Büyükşehir Belediye Yasası'na sert tepki gösteren Yerel-İş Sendikası Genel Sekreteri Cengiz Gülebay, “Bu kanun üniter devlet yapısını bozmakta ve açıkça federalizmi getirmektedir ve Türk idari yapısını üniter devlet ilkesinden uzaklaştırarak, idari federalizmi getireceği için asla kabul edilemez” dedi

Yerel-İş Sendikası Genel Sekreteri Cengiz Gülebay, “Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) görüşmeleri tamamlanarak, Cumhurbaşkanlığı onayına sunulan ve tam adı Büyükşehir Belediyesi Kanunu İle Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun ile ülkemizde 13 yeni büyükşehir belediyesinin kurulmasının çok ötesinde ekonomik, siyasi ve sosyal bir dönüşüm süreci başlatılmıştır.” dedi.
KAZANIMLAR ELDEN ALINACAK
Gülebay, kanun ile Aydın, Balıkesir, Denizli, Hatay, Malatya, Manisa, Kahramanmaraş, Mardin, Muğla, Tekirdağ, Trabzon, Şanlıurfa ve Van illerinde büyükşehir belediyesi kurulduğunu bu illerle birlikte Adana, Ankara, Antalya, Bursa, Diyarbakır, Eskişehir, Erzurum, Gaziantep, İzmir, Kayseri, Konya, Mersin, Sakarya ve Samsun illerinde köy ve belde belediyelerinin tüzel kişiliğinin kaldırıldığını köyler mahalle olarak, belediyeler ise mahalleleri ile birlikte bağlı bulundukları ilçe belediyelerine katıldığını kaydederek, “Kanun ile Aydın, Balıkesir, Denizli, Hatay, Malatya, Manisa, Kahramanmaraş, Mardin, Muğla, Tekirdağ, Trabzon, Şanlıurfa ve Van illerinde yeni ilçe belediyeleri kurulacaktır. Kanunda yaşanabilecek tereddütleri gidermeye ve düzenleyici işlemler yapmaya İçişleri Bakanlığı’nın yetkili kılındığı düzenlemesi yer almaktadır. Bu çerçevede karşı karşıya kaldığımız en büyük sorun halkımızın kanunun neler getirip neler götürdüğü noktasında bilinçli bir biçimde bilgiden yoksun bırakılmasıdır. Bu nedenle halka, özellikle bu yasa ile ister ekonomik, ister sosyal, ister siyasal anlamda bu kanun ile aslında hangi kazanımlarının ellerinden alınmakta olduğunun apaçık ve doğru bir biçimde aktarılması büyük bir önem arz etmektedir” diye konuştu.
YEREL DEMOKRASİ SEKTEYE UĞRAYACAK
Mahalli idarelerin sadece kamu hizmetlerinin yerel bazda yerine getirilmesini temin eden yapılar olmadığını kaydeden Yerel-İş Sendikası Genel Sekreteri Cengiz Gülebay, “Bu kanun ile ülke çapında pek çok belde belediyesi kapatılmaktadır. Bu durumda güçlü bir yerel yönetim yaratma amacına değil ancak halkın önemli bir bölümünün kamu hizmetlerinden gereği gibi yararlanamaması sonucunu doğuracaktır. Merkezle aralarında yüzlerce kilometre olan kapatılmış beldelerin yeni dönemde önceki kadar hizmet alma ya da hizmetlerden yararlanma imkanları yoktur. Dahası TBMM böyle bir tasarıyı gündeme alırken, beldelerimizde yaşayan halka sorma gereği dahi duymamaktadır” diye konuştu.
“Elbette bu yasa ile siyasi iktidarın yegane amacı, merkezi idare bakımından öngörüsüzlük ve beceri noksanlığı nedeni ile yerine getiremediği; bir yük olarak gördüğü kamusal hizmetleri yürütmekten kurtulmak değildir. Bunu yaparken siyaseten kendi lehine çalışacak bir sistemi koca bir ülkeye dayatmaktan imtina da etmediğini görmekteyiz” diyen Gülebay, “Siyasi olarak güçsüz olduğu bölgeleri bir anlamda yok ederek kendisine ülke düzeyinde dikensiz bir bahçe yaratmak istediği de gerek kapatılan belde belediyelerinden ve gerekse mahalleye dönüştürülen köylerimizden rahatlıkla anlaşılmaktadır” şeklinde konuştu.
TARIM VE HAYVANCILIK OLUMSUZ EKİLENECEK
Yerel-İş Sendikası Genel Sekreteri Cengiz Gülebay: “Büyükşehir belediye sınırları içerisinde kalan tüm köy ve belde belediyeleri kapatılmakta; köyler mahalle haline getirilmekte ve bağlı oldukları ilçe belediyelerine katılmaktadır. Büyükşehirlerdeki il özel idareleri ile bu illerdeki bucak ve bucak teşkilatları da kapatılmaktadır. Köyler, meralar, sulak alanlar ve tarlaların iskâna açılması mümkün hale getirilmektedir. Bunun tarım ve hayvancılığı ülke düzeyinde olumsuz etkileyeceği, çok kısa bir süre öncesine kadar dünyada kendi kendisine yetebilen ender ülkelerden biri olan Türkiye’yi dışarıya daha da bağımlı kılacağına şüphe yoktur. Kanunla; kanalizasyon, su şebekesi ve yol yapımında veya bunların tamirinde vatandaştan katkı payı alınmasının önü açılmaktadır. Bu da vatandaşın üzerine yüklenecek yeni bedeller demektir. Kanunla; kapatılacak belediye ve köyler bakımından, valinin uygun göreceği kuruluş temsilcilerinin ve ilgili belediye başkanlarının katılımıyla bir Tasfiye ve Paylaştırma Komisyonu kurulmaktadır.
