Dünyada ekolojik dengenin devamı ve yaşam için vazgeçilmez olan güneş ışınlarının ekosistem için enerji kaynağı olma, D vitamini sentezi ve fototerapötik etkinlik gibi birçok faydalı etkileri vardır. Bununla birlikte;  güneş yanığı, deride kahverengi renk değişiklikleri, fotoallerji, bazı hastalıkları tetikleme ve özellikle uzun vadede deri ve gözde erken yaşlanma ile deri kanserlerinin oluşumuna katkıda bulunma gibi istenmeyen zararlı etkileri de bulunur. Bu nedenle amacımız; yan etkilerine maruz kalmadan güneş ışığından yararlanabilmek olmalıdır. Güneşin deri üzerindeki olumsuz etkilerinin önlenebilmesi için, etkili koruma önlemleri ve güneşten koruyucular konusunda toplumun bilinçlendirilmesi büyük önem taşımaktadır. 

Yeryüzüne ulaşan ışınların %6.3’ünü oluşturan ultraviyole (UV) spektrumu 290-400nm dalga boyundaki ışınları içermektedir. UVB, UV ışınlarının %1-10’unu oluşturur ve güneş yanığından asıl sorumlu olan bandtır. Güçlü kanser yapıcı ve erken deri yaşlanmasına neden olan etkileri bulunur. Uzun süreli bronzluktan sorumludur. UVA ise UV ışınlarının %90-99’unu oluşturur. Güneş yanığı oluşturma potansiyali UVB’den 600-1000 kat daha azdır. Kanser yapıcı etkisi hafif-orta şiddettedir. Ancak derinin daha derin katlarına geçebildiğinden kollajen-elastin liflerde daha çok yıkım ile erken deri yaşlanmasında etkili olur. 

UVA; UVB’nin aksine camdan geçebilir ve saat, mevsim, coğrafik enlem farklılıkları göstermez. Oysa yaz aylarında, saat 11.00-15.00 arasında, ekvatora yaklaştıkça yeryüzüne ulaşan UVB yoğunluğu artar. UV şiddetini bulutlar azaltır ancak yine de %50’si yeryüzüne ulaşmaktadır. Bulutlardaki su içeriği UV’den çok kızılötesi ışınları zayıflatarak deride ısı etkisini azaltıp UV ışınlarına rahatsız olmadan aşırı maruz kalma riskini de arttırmaktadır. Plajda şemsiye altında oturulurken bile kumdan %25 oranında yansıyan ışınlar kolayca güneş yanığına neden olabilir; aynı şekilde kar örtüsü de %50-95 oranında UV yansımalarına yol açabileceğinden dikkatli olmak gerekmektedir. UV ışınlarının %75’i 2 m. su derinliğine ulaşabildiğinden uzun süren yüzmelerde hem direkt hem de %5 oranında yansıyan ışınlar dikkate alınmalıdır. 

Giyinmek halen en etkili ve en ucuz güneşten korunma yoludur. Giysilerin koruma değerleri; dokuma sıklığı, kalınlığı, ıslak olması gibi faktörlere göre değişmekle beraber 15-30 güneş koruma faktörü (GKF=SPF) arasında değişir. Yine de UV’nin %20-30’u giysilerden geçebilmektedir. Sıkı dokumalılar, beyazlatılmamış pamuklular, ipekliler, likra gibi sentetik giysiler, koyu renkliler UV’yi daha az geçirirler. 

Güneş ışınlarının deri üzerindeki olumsuz etkilerinden korunmak için güneşe çıkmadan önce uygun güneşten koruyucuların kullanılması önemlidir. Güneşten koruyucular deriye ulaşan UV ışınlarının absorbe edilmesine, yansımasına veya saçılmasına yol açarak, penetrasyonunu engelleyen krem, losyon, jel veya sprey formundaki organik ya da inorganik maddelerdir. Güneşten koruyucular dünyada 1928 yılından itibaren kullanılmaya başlanmış olup o zamandan buyana deri kanserlerinden ve zararlı ışınlardan korunmada önemli bir rol üstlenmişlerdir 

Bir güneş koruyucunun etkinliği ürünün SPF değerine dayanır.SPF; güneş koruyucu ile korunan derinin, korunmayan deriye oranıdır. Başka bir deyişle, kişide güneşe maruziyet sonrası kızarıklık oluşma süresini kaç kat uzattığını ifade eder. Örneğin, güneş koruyucu kullanmadan güneşe maruz kaldığında 10 dakika içinde kızarıklık gelişen kişide SPF 15 değerinde ürün kullanıldığında bu süre 150 dakikaya uzamaktadır. 

