de doğdu. Annesi, Hz. Âmine'nin amcasının kızı olan Hâle bint Vüheyb'dir. Ebû Leheb'in cariyesi Süveybe'den süt emdikleri için Hz. Peygamber ile sütkardeşi, aynı zamanda çocukluk ve gençlik yıllarında arkadaş ve dost oldukları bilinen Hamza'nın bi'setin 2 (612) veya 6. yılında (616) müslüman olduğu nakledilmektedir. Rivayete göre, Ebû Cehil ve adamlarının Resul-i Ekrem'e hakaret ettiklerine şahit olan Abdullah b. Cüd'ân'ın cariyesi, av dönüşü Kâbe'yi tavaf etmekte olan Hamza'ya gördüklerini anlatmış, büyük bir öfkeye kapılan Hamza elindeki yay ile Ebû Cehil'i yaralamış ve “İşte ben de Muhammed'in dinini benimsiyorum, cesareti olan varsa gelsin dövüşelim” diyerek İslâmiyet'i kabul ettiğini ilân etmiştir. Hamza'nın İslâm dinini benimsemesiyle müslümanların güçleri artmış, bu da müşriklerin müslümanlar aleyhine gerçekleştirmek istedikleri cüretkâr teşebbüslerini bir kere daha gözden geçirmelerine sebep olmuştur. Hz. Peygamber, hicretten sonra Medine'de ensar ile muhacirler arasında kardeşlik bağı kurduğu gibi daha önce Mekke'de de müslümanları birbirleriyle kardeş yapmıştı. Nitekim Hamza müslüman olunca Resul-i Ekrem onu Zeyd b. Harise ile kardeş ilân etmiştir. Hz. Hamza gazâya çıktığında neyi varsa hepsini Zeyd'e vasiyet ederdi. Hamza Medine'ye hicret ettiğinde Kubâ'da Külsûm b. Hidm'in (veya Sa'd b. Heyseme'nin) evinde misafir olarak kalmış, Hz. Peygamber onu Külsûm b. Hidm ile kardeş yapmıştır.

      Hicretten sonra Medine'ye sığınan müslümanları tehdit eden Kureyşliler'i vazgeçirmek için onları ticaret yollarında sıkıştırmak üzere seriyyeler düzenleyen Resul-i Ekrem, bu seriyyelerin ilki olduğu rivayet edilen Sîfülbahr seferinde Hz. Hamza'yı kumandan tayin etti. Hamza 1. yılın Ramazanında (Mart 623) otuz kişilik bir müfreze ile aralarında Ebû Cehil'in de bulunduğu yaklaşık 300 kişilik bir süvari birliğince korunan Kureyş kervanını kontrol altında tutmak ve gerektiğinde baskın düzenlemek amacıyla sefere çıktı. Taraflar, Medine'nin batısında Kızıldeniz sahillerine yakın bir yerde Cüheyneliler'in yaşadığı bölgede karşılaştılar. Çarpışma Cüheyne kabilesinden Mecd b. Amr'ın gayretiyle önlendi. Ebvâ ve Zül'uşeyre seferlerine ve Kaynukā' Gazvesi'ne de iştirak eden Hz. Hamza bu seferlerde Resul-i Ekrem'in sancağını taşımıştır.

      Hz. Hamza Bedir Savaşı'nın (2/624) önde gelen kahramanlarındandı. Büyük bir cesaretle savaşarak teke tek vuruşmak için ortaya çıkanlardan Şeybe b. Rebîa'yı öldürdü ve Ebû Süfyân b. Harb' in karısı Hind'in babası Utbe b. Rebîa'nın öldürülmesine yardımcı oldu. Savaş esnasında da Cübeyr b. Mut'im'in amcası Tuayme b. Adî'yi ve Kureyş 'in bazı ileri gelenlerini öldürdü. Bundan dolayı özellikle Hamza'dan intikam almaya çalışan müşrikler, Cübeyr b. Mut'im'in Habeş asıllı kölesi Vahşî b. Harb'e Uhud Gazvesinde Hamza'yı öldürdüğü takdirde azat edileceğine dair söz verdiler. Hz. Hamza'nın ciğerini çiğneyeceğini ve organlarından yapacağı gerdanlığı boğazına takarak Mekke'ye döneceğini söyleyen Hind ise bütün takılarına ilâveten 10 altın vereceğini vaad etti. Hz. Hamza, Uhud Gazvesi öncesinde Medine'de kalınıp savunma yapılması veya şehrin dışında düşmanla savaşılması konusu tartışılırken Resul-i Ekrem'e ikinci şıkkı tercih ettiğini söyledi. Bu gazvede de kahramanca savaşan ve otuz bir kişiyi öldüren Hamza, Hz. Peygamber'in uyarısına rağmen okçuların yerlerini terketmesi yüzünden İslâm ordusu bozguna uğrayınca, “Ben Allah ve Resul'ünün aslanıyım. Allahım! Ebû Süfyân ile adamlarının yaptıkları kötülüklerden sana sığınırım. Müslümanların yanlış hareketlerinden dolayı da senden af dilerim” diyerek düşmanla çarpışmaya devam etti. Bir taşın arkasına gizlenip Sibâ' b. Abdüluzzâ ile vuruşmasını seyreden Vahşî, Hz. Hamza'nın Sibâ'ı öldürdükten sonra kendisinin bulunduğu yere yaklaştığını görünce mızrağını fırlatarak onu şehid etti; daha sonra ciğerini çıkarıp Hind'e götürdü. Düşman askerleri, başta Hamza olmak üzere babası müşrik olan Hanzale b. Ebû Âmir dışında bütün şehitlerin burunlarını, kulaklarını ve diğer organlarını keserek iplere dizip savaşa katılan kadınların boyunlarına gerdanlık diye taktılar ve Mekke'ye o şekilde girmelerini sağladılar.

                                                                                                                              DEVAMI HAFTAYA...