Proje ile,bölgesel ve küresel sorunlar derinlemesine ele alınacak, geleceğe yönelik projeksiyonlarda da bulunulması amaçlanacak

Konya Ticaret Odası (KTO) Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Öztürk, Büyüyen "Ekonomi Konya ve KTO 2023 Projeleri" başlıklı bir sunum gerçekleştirdi. Konya Ticaret Odası Meclis Toplantı Salonu'nda gerçekleştirilen toplantıya, KTO Meclis Başkanı Ahmet Arıcı, Yönetim Kurulu Üyeleri ve Konya basınının temsilcileri katıldı. Başkan Öztürk sunumuna dünya ekonomisi ile ilgili verdiği bilgiler le başladı. 2016 yılında bütün dünyada ekonomik durgunluk ve buna bağlı bir büyüme sorunu yaşandığını belirten Öztürk, bu durumun oluşmasına, yılın ilk yarısında küresel büyümenin, özellikle ABD'de, beklentilerin altında kalmasının etkili olduğunu söyledi. 2008 krizinin etkilerinin, aradan 9 yıl geçmiş olmasına rağmen, piyasalardan tam olarak silinemediğine dikkat çeken Öztürk, 2015 yılında 16,5 trilyon dolar olarak gerçekleşen küresel ticaretin 2016 yılında gerileyerek yaklaşık 16 trilyon dolar seviyesinde gerçekleşmesinin beklendiğini ifade etti. Küresel ekonominin 2016 yılının ilk 10 ayında dolar bazında yüzde 4 daraldığının bilgisini veren Öztürk, 2009'dan sonraki en düşük büyümenin gerçekleştiğini belirterek, "Dünya ekonomisini etkileyen önemli gelişmeleri;İngiltere'nin AB'den ayrılma kararı (Brexit) ve AB'ye getirdiği belirsizlikDonald Trump'un ABD Başkanı seçilmesiFED'in faiz artıracağına ilişkin güçlü beklenti Suriye ve Irak'ta yaşanan savaş ortamı ve jeopolitik risklerşeklinde sıralayabiliriz.2016 yılında OECD'ye göre yüzde 2,9 civarında gerçekleşen küresel büyüme hızının 2017'de yüzde 3,3'e çıkması bekleniyor" ifadelerini kullandı. 

BÜYÜMEDEKİ DÜŞÜŞ KONJONKTÜREL 

Dünya ekonomisindeki büyüme rakamlarını paylaşan Öztürk, daha sonra Türkiye'deki büyüme rakamlarına değindi. Türkiye ekonomisinin 2016 yılının ilk yarısında ılımlı büyüme performansını sürdürmekle birlikte, 3. çeyrekte yaşanan 15 Temmuz darbe girişimi ve artan risklerin etkileriyle yılın ikinci yarısında zayıflayan bir performans sergilediğini belirten Öztürk, şöyle devam etti, "Öte yandan 3. çeyrekte söz konusu gelişim hızı yüzde -1,8 oranında gerçekleşerek ekonomide yıllık bazda bir daralmaya işaret etmiştir.Böylece Türkiye ekonomisi küresel krizin etkilerinin hissedildiği 2009 yılından sonra ilk kez bir GSYH düşüşü kaydetmiştir.Bu düşüşün uluslararası ve ulusal olumsuzlukların bir araya gelmesi sonucu oluşan konjonktürel bir düşüş olduğu ve geçici bir durumu yansıttığı düşünülmektedir.Yaşanan bu ekonomik daralma, 15 Temmuz darbe girişiminin olumsuz etkilerini ve tırmanan jeopolitik riskler ile terör saldırıların yansımalarını taşımaktadır. Bu bağlamda artan terör saldırıları ve Rusya ile gerilen ilişkilere istinaden 2016'da belirgin biçimde zayıflayan turizm sektörünün büyüme üzerindeki olumsuz etkisi altı çizilmesi gereken bir gelişmedir.Rusya ile sağlanan normalleşme ortamı ile birlikte bu parametrenin 2017 yılı başından itibaren olumlu yönde katkı yapması beklenmektedir.2016 yılı büyüme beklentimiz, 4. çeyrekte bir toparlanma olacağı ancak yılın tamamını yüzde 2,5 civarı bir büyüme ile kapatacağımız yönünde. Orta Vadeli Program hedefinin (yüzde 4,4) oldukça altında bir büyüme ile kapatacağımızı düşünüyoruz.İleriye yönelik olarak ise son dönemde büyümede gördüğümüz yavaşlamanın konjonktürel veya dönemsel nedenleri olmakla beraber, büyümede artık yapısal olarak da bir yavaşlama trendine girilmiş gibi gözüküyor."

