“Vahşetin sahibi İsrail'dir. Ancak bu vahşeti onaylayan ve sorumlusu olan ise ABD'dir” dedi

Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu İl İstişare Toplantısı için Konya'ya geldi. Vali Ahmet Kayhan Öğretmenevi'ndeki topantıda konuşan Gündoğdu, 1992 yılında Eğitim Bir-Sen’i kuran Mehmet Akif İnan ve arkadaşlarının ‘niçin sendika’ sorusuna, ‘vesayeti deşifre etmek için’ cevabını verdiklerini söyledi. Gündoğdu, "Allah'a şükür ülkemizdek vesayeti bitirdik, deşifre ettik. Türkiye'de vesayet bitti ama dünya da devam ediyor. Dünyadaki vesayet bizimkinin yüz katı büyüklükte. O vesayetin adı Siyonizm'dir. O vesayetin adı Kapitalizm'dir. Sıra o vesayete geldi inşallah'' dedi.
ŞEYTANIN GÜNÜMÜZ TEMSİLCİSİ İSRAİL’DİR
Siyonizm'in ırkçı bir ideoloji olduğunu belirten Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, ''ilk olarak ırkı üzerinden üstünlük taslayan ve imtiyaz isteyenin şeytan olduğunu, şeytanın günümüzdeki temsillerinin ise İsrail ve Amerika olduğunu söyledi. ABD Başkanı Barack Obama’nın seçimi kazanmasının ardından, siyahi birinin başkan olması ve babasının isminin Hüseyin olmasından dolayı büyük ümit bağlayanların kısa sürede hayal kırıklığına uğradığını söyleyen Gündoğdu, sorunun, ABD Başkanının rengi değil, misyonu olduğunu kaydetti. Amerika'nın müsaade etmemesi halinde İsrail’in 3-5 aylık çocukların üzerine bomba yağdıramayacağına dikkat çeken Ahmet Gündoğdu, " Filistin’de, Gazze’de üç aylık beş aylık çocukların üzerine bombalar yağdıran terörist İsrail’e Amerikan Devlet Başkanı Obama müsaade etmese asla saldıramaz. Katil İsrail’dir; katilin sponsoru Amerikan Devlet Başkanı ve Amerika yönetimidir" dedi.
BATI ÖLDÜRMEK İÇİN VAR, BİZ YAŞATMAK İÇİN VARIZ
Konuşmasında, dünyadaki yetimlerin acısını yüreğinde hissetmeyenlerin burada olmasının bir anlamı olmadığını söyleyen Gündoğdu, bunun bir medeniyet farkı olduğunu kaydetti. Ahmet Gündoğdu, “Batı, öldürmek için ayakta, ayakta kalmak için öldürüyor. İslam yaşatmayı emrediyor. Bizim değerlerimiz bir insanın kurtulamsıın kainatın kurtulması, bir insanın yaşamasını kainatın yaşaması olarak görür. Osmanlı, gittiği yere barış, huzur götürmüştü. Örnek, Somali. Osmanlı ekmek getirmişti. Bunu en güzel Somalililer şu şekilde özetliyor; Batılı geldi, ellerinde incil vardı, bizim bahçelerimiz vardı, ancak şimdi, incil bizim elimizde kaldı, bahçelerimiz onların elinde.” ifadelerini kullandı.
4+4+4 GEÇİŞ SÜRECİ İYİ YÖNETİLEMEDİ
Kesintili eğitime geçişin kendi önerileri olduğunu söyleyen Gündoğdu, “Bu harika sisteme geçişe ilişkin sevincimiz, bakanın üslup kazalarıyla kursağımızda kalmıştır. Referandum paketi ile kesintili eğitim, bu iktidarın en şahane projeleridir. Gecikmeli de olsa toparlanan bakanlık iradesine karşın, boşa dayak yiyen bir anlayış gördük. Önerimiz süreç yönetimiyle ilgiliydi. Becayişle, yan alanla bazı tamiratlar yapıldı. Branşında atanamayıp sınıf öğretmenliği yapanlara kadrolarına geçiş hakkı sonradan verilince bu kez de sınıf öğretmeni sorunu yaşandı” dedi.
Kesintili eğitime geçişi bakanlığın anlatamadığını ve süreci yönetemediğini söyleyen Gündoğdu, bakanın üslubundan, bu üslubun iktidara yansımasından ve başbakanın da bu üsluba bakarak açıklamalar yapmasından rahatsız olduklarını kaydetti. Öğretmenin girdiği ders sayısı kadar değerlendirilmesinin işletmeci bir bakış açısı olduğunu belirten Gündoğdu, evine iş götüren tek mesleğin de öğretmenlik olduğunun unutulmaması gerektiğini belirtti.
MEMURLARIN İŞ GÜVENCESİNİ KALDIRMAYA ÇALIŞIYORLAR
Memurların iş güvencesini kaldırmaya niyetlenmiş yanlış yaklaşımların kendilerini son derece rahatsız ettiğini belirten Gündoğdu hükümete selendi. Gündoğdu, “Medeniyet değerlerimizle siyaset yapanlara sesleniyorum; Şüpheli şeylerden kaçının. Memurun iş güvencesine göz dikilerek gidilecek bir yol yoktur. Bu yolun ucu karanlıktır. Çıkmaz sokaktır. Buradan uyarıyorum; memurun iş güvencesine el atacak yaklaşımlarda bulunmayın. Hiç mi çalışmayan memur yok, diyorlar. Biz de soruyoruz; hiç mi çalışmayan siyasetçi yok? Demek ki var. O zaman çalıştıracağız.” ifadelerini kullandı.Belediyelerdeki sözleşmelilerin kadroya geçirilmesinin sözünü aldıkları, kadrolu olamayan diğer sözleşmelilerin kadro sorunu üzerine görüşmelerin yapıldığı bir dönemde, kamu çalışanlarının iş güvencesiyle ilgili söylentileri anlamalarının mümkün olmadığını söyleyen Gündoğdu, “Böyle bir şeyi aklının ucundan geçirenlere sesleniyorum; İnancımız şüpheli şeylerden kaçının, diyor. Size de tavsiyemiz tehlikeli sularda kulaç atmayın” dedi.
BAŞÖRTÜSÜ KAMUDA SERBEST OLMALI
Çalışan kadının örgütlenmesini önemsediklerini söyleyen Gündoğdu, “Kamuda devlet dairesinde, üniversitede ve TBMM’de baş örtüsüne özgürlük istiyoruz. Başörtüsü; başı örtülü kadından ziyade erkeklerin sorunudur. İnancı gereği örtünene dil uzatmak, ahlaksızlıktır. Allah’ın emridir, inanç hürriyeti kapsamına girer. Bu özgürlük kimsenin lütfuyla kullanılmak zorunda değildir. Başörtüsü yasağı kadına uygulanan en büyük şiddettir. Bunu uygulayan da devlettir. Sosyal devlet böyle olamaz. Vatandaşını tanıyan devlet lazım, tanımlayan değil.
Konuşmasında bir çağrıda bulunan Gündoğdu, “Memur olup da başörtüsünden dolayı uyarı ya da kınama cezası bile almış olanlar başkanımla irtibat kursunlar. İdare Mahkemesi, mecbur kalırsak Danıştay sonra Anayasa Mahkemesi, yüzde 99,5 Anayasayı değiştirmeye kalmaksızın bu sorunu çözeceğiz” diye konuştu.
HABER MERKEZİ
 
Editör: TE Bilişim