Rize maçının ardından takımın eksikleri göze çarparken, maçın ikinci yarısının ise gelecek adına umut verici olduğunu söylemiştik. Takım oyunu oynama yolunda ligin liderlerindendir Konyaspor. Sıcak ve nemli havaya rağmen, lig seviyesinin yine üzerinde bir koşu mesafesi ile maçı tamamlamıştık.

Gelelim Beşiktaş maçına, normalde 42 bin kişinin doldurması gerektiği maçlardandı. Bilet fiyatlarının rakip takıma yüksek yansıtılması için artırılması, stadın dolmamasındaki en büyük etkendi. 28000'e yakın rakamlar telaffuz edilse de bu rakamın gerçeği yansıtmadığı kanaatindeyim. Lig seviyesinin çok üstünde bir kitlemiz olsa da bu boşluklar alışık olduğumuz türden olmayınca direk göze çarpıyor. Ligin ilerleyen haftaları ile sayı daha da artacaktır. Ayrıca kuzey tribünün hazırladığı koreografi de çok anlamlı idi. Bir kez daha şehrimizle, takımımızla ve taraftarımızla gurur duyduk.

Önemli bir hususta stadın koltukları ile ilgili Bjk-Gs süper kupa maçı ile kırılan hasar gören koltuklar. O maç sonrası yapılan açıklamalarda zarar gören her şeyin yenileneceği belirtilmişti. Kuzey tribününde ki koltuklarda herhangi bir yenilemeyi bırakın, bir kaç koltuğun tamiratı dışında hiçbir işlem yapılmamıştı. Tamiratı yapılan koltuklar ise kaynak görmüş ve koltuklar sabitlenmişti. Onlar da ilk maç ile eski haline döndü. Neden itiraz edilip koltukların yenilenmediği ise tartışmaya açık.

Gelelim Beşiktaş maçına; Rize maçına benzer bir maç oldu diyebiliriz. İlk yarı çoğunlukla topun gerisinde kalmayı tercih eden bir takım izledik. Ali Çamdalı'nın sürpriz bir şekilde sahada olması belki de maçın kaderini değiştirdi. Pas trafiğini daha iyi yapan defans ve hücum hattını daha sıkı birbirine bağlayan bir takım vardı sahada. Ali Turan, Vukovic ve Ali Çamdalı bu takımın hem ağabeyleri, hem istikrar hem de tecrübe abideleri. Onlarsız bir Konyaspor hayal etmek şimdilik zor. Onların yanına Rangelov ve Bajic'i de eklemeye başlayacak gibiyiz. Bajic bu şekilde formuna devam ederse en büyük transferimiz olmaya aday. Rangelov'un hırsı ve azmi ile birleşince ortaya etkili bir hücum hattı çıkıyor. Hora ise oyunda kaldığı 20-25 dakikada bu takımda bende varım diye çığlık attı adeta, top hakimiyeti, saklayışı ve doğru yerlerde olması, kumaşını göstermeye başladı. İkinci Marica vakası yaşamayacağız inşallah. İkinci yarı daha diri, oyun hakimiyetini eline alan bir takım vardı. Gün gün takımın kendine güveni daha da artıyor. Buraya deplasmana gelen her takım artık 1 puanı iyi sayıyor. Kazanacağımız herhangi bir maç ile Konyaspor yine seri galibiyetlere başlayacaktır.

Son olarak iki hususa değineceğim. Maçın hakemi  ile ilgili; taktir haklarında yanlı davranan, Bjk kalecisinin dışarı da aldığı topu sezemeyip yanlış kararlar veren, cesaret edemeyip Necip Uysalı oyundan atamayan bir yönetim izledik. Hakemlerin lehimize ya da aleyhimize bir kararı olmasını değil, şeffaf ve tarafsız bir yönetim bekliyoruz. Taraftar he şeyin farkında, Avrupa'da farklı, ülkemizde farklı yönetimler izlemek art niyet ihtimalini akıllara getiriyor.

Gelelim son hususa; maç sonrası bir puan aldığına sevinmesi gereken  rakibimiz teknik heyet ve futbolcuları, ilginç açıklamalar da bulundular, zeminden, hakemin yönetiminden dem vurdular. Zemin ile ilgili atladıkları nokta, bir hafta önceye kadar belki de Avrupa'nın en güzel zeminlerinden olan bu zemin kendi taraftarları tarafından tahrip edildi ya da onların kışkırtıcı hareketleri ile böyle oldu. Kırılan koltuklar ve diğer tahribatlara hiç girmeyelim bile. Hakem ile ilgili de kendi lehlerine yanlı yönetimi, tüm izleyiciler gördüğü halde, yinede eleştirmeleri trajikomik. Ne diyelim demek ki büyük takım diye adlandırılmak, şımartılmak galiba böyle birşey, neyse alıştık artık bunlara...

Taraftarımızı ve takımımızı izlemeye devam edin. Eee Avrupa ligi yaklaşıyor...