ÇALIŞANLAR MAĞDUR OLACAK
Kapatılan bu belediye ve köylerde görev yapan personel, kapatılan belediye veya köyün devredileceği ilçe belediyesine bir ay içerisinde bildirilecek; oluşturulan Komisyonun kararı uyarınca ilgisine göre Büyükşehir belediyesine, bağlı kuruluşlara veya ilçe belediyesine devredilecektir. Kanunla köye dönüştürülen belediyelerde görev yapan personel il özel idarelerine devredilecektir. Kapatılan İl Özel İdarelerinde görevli personel ise kanunun yayımı tarihinden itibaren bir ay içerisinde valiliğe bildirilecek; Tasfiye ve Paylaştırma Komisyonunun kararına göre Yatırım İzleme ve Koordinasyon Merkezi, Büyükşehir belediyesi, bağlı kuruluşları veya ilçe belediyesine devredileceklerdir. Kanunla 29 il özel idaresi, 1591 belde belediyesinde görev yapan personelin ekonomik, sosyal ve mesleki güvenceleri tamamen ortadan kaldırılmıştır. Memurların herhangi bir kıstas getirilmeksizin başka illere gönderilmesinin önü açılmaktadır. İşçilerin 5 gün içinde işbaşı yapmadıkları takdirde işten atılmaları söz konusudur. Bahsolunan uygulamalar çalışanların büyük mağduriyetlerine ve aile dramlarına sebep olacak türden çok sıkıntılı bir süreci başlatacaktır. Kapatılan belediyeler nedeniyle ekonomik ve sosyal uçurum daha da artacak, göç hızlanacaktır. Beldelerde görev yapan personelin ayrılması ile ekonomisi tamamen personele bağımlı ticari işletmeler, tüm hizmet sektörleri, özel sektör çökecektir. Hiçbir kıstasa bağlı kalınmaksızın yapılan düzenlemeler nedeniyle tarım ve hayvancılık durma noktasına gelecek, yeni oluşturulan cazibe merkezleri nedeniyle bugüne kadar belirli oranda gelişme gösterebilmiş yöreler ekonomik ve sosyal olarak geriye gidecektir” dedi.
ÜNİTER YAPI ZARAR GÖRECEK
Cengiz Gülebay, sözleri şöyle tamamladı: “Kanunla büyükşehir sınırları içindeki belde belediyeleri ve orman köyleri dahil köylerin tüzel kişiliği kaldırılmakta, büyükşehir olmayan 52 ilde nüfusu 2 binin altındaki belde belediyelerinin tüzel kişiliğine son vermekte, 29 il özel idaresi, 1591 belde belediyesi, 16082 köyün tüzel kişiliği ortadan kaldırılmaktadır. Ülkenin dört bir yanında hiçbir mecburiyetleri yokken kurulan referandum sandıklarına oy atmak için gelen genci, yaşlısı, şu ya da bu partiye oy vermiş çok büyük ve ezici bir çoğunluk “Belediyeme Dokunma!” mesajını vermiştir. Siyasi iktidarın ben yaptım oldu anlayışı ile Türkiye’nin 10 senedir içine çekildiği durum ortadadır. Siyasi iktidarın hizmet etmeye değil hükmetmeye yönelik siyasi amaç taşıyan bu tasarısını yurdun dört bir yanında destekleyen tek bir belde belediyesi dahi yoktur. Nitekim AK Parti, MHP ve CHP’li belediyelerin düzenledikleri referandumlarda oy kullanan 362 bin vatandaşın 352 bini hayır demiştir! Siyasi iktidar, şayet millet iradesi söylemlerinde zerre kadar samimi ise, bu kanun derhal iptal edilmelidir. Halkı bu kadar yakından ilgilendiren bir konu öncelikle halkın onayına sunulmalıdır. Valilik yönetimindeki iller, Kanunla tüm ili kaplayan belediyeyle birlikte bir tür “Başkanlık” yönetimine geçirilmektedir. Bu süreç, yakın bir gelecekte Vali-Başkan çatışmasını getirecek ve Bölge Valileri veya Bölge Başkanı şeklinde tek yöneticili bir “bölge - eyalet” modeline döndürülecektir. Bu sonuç elbette Başkanlık Sistemi’nin de zeminidir. Türkiye’nin siyasal yapısı üniter devlet esasına dayanmaktadır. Bu kanun üniter devlet yapısını bozmakta ve açıkça federalizmi getirmektedir ve Türk idari yapısını üniter devlet ilkesinden uzaklaştırarak, idari federalizmi getireceği için asla kabul edilemez. Yerel-İş Sendikası olarak, açık bir şekilde siyasi mülahazalarla gündeme getirildiği net olan bu kanuna karşı, hakkın, hukukun ve vicdanın sesi olacağız. Ülkeyi dolambaçlı yollardan federalizme götürerek bölmek isteyenlerin maskesini indireceğiz.”
İHA



 
Editör: TE Bilişim