Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Afyon NG Güral Termal Otel'de başlayan ve "Hep Birlikte, Büyük Hedeflere" temalı 26. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı'nın açılış konuşmasını yaptı. 

"Sizlerle en son 2014 yılı Mayıs ayındaki 22. İstişare ve Değerlendirme Toplantı'mızda yine burada Afyonkarahisar'da bir araya gelmiştik. Bugün burada bin 275 kişilik bir aile olarak tekrar bir aradayız. Sadece bu tablo dahi AK Parti'nin, nasıl bir duvarın tuğlaları gibi birbirine kenetlenmiş bir parti olduğunu göstermektedir." diyen Erdoğan, yaklaşık 3,5 yıllık bir aranın ardından tekrar bir araya gelmekten Allah'a sonsuz hamd ettiğini ifade etti.

Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:

"Ancak ben şunu biliyorum ki, bırakınız milletimizin tamamını kendi arkadaşlarımız arasında bile bu gerçeklerin, bu rakamların, bu reformların doğru şekilde farkında olmayanlar var, şahsım da dahil olmak üzere. Halbuki geçtiğimiz 15 yıldaki başarılarımız, gelecek vizyonumuzun en önemli referansı ve en önemli güven kaynağıdır. Bunun için her fırsatta bu hatırlatmaları yapmayı sürdüreceğim. Sizlerden de bunları milletimize her fırsatta ezberden ifade etmenizi özellikle bekliyorum.

Biz, hükümete geldiğimizde 'Dört temel taş üzerinde ülkemizi yükselteceğiz.' demiştik. Bunlar eğitim, sağlık, adalet ve emniyet. Bunlar bizim önceliklli alanımız, bunu böyle ilan ettik. Eğitimde ülkemizde mevcut olan 355 bin dersliğin üzerine bu sürede 270 bin derslik daha ilave ettik. Öğretmen sayımız 560 bin idi, bunu da 905 bine ulaştırdık. Üniversite sayımız 75 idi, bunu 185'e yükselterek, artık bugün Türkiye'de üniversitesi olmayan ilimiz kalmadı. 81 vilayetimizin tamamında üniversite var. Yani biz Güneydoğu'dan Doğu'dan öğrenci alıp, Orta Anadolu'ya Ankara'ya İstanbul'a değil, onlara maliyeti yüksek bir eğitim-öğretim anlayışı değil, tam aksine üniversiteyi aldık, bütün o yavrularımızın, gençlerimizin ayağına götürdük."

İnsani yardımlara ilişkin adımların "Veren el, alan elden hayırlıdır." anlayışından hareketle atıldığına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu:

"Şu anda bizim özellikle yaptığımız bu köprüler, Boğaz'da üçüncü köprümüz, denizin altından bağlantılarımız, Osmangazi Köprümüz, bütün bunlar, Türkiye'nin medeniyet yürüyüşündeki en önemli mühürleridir. Tarih bizi bunlarla anacak, hiç endişem yok ama istiyoruz ki bunlar yeterli değil, 'durmak yok, yola devam' ilkesince bunları devam ettirelim. 

Tabii biz şu gerçeği de asla unutmayacağız. İnsanlar sandık başına gittiklerinde geçmişte aldıkları hizmetler kadar kendilerine gelecekte neler vadedildiğine de bakarak tercihlerini belirler. Yapsınlar veya yapmasınlar, yapacak olsunlar veya olmasınlar, maalesef bu oyuna gelenler de yok değil, var. Biz eserlerimizle konuşuyoruz. Birileri ise maalesef sadece kuru sıkı atmak suretiyle konuşuyor. 'Eşek ölür kalır semeri, insan ölür kalır eseri.' Biz bununla hareket ediyoruz. Bunun için yaptıklarımızı anlatmakla yetinmeyecek, hemen devamında yapacaklarımızı da ifade edeceğiz."

