Mirasımız Derneği (Kudüs ve Civarındaki Osmanlı Mirasını Koruma ve Yaşatma Derneği) Genel Başkan Yardımcısı Necmettin Çakmak, dini ve kültürel mirasa sahip çıkmanın önemine dikkati çekerek, "Bizler biliyoruz ki Kudüs düştüğünde sıra İstanbul'dadır. Herkes kendi sahip olduklarıyla emanete sahip çıkmalıdır. Bizler çok kez şahit olduk ki işgalci İsrail, Müslüman ziyaretçiler olduğunda Mescid-i Aksa’da zorbalık yapamıyor, özellikle de Türkiye'den gelenler olduğunda." dedi.

ABD'nin büyükelçiliğini Kudüs'e taşımak için çalışmalara başlaması, başta Türkiye'nin resmi makamları olmak üzere birçok kesim tarafından protesto ediliyor.

Kudüs merkezli kıyafet, gıda, eğitim, sağlık gibi hemen hemen her alanda çalışmalar yürüten Mirasımız Derneği de bu protestolara katılıyor.

Derneğin genel başkan yardımcısı Çakmak, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Kudüs'ün Müslümanlar için "kırmızı çizgi" olduğunu ve bu kararla sınırın ihlal edildiğini söyledi.

"Ümmet ayağa kalkmalı"

Bölgenin bu karardan sonra tamamen karışacağı değerlendirmesini yapan Çakmak, "Burada seçenek olarak siyasiler girişimlerde bulunuyor ama tabiri caizse tren raydan çıktı, fitil ateşlendi. Kudüs her şeyin önünde. Direniş artık tek seçenek haline gelmiştir. Ümmet ayağa kalkmalı, başka yolu yok. Kudüs ümmeti birleştirecek, herkes kıyam edecek. Uyanış ve diriliş başladı." ifadelerini kullandı.

Çakmak, derneğin 2008'de kurulduğunu ve Osmanlı'nın bölgeye vakfettiği tarihi ve kültürel mirası korumak için gayret sarf ettiklerini kaydetti.

Hedef dünyanın en büyük havrası

Çakmak, İsrail'in nihai amacının Mescid-i Aksa'yı yıkıp dünyanın en büyük havrasını yapmak olduğunu ifade ederek,"Hem Müslümanlar hem de dünya uygarlık tarihi açısından, bu yıkımın durdurulması çok acil bir gerekliliktir. Biz de Mirasımız Derneği olarak bugüne kadar aralarında cami, medrese, dükkan ve evlerin bulunduğu yaklaşık 80 mülkün restorasyonunu gerçekleştirdik. İsrail'de 'Kayıp Mülkler Kanunu' var. Bu kanunla cemaati olmayan ve yıkılmak üzere olan camilere el konuluyor, camiler ya yıkılıyor ya da satılıyor. Bugüne kadar yüzlerce cami yıkıldı. Yani yapılan restorasyonlarla güzelleştirmekten öte mülkleri İsrail'in işgalinden kurtarıyoruz." değerlendirmesinde bulundu.

Kudüs için yeni projeler

Bazı camilerin şimdi müze, lokanta, meyhane veya ahır olarak kullanıldığına işaret eden Çakmak, "Mesela 2013'te Hayfa Belediyesi, Osmanlı eseri olan Hayfa Ulu Camisi'ni, restore edilmemesi durumunda 4 ay içerisinde yıkacağını belirtmişti. Biz de restorasyonu üzerimize alarak 1 yıl kadar bir sürede tamamladık ve şu an ecdadımızın camisi açık vaziyette duruyor. Tabii ki bunlar yeterli değil, yapacak daha çok işimiz var. İnşallah önümüzdeki dönemlerde mülklerin el değiştirmemesi için çaba sarf edeceğiz." dedi.

Seneye "Kudüs'te Hayatım" başlıklı bir belgesel çalışması da yapacaklarını belirten Çakmak, "Kudüs'ten İstanbul'a" projesiyle de Kudüs ve çevresinde yaşayan çocuklarla gençleri Türkiye'deki akranlarıyla buluşturacaklarını sözlerine ekledi.

Editör: TE Bilişim