Havuçta önemli bir üretim merkezi olan bölge çiftçisi devletten yerli ve kaliteli tohum ile pazar desteği verilmesini istiyor

Konya Ovası, Türkiye'nin önemli tarım alanlara sahip. Öyle ki, Türkiye'nin tahıl ambarı olarak anılır. Ancak Konya sadece tahılda değil, çeşitli sebze ve meyvede de adından sıkça söz ettiriyor. Bu ürünlerden biri de havuç. Konya Kaşınhanı, tam bir tarım bölgesi. Halkın yüzde 90'ı tarımla uğraşıyor. Bu bölge özellikle de havuç konusunda adından söz ettiriyor. Çünkü Türkiye'nin havuç üretiminin yaklaşık yüzde 60'ını Kaşınhanı üretiyor. Ancak buna rağmen Kaşınhanı çiftçisi, halinden memnun değil. Çünkü üretim yapılıyor ancak bir çok sıkıntıyla da karşı karşıyalar. En önemli sorunları ise, devletin 'havuç' desteği vermemesi. Çiftçi havuç üretirken de pazarlarken de kendi imkanlarıyla gerçekleştiriyor. Devletin ürün listesinde havucun olmadığını belirten çiftçiler, havucun listeye girmesini ve devletin havuç konusunda çiftçiyi desteklemesini istiyorlar. 

SURİYE'DEKİ KARIŞIKLIK PAZARI ETKİLEDİ

Kaşınhanı havucu Orta Doğu bölgesine özellikle de Suudi Arabistan'a gönderiliyor. Ancak Suriye'deki iç karışıklık ve çatışmalar Kaşınhanı'nın pazarını olumsuz etkiledi. Çünkü karışıklıklardan önce ürünler TIR'larla Suriye üzerinden gönderiliyordu. Ancak şimdi ürünler TIR'la gönderilemeyince gemi yoluyla Orta Doğu'ya gidiyor. Ancak bu da ticareti yavaşlatıyor. Haliyle daha önce her gün ürün gönderen çiftçi, şimdi belli günlerde göndermek zorunda kalıyor. Bu da sökülmeyi bekleyen ürünlerin toprakta kalmasına ve çürümesine neden oluyor. Çiftçi haliyle zarar ediyor. Konuyla ilgili bilgi veren Kaşınhanı çiftçilerinden Mustafa Dursun, havuç üretimi ve çiftçilerin yaşadığı sıkıntılarla ilgili bilgi verdi. Havuç üretiminde Kaşınhanı'nın Türkiye'nin önemli bir bölgesi olduğunu ancak çiftçinin durumunun sıkıntılı olduğunu anlatan Dursun, "3-4 yıldır sıkıntılıyız. Suriye'de iç savaş başladı başlayalı havuç sıkıntılı. Bizim tırlarımız Suriye'den TIR'la Orta Doğu'ya, özellikle de Suudi Arabistan'a gidiyordu. 3-4 yıldır TIR gidemiyor. Şimdi gemiyle gidiyor. O da haftada 1 falan belirleniyor. Tüccar buradan alıyor deposuna koyuyor, gemi ne zaman çıkacaksa o zaman gönderiyor. TIR öyle değildi, TIR her gün gidiyordu. Böyle olunca zaman kaybediyoruz, ticaret yavaşlıyor. Havuç konusunda sene seneyi aratıyor" dedi.  

İKLİM ŞARTLARI HASTALIKLARI ARTIRDI

Çiftçi Mustafa Dursun, ürün yetiştirirken hastalıklarla da mücadele etmek zorunda kaldıklarını söyledi. Son yıllarda da hastalıkların arttığını bu durumunda kendilerini olumsuz etkilediğini aktaran Dursun, sözlerine şöyle devam etti, "Hasatlarda düşme var. Hastalıklar arttı. Biz önceden ilaçlama yapmadan havuç yetiştiriyorduk. Şimdi senede 2-3 kere ilaç atmamıza rağmen yine hastalık geliyor. İklim şartları bunda etkili. Yağış az, havalar sıcak. Hastalık artıyor. Zirai destek de alamıyoruz. Biz talep etmiyoruz ama edilse de vermiyorlar. Biz kendi çabalarımızla, kendi tecrübelerimizle sıkıntıları aşmaya çalışıyoruz. Mesela Ziraat mühendisi götürüyoruz bazen, yapraklarında sıkıntı görüyoruz. Mühendis yok abi bir şey diyor. Ama biliyorum ben geçen haftaki gibi değil yaprağında bir sıkıntı var diyorum. Yok diyor yine. Ben güvenemiyorum yine ilaç atıyorum."

