Kısa adı ANATEKDER olan Anadolu Teknik Elemanları Derneği tarafından önceki akşam Mevlâna Kültür Merkezi’nde ‘Helal Gıda’ konulu konferans düzenlendi. Konferansa İl Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürü Bülent Alparslan, İl Müftü Yardımcısı Hamza Küçük, ANATEKDER yöneticileri ve çok sayıda davetli katıldı. Toplantıda helal gıdanın önemine dikkat çekildi.
Toplantının açış konuşmasını yapan ANATEKDER Yönetim Kurulu Başkanı Reşat Kır, 2002 yılında kurulan derneklerinin üyelerin bilgi birikimlerini tazelemek ve bu şekilde kamuoyunu doğru şekilde yönlendirmek amacıyla zaman zaman eğitim seminerleri ve konferanslar düzenlediğini, bu kapsamda ‘Helal Gıda’ konulu konferansı düzenlediklerini belirtti. Tüketicilerin gıdaların üretim öncesi aşamalarını, üretim sürecini, bileşimde yer alan unsurları, bilhassa katkı maddelerini ve sonrasında ise ambalajlama ve satışa sunulma ortamlarını iyi bilmesi ve tercihini de buna göre yapması gerektiğini belirten Reşat Kır, “Mesela et ve et ürünlerini tüketirken, hayvanın beslenmesinde kullanılan yemlerin bileşimi ve kesim usulü hakkında bilgi sahibi olmalı, ürünün helal vasfının ihlal edilmediğinden emin olunmalıdır. Diğer taraftan gıdaların bileşiminde yer alan katkı maddeleri bizim için son derece önem arz etmektedir. Renklendiriciler, koruyucular, antioksidanlar, kıvam artırıcılar, tat vericiler gibi gruplar altına tasnif edilen katkı maddelerinin büyük çoğunluğu, market raflarından aldığımız ürünlerin etiketlerinde bir kısım kodlarla ifade edilmektedir. Bir gıda uzmanı ya da kimya uzmanı değilseniz kolaylıkla anlayamayacağınız bu katkı maddeleri, sağlığımızı tehdit eden unsurlar olabildiği gibi, menşei itibariyle değerlendirildiğinde bileşimde yer aldığı ürünün helal vasfına da halel getirebilmektedir” dedi.
Helal Gıda konusunun bir süredir ülkenin gündeminde yer aldığını dile getiren Reşat Kır, “Helal gıda sertifikasyonu doğrultusunda yapılan çalışmaların gecikmeli de olsa ülkemizin gündemine gelebilmiş olması iki ana ihtiyacın karşılanması bakımından sevindirici bir gelişme olmuştur. Hadisenin birinci boyutu üreticiler bakımından büyük önem arz etmektedir. Bilhassa İslam coğrafyasına ürün pazarlamak isteyen imalatçılar, sırf helal belgesine sahip olmadıkları için bu imkandan mahrum kalıyorlardı. Mesela yakın zamana kadar Suudi Arabistan’ın beyaz et ihtiyacı binlerce kilometre uzaklıktaki Brezilya tarafından karşılanıyor, mesafe olarak bize daha yakın olmasına rağmen aynı kalitede ürün sunmamıza rağmen ürünlerimizin helal olduğunu belgelendirmediğimiz için bu pazarda kendimize yer bulamıyorduk. Hadisenin ikinci ve asıl önemli tarafı ise tüketiciler açısından değerlendirildiğinde, inançlarımız doğrultusunda, helal vasfı taşıyan ürünleri tüketme konusunda duyulan hassasiyeti karşılamaya yönelik boyutudur” diye konuştu. ANATEKDER Yönetim Kurulu Başkanı Reşat Kır, özellikle gıda  ve ihtiyaç maddelerinin güvenilir kuruluşlar tarafından ‘helal’ sıfatıyla belgelendirilmesi istikametindeki uygulamaların yaygınlaşmasının daha büyük bir güvence ve emniyet sağlayacağını sözlerine ekledi.
HELAL, BİR YAŞAM BİÇİMİDİR
Gıda ve İhtiyaç Maddeleri Denetleme ve Sertifikalandırma Araştırmaları Derneği (GİMDES) Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Kâmi Büyükezer de helal kavramının bir yaşam biçimi olduğuna işaret ederek, “Helal gıda, ilk Peygamber Hz. Adem’den bu yana peygamberler aracılığı ile bizlere tebliğ edilmiş ve önemine dikkat çekilmiştir. Helal bir yaşam biçimidir ve Allah’ın bir emridir. Helal biz Müslümanlar için imamî bir meseledir. Helal, Allah’ın koyduğu bir sistemdir. Helal hayat sistemini devam ettirmek için öncelikle yiyecek ve içecekte helal olanı tercih etmeliyiz. Maalesef neyin helal, neyin haram olduğu konusunda son zamanlara kadar büyük sıkıntılar yaşanmaktaydı. Helal Gıda Sertifikası ile bu engel büyük ölçüde aşılmış oluyor. Ürettiğiniz ürünlerin helal olduğunu ispatlamak için artık Müslüman olmanız yeterli gelmiyor” diye konuştu.
ALİ ARSLAN
Editör: TE Bilişim