Kanal İstanbul Projesi'nin önemine değinen Erdoğan, "Kanal İstanbul ile dünyada Süveyş Kanalı nasıl anılıyorsa Panama Kanalı nasıl anılıyorsa ki bunlar bizimle mukayese edilecek ülkeler değil, biz de şu anda Kanal İstanbul ile dünyaya aslında yeni bir marka olarak ses vereceğiz. İnşallah bunun da adımını çok kısa zamanda atıyoruz, atacağız." dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bu konuda AK Parti'nin önünde başka hiçbir partide bulunmayan yol haritası olduğunu belirterek, "O da 2023 hedeflerimizdir. 2023 hedefleri demek, reform ve yatırım sürecinin katlanarak ve kesintisiz şekilde devam etmesi demektir fakat ben burada siz dava arkadaşlarıma özellikle bir şey söylemek istiyorum. Bütün bu fiziki yatırımlar, hepsi bir yana en büyük yatırım özellikle gönülleri fethetmektir, gönüllere girmektir. Bunu halletmemiz lazım. Biz değişimin, reformun, yeniliğin partisi olarak milletimizin gönlünde yer ettik. Bundan sonra da milletimizin nezdindeki gücümüzü aynı çizgimizi sürdürerek artıracağız." ifadelerini kullandı

"Biz kendimiz yapmazsak, sandıkta milletimiz yapar"

Mevlana'nın, "Her gün bir yerden göçmek ne iyi, her gün bir yere konmak ne güzel, bulanmadan, donmadan akmak ne hoş, dünle beraber gitti cancağızım, ne kadar söz varsa düne ait, şimdi yeni şeyler söylemek lazım." sözlerini hatırlatan Erdoğan, şunları kaydetti:

"Biz milletimize her alanda hep yeni şeyler söyledik. Bundan sonra da aynı şeyi yapacağız. Maziden atiye kurduğumuz köprünün kilit taşı değişim konusundaki kararlılığımızdır. Değişime direnmek akıntıya karşı kürek çekmek gibidir. İşte bu gerçekten hareketle bir süredir teşkilatlarımızda ve belediyelerimizde yenilenme ihtiyacımız bulunduğunu söyledim, söylüyorum. Kongre süreci vesilesiyle teşkilatlarımızı önemli ölçüde yeniliyoruz. Belediyelerde de şimdiden benzer adımları atmanın hazırlıkları içindeyiz. Bu, benim şahsi tercihim veya partimizin kendi kendine icat ettiği bir yöntem değildir. Aslında bu, milletimizin talebidir. Bu yenilenme sürecini, değişim ihtiyacını, tazelenme talebini kendi irademizle gerçekleştirmek mecburiyetindeyiz. Eğer bunu biz kendimiz yapmazsak sandıkta milletimiz yapar. Ona fırsat vermeden bu işi kendimiz çözmemiz gerekir."

"Bundan kimsenin alınmaması gerekir"

Erdoğan, "Teşkilatlarımızın bir kısmının yenilenmesi gerekiyorsa elbette yenileyeceğiz. Bunun için belediye başkanlarımızın bir kısmının dinlenmesi veya başka görevlerde görevlendirilmesi icap ediyorsa elbette karşılıklı mutabakatla gereğini yapacağız. Bundan kimsenin alınmaması gerekir." dedi.

"Çetin yollar yorgun bedenlerle aşılamaz"

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Erdoğan, "Dünya değişirken Türkiye'nin yerinde saymasını beklemek ne kadar yanlışsa, Türkiye değişirken AK Parti'nin de olduğu gibi kalmasını beklemek o kadar yanlıştır. Esasen biz, kurulduğumuz günden beri bu yenilenme sürecinden hiç kopmadık. Bugün bu meseleyi çok fazla konuşuyor olmamızın sebebi, Türkiye'nin içinde bulunduğu şartların çetinliğidir. Unutmayınız ki çetin yollar, yorgun bedenlerle aşılamaz." diye konuştu.