'MODERN TARIMI UYGULAMAK ZORUNDAYIZ'

Çiftçi Mustafa Dursun, tarımda yenilikleri takip etmek gerektiğini bu nedenle modern tarım tekliklerini kullanmak gerektiğini söyledi. Çiftçiler olarak kendi imkanları ile bunu uygulamaya çalıştıklarının altını çizen Dursun, bu noktada devletin de desteklemesi gerektiğini belirterek, durumu yaşadığı bir örnekle açıkladı, "Devlet olarak tarımda yatırımımız yok. Geçen sene bir öğrenci gurubu geldi 6 kişilik. Hocaları demiş ki havuç üzerinden tez hazırlayın. Öğrencileri bizim havuç deposuna götürdüm. Havucun erkeği denk geldi elime. Öğrenci sordu abi bu ne diye. Erkek bu dedim. Öğrenci güldü. Ne oldu dedim? Abi havucun da mı erkeği olur dedi. Okuyorlar ama bilmiyorlar. Öğrenci dedi ki abi bize 1982'nin kitaplarıyla eğitim veriyorlar dedi. Biz de 1982'nin çiftçiliğini yaparsak bu iş olmaz. İlerleyemeyiz Biz mutlaka modern tarım nasılsa onu uygulamak zorundayız. Hiç paran olmasa da son model tarım ürünler, aletler neyse onu kullanıyoruz. Bizim havucumuza devlet destek vermesi lazım. İhracatta olsun ilaçlarda olsun destek vermesi lazım. Şimdi bazı ilaçlar var, bize devlet diyor ki bu ilacı havuca kullanamazsın, ruhsat yok diyor. Ama o ilaç da havucun o hastalığına iyi geliyor. Mecbur kalıyorsun bir yerde atıyorsun. Ama yakalanınca da ceza yiyorsun. Ruhsat verilen ilaçlar var ama faydası olmuyor. Bunu söylüyoruz ama havuca ruhsatlı ilaç neyse onu kullanacaksın diyor. Bu da bizi mağdur ediyor."

YERLİ TOHUM ÜRETİLMELİ

Çiftçiler havucun devlet tarafından desteklenmesi gerektiğini de işaret ediyor. Çiftçi Mustafa Dursun, Buğday, arpa, mısır gibi ürünlerin devlet tarafından kabul görüp desteklendiğini ancak havuç için bu durumun söz konusu olmadığını belirterek, "Devlet havucu ürün olarak görmüyor. Mesela buğday, arpa, mısır gibi ürünler var ama havuç yok. Havuç çok önemsenmiyor" dedi. Ayrıca çiftçiler için en büyük desteğin kaliteli yerli tohum olacağına da değinen Dursun, sözlerine şöyle devam etti, "Tarıma destek olunması için tohumu kendimiz üretmeliyiz. Lahana ekiyoruz yabancı tohum, turp ekiyoruz yabancı tohum. Ben İsrail malı ekmeyeceğim dedim bir sene. Gittim yerli tohum aldım. Mahsulü hiç satamadım. Niye? Yerli tohum kalitesiz olduğu için. Ne oldu? Ertesi sene gittik 2 kat para verdik tohuma, paşa paşa yine İsrail tohumu aldık. Türkiye'nin ürettiği tohum 50 liraysa İsrail tohumu 100-120 lira. Ama kaliteli oluyor. Tohum hem yerli olmalı hem kaliteli olmalı. Bu konuda devlet çalışmalarını hızlandırmalı."

SİYASİLER ELİNİ TAŞIN ALTINA KOYMUYOR

Çiftçi Arif Ceylan da yaşadıkları sıkıntıları Konya milletvekillerine anlattıklarını ancak bir karşılık bulamadıklarını söyledi. Kaşınhanı'nın Türkiye havucunun yaklaşık yüzde 60'ını üretmesine rağmen, Kaşınhanı'nın bu konudaki öneminin anlaşılmadığını anlatan Ceylan, sözlerine şöyle devam etti, "Ankara'ya bu konuda baskı yaptık, milletvekillerine gittik. Ama hiçbir ilerleme yok. Hatta milletvekillerine tarlaları gezdirdik, bakın biz burada havuç üretiyoruz dedik ama yok. Hiçbir faydaları olmadı. Kimse elini taşın altına koymuyor." 

'MAHSÜL ALMADAN BORCUNU ÖDÜYORUZ'

Kaşınhanı'nda çiftçiliğin üst düzeyde oluğunu belirten çiftçi Arif Ceylan, her türlü ürünü yetiştirdiklerini söyledi. Ancak bölgede çiftçiliğin oldukça masraflı olduğunu bu nedenle zorlandıklarını anlatan Ceylan, " Bu sene yağış olmadı. Sulama masrafları artırdı. Elektrik mesela. Öyle gün oluyor ki, elektrik faturası geliyor, daha biz ürünü üretmeden, para kazanmadan elektrik parasını ödüyoruz. Daha tohumu tarlaya attığın anda su veriyorsun, gel diyor elektriğin parasını alıyor. Önceden iyiydi, 11. ayda öderdik elektrik faturasını. Ama o zaman da bazıları ödemiyordu. Onların acısını biz çekiyoruz. Şimdi aylık ödeyeceksiniz diyorlar. Dolayısı ile daha hasat almadan borç ödemeye çalışıyoruz. Teker dönüyor ama nasıl dönüyoruz biz biliyoruz" ifadelerini kullandı.  

ABDULLAH AKİF SOLAK

Editör: TE Bilişim