HİSDER (Hikmet İlim ve Sanat Derneği) in Selçuklu Belediyesi Ahmet Keleşoğlu Kültür Merkezi'nde düzenlediği Cuma toplantılarında Necmettin Erbakan Üniversitesi Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Abdülkadir Buluş, "Konya'da İktisadi Hayat"  konusunda dernek üyelerine bilgi verdi.

Tarihsel perspektif içerisinde Türkiye ekonomisinin geçirdiği süreç ve bu süreçte Konya'nın iktisadi durumu Prof. Dr. Abdulkadir Buluş tarafından ele alındı. Buluş konuşmasında, "Selçuklunun başkenti olması dolayısıyla oluşan ekonomik canlılık Osmanlı devrinde geriliyor. Dericilik her dönemde önemini korumuştur. 1896 yılında Hicaz Demiryolu Hattı'nın Konya'dan geçmesiyle şehir ekonomisi hareketlendi. Deve kervanıyla 23 günde İzmir'e gönderilen tahıl ürünleri, trenle 1 günde yerine ulaştırılıyordu. Kafkasya'dan gelen göçlerle şehrin merkez nüfusu 30 binden 50 bine çıkıyor, bunlar sayesinde tarımda mekanizasyon sağlanıyor. İlk tiyatro temsili, konserve, iskambil kâğıdı bu dönemde ortaya çıkıyor" ifadelerini kullandı.

SIKI DEVLETÇİLİK POLİTİKASI UYGULANIYOR

Cumhuriyet'in kuruluşundan sonra sanayileşmenin devlet eliyle yürütüldüğünü, tarımın kalkınmada lokomotif bir güç olduğunu belirten Prof. Dr. Abdulkadir Buluş, Aşar Vergisi'nin kaldırılıp daha sonra yerine yüzde 10 oranında Zirai Mahsul Vergisi'nin konulduğunu belirtti. Konuşmasının devamında 14 Mayıs 1950 yılında "Yeter Söz Milletindir"  sloganıyla iktidara gelen DP'nin özel sektörün önünü açtığından söz eden Prof. Dr. Abdülkadir Buluş, "Para basarak uygulanan popülist politikalar sonucunda 1954 yılı sonrasında gelişim duraksamıştır. 1960- 1980 arasında Beş Yıllık Kalkınma Planları uygulanmıştır. 1980 İhtilali sonrası Özal'ın politikaları sonucunda sermaye hareketlerine izin verilmesi sonucu sıcak para devri başladı. 1994,1997, 1999, 2002 ve 2008 finansal krizleriyle karşı karşıya kaldık" dedi.

KONYA İHRACATININ YÜZDE 85'İ SANAYİ ÜRÜNÜDÜR

Tarım şehri olan Konya'nın artık bunun yanında sanayi şehrine dönüştüğünü dile getiren Prof. Dr. Buluş, "Yapısal dönüşüm KOBİ'lerin yaygınlaşmasıyla oluşmuştur. 1970'lerin başında oluşan çok ortaklı şirketler sonraki yıllarda İttifak ve Kombassan Holdinglerin devreye girmesiyle ivme kazanmış, ancak yanlış yönetim anlayışları yüzünden birçok şirket kapanmıştır. Asya kaplanları gibi Konya, Denizli, Gaziantep ve Kayseri'nin başını çektiği Anadolu Kaplanları İstanbul sermeyesi karşısında yer almıştır. Konya sanayisinin en güçlü olduğu alanlar olarak; tarım, otomotiv yan sanayidir. En zayıf olduğu alanlar ihracat ürünlerini limanlara aktarması, askeri bölgede sivil havaalanının bulunması, kargo taşımacılığının başka iller üzerinden gerçekleştirilmesi, su sıkıntısı, son 2 yıla kadar il nüfusunun göç vermesi sonucu milletvekili sayısının 16'dan 14'e düşmesidir. İhracatta Türkiye ortalamasının altında 7 sektörünün olması büyük bir risktir" diye konuştu.

Prof. Dr. Abdulkadir Buluş, Konya'nın gelişmişlik bakımından en az teşvik alan 2. bölgede bulunması sonucu yatırımların Aksaray, Niğde gibi illere kaydığını, şirketlerin güç birliğine giderek ortak hareket kabiliyetine yönelmesinin Konya sanayisini güçlendireceğini,2023 hedefinde yer alan 5 milyar dolar ihracat hedefinin gerçekleştirilebileceğini söyleyerek sözlerini tamamladı.

HABER MERKEZİ

Editör: TE Bilişim