Konya İl Kültür ve Turizm Müdürlüğünün öncülüğünde, Mevlana’nın 746. Vuslat Yıldönümü Uluslararası Anma Törenleri (Şeb-i Arus) kapsamında düzenlenen ‘Türbeönü Buluşmaları’ devam ediyor. Etkinliğin beşinci günü çadır sohbetleri programına konuk olan Ankara Üniversitesi Dil Tarih ve Coğrafya Fakültesi Doğu Dilleri ve Edebiyatları Bölümü öğretim görevlisi Prof. Dr. Hicabi Kırlangıç, Mevlana, Divan-ı Kebir ve Mesneviden Vefa beyitleri üzerine bir söyleşi gerçekleştirdi. Kırlangıç, geçen yılki Şeb-i Arus etkinliklerine konuşmacı olarak katılmak üzere, Ankara’dan Konya’ya gelirken meydana gelen yüksek hızlı tren kazasında yaralanarak bir süre yoğun bakımda tedavi görmüştü. Şiir dilinde Mesnevi tercümesi de bulunan Kırlangıç sohbetinin başında bu yılki etkinliklerinin ana teması olan ‘Vefa Vakti’ne vurgu yaparak, Konya’da bulunmaktan duyduğu memnuniyetini dile getirdi. Kırlangıç konuşmasını şöyle sürdürdü.

Mevlana’nın Eserlerinde Vefa Vurgusu

“Mevlana’nın eserlerinin her birinde hayatımızı ilgilendiren, bir insanın, bir Müslümanın, birey veya toplum olarak ne yapmamız gerektiğine dair yol gösteren çok güzel öğretileri var. Vefa konusunda Mevlana’nın Divar-ı Kebir isimli eserinden tespit ettiğim yaklaşık 200 kelime var. Vefaya ne kadar vurgu yapıldığını görüyoruz. Kendisi o kadar vefa timsali bir kişilik ki, Şems-i Tebrizi Konya’yı terk ettiği zaman onu bulamayacağını bildiği halde görevini yapmak için en az iki kez Konya’dan ayrılarak o meşakkatli yolculukları yapıp, Şam diyarına kadar Şems-i aramıştır. Ömrünün sonuna kadar Şem-i unutmamıştır ve ona vefa göstermiştir. Hatta bir şiirinde Tebriz şehri için ‘Vefa Tebriz’i’ diyor. Tebriz’in sıfatını vefa olarak koyuyor.” şeklinde konuştu.

‘Asıl Vefa Sahibi Allah’tır’

Mevlana’nın, Divan-ı Kebir’de öncelikle Allah’ın vefasından bahsettiğini ifade eden Kırlangıç, ‘Ben size şah damarınızdan daha yakınım’, Peygambere hitaben de ‘Rabbin seni terk etmedi’ şeklinde Kur-an-ı Kerim’deki ayetlerden örnek vererek vefanın önemine değindi. Mevlana’nın eserlerinin esasında Kuran ve hadislerin bir şekilde insanlara yeniden aktarılması olduğunun altını çizen Kırlangıç, sohbetine şöyle devam etti. “Mevlana’ya göre ömrün vefası yok. Dünya ve ömür kalıcı değildir. Eşine dostuna hitap ederken onu övmek için bazen ‘sen ömürsün’ diyoruz. Ömrün vefası yok ki senin vefan olsun. İnsanlar gelip geçici varlıklar olduğu için belli bir yere kadar vefa gösteriyorlar. O yüzden asıl vefa sahibine yönelmek gerekir. O da bizleri yaratan, bizi yaşatan ve bizi rızıklandıran Cenab-ı Allah’tır.” dedi.

‘Yüzyıllardır Mevlana Ne Diyor Onu Anlamaya Çalışmalıyız’

İnsanların Konya’ya gelip Mevlana’yı ziyaret etmelerinin bir vefa örneği olduğunu söyleyen Kırlangıç: “Mevlana’ya ne kadar vefalıyız. Onu anlamaya çalışıyoruz. Onun türbesinin çevresini boş bırakmıyoruz. Onunla ilgili programlara katılıyoruz. Bizi insanlarla buluşturuyorlar. Bu şekilde bir kardeşlik oluşuyor. Mevlana’nın da istediği bu zaten. En önemlisi Mevlana’nın eserlerini okumamız, Ne yazdığını anlamaya çalışmamız ve yazdıklarından da ders çıkarmamız gerekiyor. Hayatımıza yön verecek fikirler, yol haritaları bulmamız gerekir. Bununla ilgili çalışmalar yapmak gerekir. Öyle bir karmaşık dönemde yaşıyoruz ki insan durup düşünecek fırsat bulamıyor. Bir akıntı içerisinde gidiyoruz. Burada kendimize bir fırsat oluşturup, Mevlana ne diyor diye bakmamız gerekiyor. Yüzyıllar geçmesine rağmen Mevlana ne söylüyor onu anlamaya çalışmalıyız.” diyerek sözlerini tamamladı. Programın sonunda Konya İl Kültür ve Turizm Müdür Abdüssettar Yarar, konuşmalarından dolayı Kırlangıç’a teşekkür ederek, plaket ve Şeb-i Arus atkısı takdim etti.

 

 

Editör: TE Bilişim