'KARARLAR EKONOMİK DEĞİL SİYASİ'

Öztürk konuşmasında, Kredi Derecelendirme Kuruluşlarının Türkiye ile ilgili kararlara da değindi. 15 Temmuz darbe girişiminin başarısız olmasıyla, Türkiye'nin ekonomik anlamda yıpratılmaya çalışıldığına dikkat çeken Öztürk, "Darbe girişimi sonrası oluşabilecek muhtemel bir ekonomik kriz, başta Merkez Bankamız olmak üzere temel ekonomi aktörlerinin doğru ve hızlı refleks göstermesiyle önlenmiştir. Bu sürecin Türkiye ekonomisine kısa vadede negatif yansımaları olmasına ve piyasaların, yaşanan gelişmelere belli ölçüde tepki vermesine rağmen, planlanan ve beklenen felaket senaryosu gerçekleşmemiştir. Ancak, ülkemizi her yönden yıpratmak isteyenler, hem içten hem dıştan bu çabalarına devam etmektedir. Darbe girişiminde başarısız olanlar şimdi de ekonomi ve finans alanında saldırıya geçmiştir. Son zamanlarda ülkemiz, küresel finans terörüyle karşı karşıyadır.Ve buradaki en etkin silahları de Kredi Derecelendirme Kuruluşlarıdır.15 Temmuz darbe girişimi bertaraf edildikten iki gün sonra S&P ajandasında olmamasına rağmen hızlı bir şekilde reaksiyon göstererek aceleyle not düşürme kararı vermiştir.Bu olumsuz not düşüşü başta olmak üzere kredi derecelendirme kuruluşlarından gelen haberler de gidişattaki olumsuz gelişmeleri tetiklemiştir.Önce S&P Türkiye'nin BB+ olan notunu BB'ye düşürmüş, ardından Moody's de kısa bir süre sonrada benzer bir aceleci tavırla Türkiye'nin notunu Baa3'ten Ba1'e düşürmüştür.Türkiye ekonomisinin maruz kaldığı darbe girişimi karşısında hızlıca verilen sübjektif karar ve açıklamalar kurumların aldıkları kararların ekonomik olmaktan çok siyasi olduğunu göstermektedir.Bu durum bugün de hala aynı şekilde devam etmektedir. Son olarak 2016 Eylül ayında Moody's Türkiye'nin notunu Ba1 seviyesine yani 'yatırım yapılabilir' seviyesinin altına indirmiştir.Geçtiğimiz ay da Fitch ve S&P peş peşe not düşürerek Türkiye'yi  'yatırım yapılabilir' seviyesinin altına indirmiştir.Dünyada kredi derecelendirmenin üç oligopol kuruluşun hakimiyetinde olması ve uluslararası sermaye piyasalarında bunların genel kabul görmesi, bu kuruluşların bir ülkenin finansal anlamda havasını rahatlıkla değiştirebileceklerini göstermektedir" İfadelerini kullandı. 