Güneş koruyucular; fiziksel etkililer ve kimyasal etkililer olmak üzere iki grupta sınıflandırılabilinir. Fizik etkililer; bariyer oluşturarak ışınları deriden saçma ve yansıtma yoluyla etki sağlar. Hem UVA hem de UVB ‘ye karşı çok etkilidirler. Tahriş edici ve allerjik olmamaları nedeniyle son derece güvenilirdirler. İçeriklerindeki büyük partiküller nedeniyle gözle görülür beyaz tabaka oluşturup maske hissi verirler, sivilce oluşumunu tetikleyebilirler. Ancak son zamanlarda yeni mikronize partiküllü ürünler geliştirilerek bu yan etkileri azaltılmış, kozmetik olarak kabul edilebilirlikleri arttırılmıştır. Kimyasal etkililer ise UVA’yı ya da UVB’yi absorbe ederek deriden penetrasyonunu azaltırlar. Geniş yüzey alanlarına tekrarlanan uygulanmaları deriden kimyasal maddelerin emilimi açısından potansiyal risk taşıyabilir; allerjik, toksik reaksiyonlara elverişli zemin hazırlayabilir. Bu nedenle deriden emilimlerini sınırlayan yeni formülasyonlar geliştirilmektedir. Yine de çocuk ve bebeklerde tercih edilmemeleri önerilmektedir. 

Amerikan Dermatoloji Akademisi ve Deri Kanseri Vakfı ‘’Hiç bir şekilde sağlıklı bronzluk yoktur’’ deyip UV hasarından korunmak için şu önerilerde bulunmaktadırlar: 

  • Güneş ışınlarının en şiddetli olduğu öğlen (11.00 ile 15.00) saatleri arasında güneşe çıkmamaya özen gösterilmelidir. Gölgede oturulmalıdır. Şemsiye, şapka tercih edilmeli ve açık renk-koruyucu giysiler ve gözlükler kullanılmalıdır. 
  • Her gün en az 15 koruma faktörlü güneş koruyucu kullanılmalıdır.
  • Güneş koruyucular, kişinin yaşına, cilt tipine, mevcut hastalıkları - kullandığı tedavilere ve mesleki özelliklerine göre seçilmelidir. Tedavi amacı ile doktor tarafından verilen bazı ilaçlar (antibiyotikler, doğum kontrol hapları, isotretinoin, vs) ve hatta kozmetik ürünlerin bazıları da derinin güneş ışınlarına karşı duyarlılığını arttırmaktadır. Bu durumlarda da kişi doktorun kişiye özel önerileri doğrultusunda güneşten korunmalıdır.
  • Güneş koruyucular, güneşe çıkmadan 15-30 dakika önce tüm güneş gören bölümlere sürülmelidir.
  • Güneş koruyucular 2-3 saatte bir ya da aşırı yüzme ve terleme sonrası yenilenmelidir. 
  • İnsanlar arasındaki uzun süreli güneş banyolarına ve solaryumlara olan ilgi ortadan kaldırılmalı,eğitim arttırılmalıdır. 
  • UV’nin zararlı etkilerinden sorumlu serbest radikallere karşı koruyucu antioksidanlar kullanılmalıdır (Vitamin A, vitamin C, vitamin E, koenzim Q10, likopen vs).

Kaynaklar:

  • Uzm. Dr. İlknur Özen Paksoy. Güneşten Korunma. ODTU Sağlık ve Rehberlik Merkezi. http://srm.metu.edu.tr/sites/srm.metu.edu.tr/files/gunesten_korunma.pdf
  • Çayırl ı M, Tunca M ve Açıkgöz G. Güneşten Korunma ve Güneşten Koruyucular. TAF Prev Med Bull 2013; 12(2): 193-8