HABÎB b. ZEYD(R.A.)

Künyesi; Habib b. Zeyd b. Âsim el-Hazrecî (ö. 11/632)olup Müseylimetülkezzâb tarafından şehid edilen sahabedir.

Medineli ilk müslümanlardan olup babası Zeyd b. Âsim ve savaşlarda gösterdiği yiğitlikle tanınan Ümmü Umâre de annesidir. Babası, annesi ve kardeşi Abdullah ile birlikte İkinci Akabe Biatı'nda bulundu. Başta Uhud ve Hendek olmak üzere bütün gazvelere katıldı.Hz. Peygamber vefatına yakın günlerde Habib'iMüseylimetülkezzâb'a elçi olarak gönderdi. Müseylime ondan Resul-i Ekrem'in peygamberliğini kabul edip etmediğini öğrenmek istedi. Habib kabul ettiğini söyleyince, “Benim peygamberliğime de inanıyor musun?” diye sordu. Bunun üzerine Habib sağır olduğunu ve ne dediğini anlamadığını söyledi. Müseylime sorusunu birkaç defa tekrar edip de Habib'den hep aynı cevabı aldığı için onu organlarını tek tek keserek öldürdü.Bazı rivayetlere göre ise Habib ve Abdullah b. Vehb el-Eslemî, Hz. Peygamber'in Veda haccından sonra vergi toplamak ve İslâm'ı tebliğ etmek amacıyla Umman'a gönderdiği Amr b. As ile birlikte bulunuyorlardı. Resul-i Ekrem'in vefatı üzerine Medine'ye dönerken Müseylime ile karşılaştılar. Diğerleri kaçıp kurtulurken Müseylime, Abdullah b. Vehb ile Habîb b. Zeyd'i esir aldı. Abdullah onun peygamberliğini kabul eder görünerek canını kurtardı; Habib ise buna yanaşmadığı için şehid edildi. Hz. Ebû Bekir devrinde Hâlid b. Velîd kumandasında Müseylime üzerine gönderilen İslâm ordusunda Habib'in annesi Ümmü Umâre ile kardeşi Abdullah da yer aldı. Yemâme Savaşı'nda on bir yerinden yaralanan Ümmü Umâre bir elini de kaybetti. Ancak oğlu Abdullah, Vahşî b. Harb ile birlikte Müseylime'yi öldürdü.

HACCÂC B. İLÂT(R.A)

Ebû Kilâb el-Haccâc b. İlât b. Hâlid es-Sülemî künyesi ile tanınan sahabedir. 

Ebû Muhammed, Ebû Abdullah künyeleri ve Fihrî, Behzî nisbeleriyle de anılır. Haccâc'ın İslâmiyet'i kabulüyle ilgili olarak kaynaklarda şu rivayet yer almaktadır: Aralarında Haccâc'ın da bulunduğu Benî Süleym kabilesinden bazı kişiler Mekke'ye giderken geceleyin konakladıkları bir vadide Haccâc'dan nöbet tutmasını istediler. Haccâc cinlerden Allah'a sığınarak nöbete başladığı sırada birinin, “Ey cin ve insan toplulukları! Göklerin ve yerin çerçevesinden çıkıp gitmeye gücünüz yetiyorsa geçin” (er-Rahman 55/33) mealindekiayeti okuduğunu duydular. Ayet olduğunu bilmediği bu sözleri ezberleyen Haccâc Mekke'ye gidince geceleyin başlarından geçen olayı anlattı ve ezberlediği ayeti okudu. Kureyşliler, bu sözleri Hz. Muhammed'in kendisine vahyedildiğini ileri sürerek okuduğunu söylediler. Bunun üzerine Medine'de olduğunu öğrendiği Resul-i Ekrem'i görmek üzere yola çıkan Haccâc, onun Hayber Gazvesinde bulunduğu sırada yanına giderek kendisiyle görüştü ve müslüman oldu; Hayber'in fethine de katıldı.

Benî Süleym topraklarında altın madenleri bulunan Haccâc oldukça zengindi. Hz. Peygamber'in huzuruna çıkarak Mekkeli tüccarların elinde ve oradaki karısının yanında bir hayli ticaret malı bulunduğunu, bunları alıp Medine'ye getirmeyi düşündüğünü, ancak bunu yapabilmesi için Mekke'de kendisi aleyhinde konuşması gerektiğini söyledi. Resul-i Ekrem ona izin verince Mekke'ye gitti. Hz. Peygamber'in Hayber üzerine yürüdüğünü haber almakla birlikte Hayber'in fethedildiğini henüz bilmeyen Mekkeliler Haccâc'dan bilgi almak istediler. Haccâc da Hayber'de müslümanların büyük bir yenilgiye uğrayıp kılıçtan geçirildiğini, Hz. Muhammed'in esir alındığını, Hayber halkının onun Mekkeliler tarafından öldürülmesini istediklerini anlattı. Müslümanların Hayber'de satılacak mallarını alabilmek için paraya ihtiyacı olduğunu söyleyerek alacaklarını tahsil etti. Haccâc'ın verdiği haberler başta Abbas b. Abdülmuttalib olmak üzere müslümanları çok üzdüğünden Abbas'la gizlice görüşerek meselenin iç yüzünü ona anlattı. Üç gün sonra da Mekke'den ayrılıp Medine'ye gitti, burada kendisine bir ev, ayrıca bir mescid yaparak şehre yerleşti.Haccâc'ın Mekke'den getirdiği malların zekâtını verdiği ve böylece Benî Süleym madenlerinin zekâtını ilk defa onun ödediği belirtilmektedir. Hz. Peygamber'in vefatından sonra Haccâc Humus'a giderek oraya yerleşti. Hz. Ömer, hilâfeti zamanında çeşitli bölgelere haber göndererek en seçkin adamlarını kendisine yollamalarını istediğinde Suriyeliler ona Haccâc'ı gönderdiler. Haccâc'ın Hz. Ömer devrinde (634-644) ve bazı rivayetlere göre hilâfetinin ilk yıllarında vefat ettiği belirtilmektedir.

Haccâc'ın oğullarından Muarrız'ın Cemel Vakasında öldüğü, diğer oğlu Abdullah'ı Muaviye'nin Humus'a zekât amili tayin ettiği, yakışıklılığıyla tanınan bir diğer oğlu Nasr'ın da bazı fitnelere sebep olabileceği düşüncesiyle Hz. Ömer devrinde sürgüne gönderildiği bilinmektedir.