'2017 YILI İHRACAT HEDEFİMİZ 1.5 MİLYAR DOLAR'

Ardından Konya ekonomisini değerlendiren KTO Başkanı Selçuk Öztürk, Konya'nın hem Türkiye'nin hem de İç Anadolu Bölgesinin tarım, ticaret, sanayi ve turizm cazibe merkezi olarak bölgedeki diğer illere lokomotiflik görevi yapan, ülke ekonomisine ciddi katkıları bulunan bir üretim üssü olduğunu söyledi.  Konya'nın son 10 yılda ihracat anlamında iyi bir ivme kazandığını belirten Öztürk, bu ivmenin Konya'nın potansiyeline göre yeterli olmadığına da dikkat çekti. Dünya genelinde yaşanan ekonomik daralmanın 2016 yılında Konya'yı da etkilediğini, bu nedenle 2016 yılında bir önceki yıla oranla ihracatta düşüş yaşandığını ifade eden Öztürk, şöyle devam etti, "Konya ihracatı;2001 yılında 100 milyon dolar,2005 yılında 424 milyon dolar,2010 yılında 995 milyon dolar,2016 yılı ihracatımız ise 1.3 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir.2017 yılı ihracat hedefimiz ise 1.5 milyar dolar.Konya'nın 2016 yılı ihracatı 2015 yılına göre yüzde 2,9 azalmıştır.En fazla ihracat yapan 15. il konumundayız.

Konya'nın 2016 yılı ithalatı 2015 yılına göre yüzde 9 azalmıştır.En fazla ithalat yapan 17. il konumundayız."

'İNOVASYONA DA ÖNEM VERMEMİZ GEREKMEKTEDİR'

Öztürk, Konya'nın 91 farklı sektörde ihracat gerçekleştirdiğini söyledi. Bu sektörler içerisinde en çok ihracatın Makinalar, Yedek Parça ve Süt Ürünlerinde gerçekleştiğini belirten Öztürk, 2016 yılında bir önceki yıla göre ihracatın en fazla artış sağladığı sektörlerin de yüzde 42,27 ile Süt Ürünleri, yüzde 36,97 ile Silahlar ve Parçaları ve yüzde 102,43 ile Eczacılık ürünleri olduğunun bilgisini verdi. İhracatın düştüğü sektörlere de değinen Öztürk, "Yüzde 18,27 ile Makinalar, yüzde 7,86 ile Yedek Parça ve yüzde 43,94 ile Değirmencilik ürünleridir.Konya iş dünyası olarak ihracatımızdaki bu düşüşü durdurmak ve yeniden bir ivme kazandırmak için daha çok ve nitelikli üretim ve hızlı ticaret yapmamız gerekmektedir.Şayet bu dengeyi sağlayamaz isek ihracat anlamında istenilen seviyeye öngörülen zamanda ulaşmamız mümkün olmayacaktır. Bundan dolayı imalata verdiğimiz önem kadar pazarlamaya, marka geliştirmeye ve inovasyona da önem vermemiz gerekmektedir. Her geçen yıl yeni pazarlar veya yeni müşterilerle pazar payımızı artırmak ve çeşitlendirmek zorundayız. Bugün Konya, yükselen ekonomisi ve gelişmekte olan performansıyla ülkesi için önemli bir katma değer oluşturan sayılı merkezlerden birisidir. Koyduğu hedeflere işadamlarıyla, bürokratlarıyla, işçisiyle, çiftçisiyle, öğrencisiyle, bütün kurum kuruluşlarıyla emin adımlarla ilerleyen bir şehirdir. Konya'nın ve ülkemizin kalkınmasında etkin rol oynamak ve hedeflerimize ulaşmak için ulusal ve yerel düzeyde tüm kurum ve kuruluşlarımız üzerine düşen görevleri yerine getirme bilinci ile yola devam etmektedir. "Birlikte Konyayız" sloganıyla çıktığımız yolda ancak "Birlikte Güçlüyüz" inancıyla ilerleyebiliriz ve bu inançla hedeflerimizi gerçekleştirebiliriz" ifadelerini kullandı. 