AK Parti'nin, demokrasinin sağladığı imkanlar yanında, bir dava sahibi olmanın getirdiği sorumlulukların da bilincinde olduğunu aktaran Erdoğan, "Bizim siyasi terbiyemizde 'görev istenmez, verilir' anlayışı vardır. Sandıkla gelen elbette sandıkla gider ama o sandığa kadar olan süreci de kimse göz ardı edemez, kusura bakmasınlar. Yine bizim siyasi geleneğimizde ihanet etmediği sürece görevden çekilmiş olanı yeniden değerlendirme yolu da daima açıktır." dedi. 

AK Parti'de her gelişmenin aynı zamanda Türkiye'nin geleceğini ilgilendirdiğine inandıkları için her şeyi milletin gözü önünde tartışıp değerlendirdiklerini belirten Erdoğan, "Elbette kapalı kapılar ardında yapmamız gereken istişarelerimiz, müzakerelerimiz, değerlendirmelerimiz vardır. Ama bu demek değil ki AK Parti kimi partiler gibi sadece kulislerin, kumpasların, hiziplerin partisidir. AK Parti, her şeyden ve hepimizden önce milletimizin partisidir. Bunun için de mahremiyet çizgimizin sınırlarını doğru tespit ederek sonuna kadar açık yürekli ve açık sözlü olmanın gayreti içindeyiz." ifadesini kullandı. 

"Kim tehdit oluşturuyorsa biz bunlara 'hoş geldin' demeyeceğiz"

Erdoğan, savunma sanayisinde dışa bağımlılık oranını yüzde 80'den yüzde 35 seviyesine kadar çektiklerine işaret ederek, şunları söyledi:

"Bugün terörle mücadele ve sınır ötesi operasyonlarımızda tarihi başarılara imza atmamızı savunma sanayisinde katettiğimiz bu mesafeye borçluyuz. Şu anda bütün teröristlerin aralarındaki telsiz görüşmelerinde bunlar konuşuluyor. Bak, artık sadece dağ SİHA'yı konuşmuyor, parlamentodaki uzantıları, anamuhalefet de dahil olmak üzere onlar da silahlı insansız hava aracını gündemde konuşuyor. Ne diyor? 'Onlar piknik yapmaya gelmişlerdi.' Evet, 'piknik yapmaya gelmiş olan teröristler.' Anamuhalefetin başındaki zat, bizzat yanlarına gidip orada silah var mı, yok mu sanki onu incelemiş. 

O dağlarda dedik ya bunların inine dahi gireceğiz. Bu mücadeleyi kararlı şekilde sürdüreceğiz. Sonuna kadar. İçeride ve dışarıda ülkemize kim tehdit oluşturuyorsa biz bunlara 'Hoş geldin' demeyeceğiz. Tam aksine onlar hareketlendiği zaman biz onları yerinde bastırmasını inşallah başarabileceğiz. Bunu başardığımız anda zaten güçlü Türkiye oluruz. Şu anda bunun adımlarını attık, atıyoruz."

"Tek millet, tek bayrak, tek vatan ve tek devlet"

Milletin büyük ve güçlü Türkiye hedefini hayata geçirme görevini AK Parti'ye verdiğini vurgulayan Erdoğan, bu konudaki yol haritasının çerçevesinin "Tek millet, tek bayrak, tek vatan ve tek devlet" olduğunu bildirdi. 

Hiçbir ayrım yapmadan "tek millet" dediklerini ve Türk bayrağının tek bayrak olduğuna değinen Erdoğan, "AK Parti kayma yapıyor, milliyetçilik dilini kullanıyor" eleştirilerine, "Tek millet demek milliyetçilikse, evet milliyetçiyiz. Tek bayrak demek, 780 bin kilometre kareyle tek vatan demek, tek devlet demek eğer milliyetçilikse, evet milliyetçiyiz. Bizim Rabiamız bu. Bu ne kadar ucuz bir yaklaşım tarzı. Almışsın köşende eline bir kalem, oradan sallayıp duruyorsun. Böyle bir şey yok." yanıtını verdi. 

