Bir yılın sonu,diğerinin başlangıcı,  genelde  muhasebenin dönemsellik ilkesi gereği,geçen yılın değerlendirilmesi, yeni yıldaki faaliyetlerin öngörülmesi niteliğinde, işletmelerin, devletin ve kurumsallık yolunda ilerleyen işletmelerin, bir başlangıç zamanı.

Elbette işletmelerin çoğu bunu, ciddi olarak bütçelere dökerek, meydana gelmiş değerleri analiz ederek, yeni dönemi planlarlar. Beklentilerini rakamlaştırarak, bütün çalışanlarının anlayacağı dilde hedefleştirir.

Bazılarında basit usulde, gelire bakar, farkı da şu kadar kar ve zarar ettik diye değerlendirir o kadar.

Bir başka grupta, bankaya bakar, kasaya bakar, durumunun iyi ya da kötü olduğuna karar verir.

Bir  yılı ciddi bir tahlilden geçirmediği için; daha iyi olabilir miydi, nelerden ders almalı, nelerden vazgeçmeli, yeni nasıl adımlar atabiliriz? Soruları ile pek ilgilenmez.

Neden sonuç ilişkileri,onlar için çok ciddi kafa karıştırıcı işlerdir. Bu tip girişimci, hem birçok işi zaten etrafı gözlemleyerek, birilerini taklit ederek çok daha ucuza, çok daha kolay iş yaptığına inanır.

Çoğu insan için de yılbaşı bir eğlenme günüdür. Yeme içme eğlenme.

Bir de hayal kuranlar; Milli piyangodan büyük ikramiyenin çıkma hayaline göre projeler üretenler.

Belki de hayatında olmadığı kadar sosyal, olmadığı kadar ekonomik değerde projeler yaparlar. Hatta ikramiyenin çıkmasını kolaylaştırmak için ; Allaha dua eden, hayır yapacağına söz verenler de bir hayli yoğunluktadır! Tabii büyük çoğunluğu, yeni yılın ilk saatlerinde hayal kırıklıkların a dönüşen projeler haline .  Milli piyangoya, çıkarsa çıkar, çıkmazsa eğlence diyen,  bir kesimi de unutmayalım.

Bazılarımız bireysel olarak, geride bıraktığımız yılı analiz eder, bu yıl neler yapabileceğimiz konusunda  planlar projeler yaparız.
Ülkemiz açısında da değerlendirirsek;

2016 belki de 500 yüz yıllık sorunlarımızın patlak verdiği, su yüzüne çıktığı bir yıl oldu..
Adaletin, hakkın ilkelerle, sistemleşerek toplumun geneline yayıldığı, kurumsallaşmanın dibe vurduğu bir yıl oldu.

Devlet ve insanlık sisteminin sarsılmaz ölçüsü; hakkın, kul hakkının istismarının yerlerde süründüğünün ispat edildiği bir yıl.

Devlet içerisinde , bir çok yazımda bahsettiğim, güvene dayalı, okulculuk, cemaatçilik, tertipçilik, devrecilik,hemşericilik,aşiretçilik,bölgecilik gibi yapıların nasıl da, kul hakkını istismar ettiğinin somut olarak ispat edildiği bir yıl oldu.

O devlet görevlerine, o üniversiteler sorular çalınarak, kartvizitlerle, tanıdıklarla gelen insanların aslında hak eden başka kişilerin hakkını nasıl gasp ettiklerini milletçe idrak ettik.

Ayrıca muasır medeniyet ile Avrupalı olmak, Amerika'ya benzemenin de  alakası olamadığını anladık. Anladığımızı düşünüyorum.

Bosna'da, Afganistan'da, Kuzey Afrika ülkelerinde, Güney Amerika'da  yapılan özgürleştirme, adalet, demokrasi faaliyetlerinin aslında Emperyalizmin yeniden konumlanması, kedini güvene almak için uydurduğu projeler olduğunu gördük.Aylan bebek ve onun gibi on binlercesinin Akdeniz'de yok olmasına sebep olan Suriye göçmenlerinin dramı ile,  sadece kendi halkı  için uyguladığı,insanlık değerlerini , çöpe atarken suçüstü yakalandılar.

İşte bu düşüncelerle , yeni umutlarla yeni yılda bir sayfa  açalım. İnsanlık adına hepimiz gücümüz yettiğince, elimizden geldiğince projelere  imzalar atalım.
Hepimizin yapabileceği o kadar çok şey var  ki,; mesela sadece kendimizi motive etsek, moralli bir insan haline gelsek eminim kendimize katkısı kadar çevremizde olumlu bir iklim meydana getirecektir.
Bunun ötesinde yapılabilecek çok şey var.  Hep beklemek,  olacak şeyleri bir şarta bağlamak olsa olsa tembelliğimize kılıf uydurmaktan öte gitmez.

Güzel bir fikir, o fikre uygun bir proje , plan, o projeye uygun bir adım, o adımı takip eden adımlarla yürümeye başlayıp istikamete koyulmak elbette başarı getirecektir. 

Unutmayalım; hiçbir başarı tek başına olamaz.

Camdaki yağmur tanelerinin bir birine katılarak daha büyük bir damla oluşturup akması belki bize çok şey anlatır.

Bu yazımı şiirimle bitirmek istedim.

 

YENİDEN YENİDEN

Yeniden yeniden başlayabilmek.
Yeniden yeniden ,doğabilmek.
Ardına bakmadan,
Ardında,yaşanmışlıklar bırakarak.


Yeniden cümleler kurmak;
Manaları, insanlık olan.
Yeniden,duyguları;yaşama açmak,
Mutluluk çeşmesinden,
Kana kana içsin diye.


Yeniden; düşünceleri yola koymak,
Yeni pencereler açsın ,yaşamda.
Ruhum, yeniden kanat çırpısın,
Arı misali, kalp kalp dolaşsın;
Yeni duygu polenleri taşısın,
Yaşam kovanımda;
Şifa olsun, tat olsun damaklarda,
Güç olsun; adımları ,uzun soluklu olan.
Paylaşarak  çoğalalım.
Adaletin terazisinden düşmeden.


Yeniden,yol olsun,yolumuz,
Bir nebze dostlara....
Ellerinden tutalım,
Kalplerinde,toplanalım, insanlığın.
Öyle bir yoğunlaşalım ki....
Varlığımız,güneş olsun,
Işıkları; taa.... ötelere ulaşsın,
Başka zamanlarda,
Başka mekanlarda, aydınlık olsun.
Kalplere miras bırakalım,
Başka anları, aydınlatsın diye.


Yasam; yeniden  yeniden  başlasın,
Kalbimi yaşatsın ,
Sevgimi yeniden evirsin,
Sevgim,yeniden bürünsün,
Derin duyguların kıvamına.
Yaşamın çekirdeğinden;
Çınarın,muhteşem varlığına ulaşsın,
Gölgesinde ; bir demli çay içerken;
İnsanlık,yeniden başlasın
Uygarlık cümlesine,
İki yüzlülükten kurtulmuş manaları, ifade eden.


Merkezinde insan olsun,insanlık olsun
Önce başkası için yaşadığımız.