Çin’den başlayarak tüm dünyaya yayılan ve ülkemizde de görülen yeni tip koronavirüse (Kovid-19) karşı mücadele aralıksız sürüyor. Koronavirüsün ortaya çıkması ve kısa sürede dünyaya yayılmasıyla tüm dünyada temizlik ve hijyene dikkat çekilen açıklamalar yapılmaya başlandı. Bunun yanında sağlıklı beslenme ve beslenme alışkanlıklarının gözden geçirilmesi de dünya gündemini meşgul ediyor. Tüm dünya temizlik ve beslenme ile ilgili konuyu koronavirüs nedeniyle tartışmaya başlarken, Hak din olan İslam, bu iki konuya zaten dikkat çekiyordu. Allah’ın (c.c.) Kur’an-ı Kerim’de yenilebilecek ve yenilemeyeceklerle ilgili insanoğluna helal-haram kıstası koyması ve temizlikle ilgili koyduğu emir ve yasaklar, bugün gelinen noktada İslam dininin önemini bir kez daha ortaya koymuş oldu. Konya İl Müftüsü Ahmet Poçanoğlu ve Selçuk Üniversitesi (SÜ) İslami İlimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ramazan Altıntaş Konya Yenigün Gazetesine konu ile ilgili değerlendirmelerde bulundu.

‘İSLAM DİNİ TEMİZLİK DİNİDİR’

İslam dininin temizlik dini olduğuna dikkat çeken İl Müftüsü Ahmet Poçanoğlu Müslümanlar için temizliğinin bir yaşam biçimi olduğunu söyledi. Efendimiz buyurmuştur ki: (Temizlik imandandır...)" diyen Poçanoğlu, şöyle devam etti, “İslam temizlik temeli üzerine inşa olunmuştur! İslam’a baktığımız zaman Cenab-ı Allah daima tövbe edenleri ve temizlenenleri sever. Allah’ın dininde temizlik maddi ve manevi olarak ayrılır. Bu sebeple Hz. Muhammed (S.A.V) Efendimiz daima temiz olmayı ve temizliği emretmiştir. Yemekten önce ve sonra ellerimizi yıkamamızı tavsiye etmiştir. Cenab-ı Allah abdesti bizlere emreder. Gusül abdestini bizlere emreder. Bu sebeple Allah’ın dini tertemiz insanların dinidir. İslam kişinin kendisini, elbisesini ve çevresini temiz tutmasını ister. Allah’û Teâlâ bizlere daima temiz olmayı emretmektedir ve Allah’ın sevdiği kullar da daima temiz olanlar, temizlikte titizlik gösterenler. Dinimiz temizlenmeye çok önem veren insanlar yetiştirmiştir. Müslümanlarda temizlik bir yaşam tarzı ve yaşama biçimidir.”

‘RESULLAH BİZLERE DAİMA TEMİZ OLANI HELAL KILMIŞTIR’

Yeme içme alışkanlığı noktasında da İslam’ın yasakladığı yiyeceklerin hastalıklara, salgınlara neden olduğunun görüldüğünü belirten Poçanoğlu, “Allah (C.C.) buyuruyor ki, “Allah onlara peygambere tabi olan müminlere helal olanı, temiz olanı helal kılmış, pis, iğrenç olanı da haram kılmıştır.” Bu sebeple Allah (C.C.) haram kıldığı yiyecekler de insan için hayır ve bereket yoktur. Sağlık, sıhhat, afiyet ve kazanç söz konusu değildir. Cenab-ı Allah şöyle buyurur; “Allah’ın size rızk olarak verdiği nimetlerden helal ve temiz olarak yiyin. Para kazanırken helal kazanç kazanmak önemli. Kimsenin malini çarpmadan çırpmadan, helal bir yoldan kazanmak ve Allah’ın helal kıldığını yemek ve haram kıldığından uzak durmak.” Çünkü Allah bizlere tertemiz olan yiyecekleri helal kılmıştır. Bu sebeple bu konulara çok dikkat etmemiz gerekiyor. Cenab-ı Hakk’ın kelamı bir mucizedir. O’nun emirleri bir mucizedir. Allah’ın emirleri bütün dünyaya ve insanlığa bir rahmettir. Allah (C.C.) bizlere haram kıldıklarını tek tek saymıştır. Bunlar leş, kan, domuz eti ve Allah’tan başkası için boğazlanan, Allah’ın rızasını elde etmek için değil de putları ve buna benzer şeyleri üstün kılmak için, onların rızasına boğazlanan şeylerin yenilmesini Allah bizlere haram kılmıştır. Helaller ile beslenmek bir toplumu güçlü kılar. Bir toplum helal olan beslenirse, o toplumda izzet, güç ve bir varoluş söz konusu olur. O toplumun düşmanları da kendisinden ümidini keser. Bunu ayeti kelimede de açıkça görüyoruz. Resullah bizlere daima temiz olanı helal kılmıştır. Kuranı kerime baktığımız zaman Cenabı Allah kainata, aleme baktığımız zaman öyle temiz, öyle leziz, öyle güzel ve faydalı, öyle lezzetli yiyecekler ihsan etmiş, ikram etmiş. Cenabı Allah haram ve helali açık bir şekilde ifade etmiş. Onun ölçülerini kriterlerini açık bir şekilde zikretmiş. Bu sebeple temiz olmak, yediğimiz içtiğimizin helal çerçevesinde olması gerekiyor” şeklinde konuştu.

