Allah azze ve Celle kainatı ve bizi en güzel şekilde yaratmış ve bize sayısız nimetler vermiştir Ta ki O'na kulluk yapalım diye. Bizden öncekilerde olduğu gibi bizi de birtakım imtihanlara tabi tutmuştur. Daha önce ki İman akılla değil kalple olur başlıklı yazımızda biraz bahsetmeye çalışmıştım.
Bu konuya hassaten değinmemim sebebi görsel, yazılı ve sosyal medya üzerinden akılcı algı yaratmak suretiyle tasarlanmış güncel 28 Şubat'ı yaşıyoruz.
*
- "Sınıfta erkek arkadaşlarımla yan yana derse giriyorsam, camide neden yan yana namaz kılmayayım?" ya da "İmamlar neden hep erkek?" Diyerek gündeme düşürülen kızın açıklaması,
- Hocaların 3-5yıl önceki konuşmalarının bazı bölümleri kesilerekçarpıtılmak suretiyle insanları başka yöne çekme çabaları,
- Cami içinde kız erkek karışık yapılan sohbet görüntüleri,
- Her gün özellikle ekrana çıkarılan hadis ve sünnet reddiyecisi sözüm ona ilahiyatçıların açıklamaları,
Elbette bunların hepsi toplumda oluşturmak istenen İslamafobia adına hazırlanmış özel bir projenin ürünleridir. 28 Şubat'ta da yine toplum sahte şeyh Ali Kalkancı ve sahte mağdur (barda çalışan) Fadime Şahin üzerinden kışkırtılmıştı.
*
Hep kadın, kadın hakları ve özellikle de akılcılık üzerinden yapılıyor bu algı operasyonları. Bu operasyonlarla da 28 Şubat'ta olduğu gibi bir taraftan insanları İslam'danuzaklaştırma, diğer yandan da hükümeti zayıflatma ve düşürme hesapları yapılıyor.
Allah Azze ve Celle erkeği ayrı, kadını ayrı fıtratta yaratmış ve ayrı ayrı misyonlar yüklemiştir ki bu farklılığı ve misyonu sorgulamak bizim haddimize asla düşmez. Haddini bilmeyen insan neyi bilir ki? Kadının fıtrat olarak narin ve hassas yaratılması onun erkekten daha eksik olduğu anlamına gelmez. Rabbimiz kadına o derce değer vermiştir ki kadınlarımızın adını bir sureye (Nisa) vermiştir. Uzun uzun kadınlar ve kadın hakları ile alakalı biz erkeklere emirler ve yükümlülükler vermiştir. Sadece bu bile kadının İslam'dane denli kıymetli olduğunun göstergesidir sanırım.
***
- Allah imtihan etmek için İbrahim Aleyhisselam'a oğlu İsmail Aleyhisselam peygamberi kurban etmesini vahyederek sınamak istedi. İbrahim Aleyhisselam hiç tereddüt etmedi ve emri uygulamaya koyuldu. Oğlu İsmail de aynı şekilde teslim olarak bıçağın altına yattı. Ama bıçak kesmedi. Ve İbrahim Aleyhisselam'a Cebrail bir koç getirerek sınavı kazandığını müjdeledi. Bu yüzden İbrahim aleyhisselam'a Allah'ın dostu anlamına gelen Halilullah denildi.
Mantık ve akıl çerçevesinden bakacak olursak Allah'ın İbrahim Peygambere evladını kurban etmesi emre haşa çok saçma deme hadsizliğinde bulunmamız gerek. Ama ne haddimize.
- Yine iffet timsali olarak bilinen Hazreti Meryem Validemizin eline bir erkek eli bile dokunmamışken İsa Aleyhisselama hamile kalması ne kadar mantığınıza yatar bilmem? Lâkin Meryem Annemiz Allah'a teslimiyeti neticesinde hakkında ayetle övülen Allah indindeki dört kutlu kadından biri oldu.
- Musa Peygamberin Asasıyla Kızıldeniz'i ikiye bölmesi,
- Yine Musa Peygamberin asasını yere atması ve asanın ejderhaya dönüşerek oradaki sihirbazların yılanlarını yutması,
- Salih peygamberin duasıyla dağın arasından deve gelmesi,
- Sevgili Peygamberimizin çok kısa bir süre içinde miraç hadisesini yaşaması,
Bütün bunlar ne kadar mantıklı diye sorsa kişi imanını kaybeder. Demek ki İman da her şey aklımıza ve mantığımıza yatması gerekmiyormuş.
***
İnsan da aklın içinde bulunduğu beynin haricinde ruh, kalp gibi olgular vardır ki bunları hepimiz biliriz. Beşer planında bile bir insan karşı cinsini kalbiyle sever, aşık olur. Beyinle sevmeye kalkarsa ne olur varın gerisini siz düşün.
Herkes aynı tarifle yemek yapar ama aşkla yapan kişi o yemeğe farklı bir ruh ve lezzet kazandırır. Beyinle yapılan yemeğe, franchisingsistemiyle işletilen birburgerciden yediğimiz hamburger, annemizin özene bezene sevgisiyle yaptığı yemek de aşkla yapılan yemeğe örnektir.
Daha nice örnekleri pekâlâ sayabiliriz. Hoş kalbi kararmış insana ne anlatsan fayda etmez ya. Rabbim bizim kalbimizi karartmasın ve haddimizi bilenlerden eylesin. Amin.
Selâm ve dua ile
