Mazlumder Konya Şubesi, ulus devlet eğitimi ve sorunlarıyla ilgili konferans düzenledi. Alaeddin Keykubat Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen konferansa konuşmacı olarak Özgür Eğitim-Sen Genel Başkanı Yusuf Tanrıverdi katıldı. ‘Ulus Devlet Süreci ve Eğitime Yansımaları’ konulu konferansta dinleyicilere bilgi veren Tanrıverdi, ulus devletin tanımını ve ulus devletin eğitime getirdiği olumsuzlukları anlattı. Kur’an-ı Kerim Tilaveti ile başlayan programın açılış konuşmasını yapan Mazlumder Konya Şube Başkanı Derviş Argun, konferansta eğitim ve sorun kelimelerini yan yana getirdiklerini kaydetti. “Ancak eğitim bireysel ve kümeleşmiş sorunları çözer” diyen Argun, “Kemalist sistemin, İslam’dan uzaklaşmış sistemin ortaya koyduğu eğitim sistemi ortadadır. Devletin ortaya koyduğu eğitim sistemiyle velilerin talepleri birbirleri ile uyuşmamaktadır. Ailelerin ve sivil toplum kuruluşlarının çabalarının farkındayız. Çocuklarımız 6 yaşındayken kucaklarımızdan alınıyor ve tam 9 yıl boyunca okul-dershane-sınav üçgeninde harap ediliyor. Günümüz ulus devlet yapıları bizleri içerisinden çıkamayacağımız sorunlara doğru sürüklüyor. Bu durumun bir an önce farkına varıp bilinçlenmemiz gerekiyor” dedi.
EĞİTİM TEK TİP İNSAN OLUŞTURAM İÇİN KULLANILDI
‘Ulus Devlet Süreci ve Eğitime Yansımaları’ konulu konferansta günümüz eğitim sisteminde her yurttaşın eğitime tabi tutulması için devletin kapılara jandarma dahi gönderebileceğini aktaran Özgür Eğitim-Sen Genel Başkanı Yusuf Tanrıverdi, devletin bu uygulamasının amaçsız ve masumane olmadığını söyledi. Eğitimin ciddi bir şekilde irdelenmesi gerektiğini ifade eden Tanrıverdi, “Hepimiz ulus devlet içinde doğduk. Ulus devletlerin önceleri bir sınırı yoktu. Bir otorite vardı ama ulus devlet gibi bir devlet otoritesi yoktu. Ulus devlet öncesi devletlere baktığımızda vergiler verildiğinde, kurallara uyulduğunda hiçbir sıkıntı yoktu. Bu durum 18. yüz yılda gerçekleşen Fransız İhtilal’i  ile değişmeye başladı” dedi. Ulus devleti tanımlayan Tanrıverdi, “Ulus devletin var olması için bir ulusun olması gerekiyor. Ulus olmalı ki bir kimlik kazandırılabilsin. Örnek olarak Osmanlı Devleti’ni verebiliriz. Osmanlı tek bir ulus olmadığı için hiçbir zaman ulus devlet kimliğine sahip olamadı. Ulus devlet olabilmek için homojenlik gerekiyordu. Böyle bir ulus kimliği oluşturulmazsa ulus devlet olmayacak, kalmayacaktı. Kimliğin oluşturulması için de bir ideolojiye sahip olmak gerekiyordu. Bu devletlerin ideolojisi de milliyetçilikti. Milliyetçiliğin de iki temel ayağı vardı. Bunlar dil ve etnik kimlikti. Bu ikisi olmadan milliyetçilik tamamlanmamış sayılıyordu. Ulus devletler bu ideolojilerini benimsetmek için de sanat, kültür, spor gibi toplumsal olguları kullandı. Bu olgulara resmi ideolojinin renginin bulaşması gerekiyordu. Bunun için de eğitimi yani okulları kullandılar. Renkler ve farklılıklar toplumdan izole edilecekti” dedi.
DERS KİTAPLARINDAKİ TARİH YANLIŞ
Zorunlu eğitimin çocuklara resmi ideolojiyi tam anlamıyla empoze ettiğini dile getiren Tanrıverdi, sözlerini şöyle tamamladı: "Eğitim sistemi çocuklarımıza ideoloji empoze yerleri oldu. Aileden gelen değerleri, bilgileri varsa siliyor. Ankara’da 4 bürokrat oturuyor ve çocuklarımızın nasıl yetişeceğini, insanlara, dünyaya nasıl bakacağını belirliyor. Ortaya bir Cumhuriyet olgusu koyuyorlar. Bu değer her şeyin üstünde, onu koruyacağımız öğretiliyor. Atatürk’ün Samsun’a çıkışını bizlerin tarihimizin başlangıcı olarak kabul ediyorlar. Bu milletin önceden tarihi yok muydu? Vardı, ancak o tarih ilkeldi, geriydi. Bu öğreti bizlere halen öğretilmeye çalışıyorlar. Bu yalanı söylemeye devam ediyorlar. Bunları yazanlar kendileri de inanmıyorlar ama yazdılar ve yazmaya devam ediyorlar. Ayrıca çocuklara okutulan ders kitaplarında Kemalizm vurgulanıyor. Çocukların bu şekilde yetişmesi amaçlanıyor."
ALPER ERTAŞ
Editör: TE Bilişim