"Gençlik hayallerine koşturanlar hakikatlerin acı yüzüyle karşılaşacaklardır"

Erdoğan, IKBY'deki gayrimeşru referandumla ilgili, "Açık ve net söylüyorum, bu anlayışla gidersen hiçbir netice çıkartamazsın. Yapacağın tek iş var, başladığın noktaya geri dönmektir. Eğer başladığın noktaya geri dönmüyorsan orada yalnızlığa mahkum olacaksın ve elindeki tüm imkanları da kaybedeceksin." ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Atalarımız, 'El atına binen, tez iner' demişler. Bugün başkalarının atlarıyla gençlik hayallerine doğru dört nala koşturanlar, çok yakında hakikatlerin acı yüzüyle karşılaşacaklardır. Unutmayalım ki hiçbir zaman 16 yaşında kalmayacaksın. Dolayısıyla da bu öyle '16 yaşımdaki hayalimdi' demekle o hayale ulaşmaya yetmez. Umarız çok geç olmadan ve çok bedeller ödenmeden o güne ulaşırız."dedi.

"Bir terör koridoru oluşturulmasına asla izin vermeyeceğiz"

Erdoğan,"Fırat Kalkanı Harekatı'yla kendimize bölgemizde açtığımız alanı şimdi İdlib'in güvenliğini sağlamaya yönelik yeni bir adımla daha ileriye taşımanın gayreti içindeyiz. İşte bugün örneğin İdlib'de ciddi bir harekat var ve bu devam edecek." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan,"Halep'ten kaçmak suretiyle İdlib'e gelen kardeşlerimize, ne olursa olsun, 'İster ölün ister kalın' diyemeyiz. Onlara biz elimizi uzatmak durumundayız. Şu anda da bu adım atıldı, devam ediyor. Suriye sınırlarımız boyunca bir terör koridoru oluşturulmasına da asla izin vermeyeceğiz." ifadelerini kullandı.

 Erdoğan, "Atalarımız, 'El atına binen, tez iner' demişler. Bugün başkalarının atlarıyla gençlik hayallerine doğru dört nala koşturanlar, çok yakında hakikatlerin acı yüzüyle karşılaşacaklardır. Unutmayalım ki hiçbir zaman 16 yaşında kalmayacaksın. Dolayısıyla da bu öyle '16 yaşımdaki hayalimdi' demekle o hayale ulaşmaya yetmez. Umarız çok geç olmadan ve çok bedeller ödenmeden o güne ulaşırız."

"Henüz askerimiz İdlib'de değil"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşması sonrasında salondan çıkarken gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.

Bir gazetecinin "İdlib'de ciddi bir harekat var, dediniz, Fırat Kalkanı Harekatı gibi operasyonel olarak mı biz burada yer alacağız?" sorusuna Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Fırat Kalkanı bitti. Bunun adı da açıklanır." yanıtını verdi.

Erdoğan, "Askerler orada mı şu anda?" sorusuna ise "Şu anda Özgür Suriye Ordusu yürütüyor, henüz askerimiz orada değil." ifadesini kullandı.

Operasyonun isminin belirlenip belirlenmediğine ilişkin bir soruya ise Erdoğan, "Açıklanır." yanıtını verdi.

İdlib'deki insanların güvenliği noktasında Türkiye ve Rusya'nın beraber hareket ettiğini vurgulayan Erdoğan, İdlib'in içinin Türkiye tarafından korunacağını, dış tarafı ve sınırının korunmasının ise Rusya tarafından sağlanacağını söyledi.

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Erdoğan, "Orada yaşayan insanların güvenliği noktasında böyle bir adımı attık. Rejimle münasebetler, Rusya'nın yürüttüğü bir süreç, diğer noktada da Türkiye olarak biz tedbirimizi aldık, alıyoruz." dedi.

"Yumruğun sayısı sayılmaz"

Erdoğan, İdlib'den Türkiye'ye yaşanması muhtemel göç hareketine ilişkin ise her türlü tedbirin alındığını ve hazırlıkların yapıldığını bildirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Fırat Kalkanı Harekatı'nda olduğu gibi bir yöntem mi kullanılacak?" sorusuna, "Boksa girildiği zaman yumruğun sayısı sayılmaz." yanıtını verdi.

Editör: TE Bilişim