‘HELAL GIDA, MÜSLÜMANCA YAŞAMANIN OLMAZSA OLMAZIDIR’

Helal Gıda’nın Müslümanca yaşamanın olmazsa olmaz olduğuna dikkat çeken Selçuk Üniversitesi (SÜ) İslami İlimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ramazan Altıntaş da şunları söyledi, “Hikmet, varlığın hakikatini bilmektir. Bu bağlamda Yüce Allah’ın bizim hayatımızı tanzim etmek için gönderdiği münzel şeriattaki helal ve haramların, emir ve yasakların insan hayatı için yararları vardır. Helal olanlar yapılacak, haram kıllananlardan da şiddetle kaçınılacaktır. Yiyecek ve içecekler açısından olaya bakacak olursak helal gıda, salt bir beslenme konusu değil, aynı zamanda ahlaki bir meseledir. Her konuda olduğu gibi beslenme konusunda da Yaratıcı, bir nizam getirmiştir. Nasıl ki yiyeceklerimize besmele ile başlayıp hamdele ile sonlandırıyorsak, onu üretirken ve pazarlarken de ahlaki boyutlardan sarfınazar etmememiz kulluğumuzun bir gereğidir. Helal gıda, Müslümanca yaşamanın olmazsa olmazıdır. Kur’an bize, helal ve temiz olan yiyeceklerden yememizi öğütlemektedir. Yaratanın temiz kıldığını insan bozmamalı ve kirletmemelidir. Allah temizdir, ancak helal olanı kabul eder. Helal gıda, Rabbine itaat edenle etmeyenin birbirinden ayrıldığı bir meseledir. Bundan dolayı Hz. Peygamber (a.s), önüne konulan yiyeceğin ismi kendisine söylenip de onun ne olduğunu ve mahiyetini bilmedikçe yemezdi. Helal ve haram duyarlılığına sahip olan her Müslüman helal zaviyesinden yiyip-içtiklerine dikkat etmeli ve bu konuda farkındalık bilincine sahip olmalıdır” diye konuştu.

HELAL-HARAM DÜZENİ BOZULMAMALIDIR

Helal haram düzeni bozulmamalıdır diyen Altıntaş, şunları kaydetti, “İnsanın ilk imtihanı, gıda ve beslenme alanında olmuştur. Bugün bizler ve bütün bir dünya koronavirüsle imtihan olmaktayız. Bu imtihanlar arasında insan iradesinin söz konusu olduğu ve doğrudan olmadığı bela ve musibetler de vardır. Verilen haberlerden öğrendiğimiz kadarıyla Koronavirüs Çin’de Huanan deniz ürünleri pazarından yayılmıştır. Çin'deki ilk vakalar, pazarda çalışan ve buradan alışveriş yapan kişilerde tespit edilmiştir. Huanan pazarında; canlı tilki, timsah, kurt yavruları, dev semenderler, yılan, sıçan, tavus kuşu, kirpi, miski kedisi, yarasa ve her türlü börtü böceğin bulunduğu 112 çeşit et satıldığı belirtiliyor. Çinli uzmanlar bu pazardan topladıkları 568 örneğin 32'sinde virüs tespit ettiklerini açıkladılar. Bu hayvanların hemen hepsi, İslam’da, etinin yenilmesi helal olmayan hayvanlardır. Uzmanlara göre bulaşıcı hastalık ve virüslerin yüzde 70'i bu tür hayvanlardan insana bulaşmaktadır. Çin'de 2002-2003 yılları arasında ortaya çıkan ve yüzlerce kişinin ölümüne neden olan SARS virüsünün de yarasalar ve misk kedilerinden yayıldığı ortaya çıkmıştır. 2019 Aralık ayının ortalarında Çin’de ortaya çıkan koronavirüs hasatlığının da aynı şekilde yarasa adı verilen kanatlı kuşlardan geçtiği söyleniyor. Koronovirüs bir canlıdır. Her canlı hayatta kalma mücadelesi verir. Bu virüs de varlığını sürdürmek için yarasaya yapışmış ve kendi varlığını onda devam ettirmek istemiştir. Bizim yapmamız gereken virüsün taşıyıcısı olan yarasayı yememektir. Çünkü dinimiz zarar verici olan canlıların yenmesini yasaklamıştır. İslam’ın beslenme kuralları doğrudan beden ve ruh sağlığımızla ilgilidir. Bu sebeple Yüce Allah’ın yiyecek ve içecekler konusunda ortaya koyduğu helal-haram düzeni bozulmamalıdır. İnsanoğlu Yüce Allah’ın koyduğu düzeni bozduğu sürece insanlığın başına daha birçok felaket gelecektir. Unutmayalım ki, bu felaketlerin bir kısmı lokal kalabilir ama bir kısmı da koronada olduğu gibi bulaşmak yoluyla bütün bir dünyayı etkileyebilir.”

MUHAMMED ESAD ÇAĞLA

Editör: TE Bilişim