KONYA TİCARET ODASI VE İŞTİRAKLERİ

KTO Başkanı Selçuk Öztürk, KTO'nun iştiraklerindeki son durumlar ve yeni projelerle ilgili de bilgiler verdi. Konya Ticaret OdasıEğitim ve Sağlık Vakfı'nın 2005 yılında faaliyete başladığını hatırlatan Öztürk, "Vakfımız ilk iş olarak KTO Karatay Üniversitesi'ni kurmuştur.Konya Ticaret OdasıEğitim ve Sağlık VakfıVakfa bağlı bir iktisadi işletme ve Yükseköğrenim Kız ve Erkek Öğrenci Konukevleri mevcuttur.Vakfımız 'Kamu Yararına Vakıf' olabilmek için gerekli müracaatları yapmış ve süreç devam etmektedir.Beş Bakanlık ve Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından başarılı bir şekilde gerekli teftişler yapılmış olup raporlama işlemleri devam etmektedir" dedi. 2009 yılında kurulan KTO Karatay Üniversitesi'nin de tüm hızıyla eğitime katkı vermeye devam ettiğini belirten Öztürk, "Üniversitemizde;6 bin 500 öğrenci6 Fakülte51 Program3 Enstitü2 Meslek Yüksekokulu1 Yüksekokulbulunmaktadır.Üniversitemiz 270 akademisyenle eğitim öğretimine devam etmektedir.Şuanda 100 bin metrekare alana sahip olan üniversitemiz, önümüzdeki yıllarda genişleme alanıyla birlikte 200 bin metrekare alana sahip olacaktır" ifadelerini kullandı. 

'FUAR MERKEZİ ŞEHRE HAREKETLİLİK GETİRİYOR'

KTO Uluslararası Fuar Merkezi ile ilgili de konuşan Öztürk, fuarın şehre ve bölgeye büyük ekonomik hareketlilik getirdiğini söyledi. Yılda ortalama 12 fuar düzenlendiğini belirten Öztürk, fuarın Türkiye'nin 4., Anadolu'nun en büyük fuar merkezi durumuna geldiğini söyledi. Konya'nın nitelikli eleman ihtiyacına, artan niteliksiz işgücüne ve işsizlik oranına çözüm olması amacıyla planlanan Mesleki Eğitim Merkezi'nde de çalışmaların hızla devam ettiğini anlatan Öztürk, merkezi bu yılın Haziran ayında tamamlanmasının öngörüldüğünü ifade etti. 

İHRACATI ARTIRMA PROJESİ

KTO'nun dış ticareti geliştirmeye yönelik yeni projesini de anlatan Öztürk, kurulacak olan Dış Ticaret Merkezi ile Konya'nın dış ticaret konusundaki engelleri ortadan kaldırıp, ihracatını artırmaya yönelik çalışmaların gerçekleştirileceğini söyledi. Projenin fizibilite çalışmalarına başlandığını belirten Öztürk, iki yıl içerisinde tamamlanmasının hedeflendiğinin bilgisini verdi. 

STRATEJİK ARAŞTIRMALAR MERKEZİ KURULUYOR

KTO'nun bir diğer önemli projesi hakkında da bilgi veren Öztürk, Stratejik Araştırmalar Merkezi'nin kurulacağını söyledi. Türkiye'de ilk yerel Tink-Tank kuruluşu olma özelliğine sahip olacak proje ile, bölgesel ve küresel sorunlar derinlemesine ele alınacak, bugüne yönelik bilgi üretiminin yanı sıra, geleceğe yönelik projeksiyonlarda da bulunmayı amaçlayacak. Merkezin uluslararası bilim standartlarına uygun ve siyasi kaygılardan uzak bir şekilde, farklı görüşleri bir araya getirerek bir diyalog platformu vazifesi göreceğini belirten Öztürk, projenin önümüzdeki 3 yıl içerisinde tamamlanacağını söyledi. 

'2023 VİZYONUNA KATKI SAĞLAMIŞ OLACAĞIZ'

KTO olarak birlik ve beraberlik içerisinde hizmet etme gayreti içerisinde olacaklarını belirten Öztürk, şöyle devam etti, "Bugüne kadar olduğu gibi 2017 yılı içerisinde de Konya Ticaret Odası olarak üyelerimizin refahı, şehrimizin her alanda gelişmesi noktasında gereken çalışmaları birlik ve beraberlik şuuru ile yapacağız. 2021 yılına kadar tamamlamayı planladığımız tüm projelerimizle Konya'nın ve ülkemizin 2023 vizyonuna katkı sağlamış olacağız." 

ABDULLAH AKİF SOLAK 

Editör: TE Bilişim