Suriye’de Esad rejiminin ablukası altındaki Doğu Guta bölgesine kimyasal saldırılar devam ediyor. Esed rejimi, Doğu Guta’da muhaliflerin kontrolündeki son bölge olan Duma bölgsinde sivillere zehirli gaz içerikli kimyasal silah saldırısı düzenlemiş, saldırıda çoğu çocuk ve kadın olmak üzere 75 sivil hayatını kaybetmiş , 1000’den fazla sivil gazdan etkilenmişti. İHH Konya Şube Başkanı Op. Dr. Hasan Hüseyin Uysal, yaşanan saldırılara rağmen insanların bölgede direndiği ifade etti.

SURİYE’DE İÇ SAVAŞ EN AĞIR ŞEKİLDE DOĞU GUTA BÖLGESİNDE YAŞANIYOR

Suriye’de süren iç savaş,  en ağır bir şekilde Doğu Guta bölgesinde yaşandığını ifade eden İnsan Hak ve Hürriyetleri (İHH)  Konya Şube Başkanı Op. Dr. Hasan Hüseyin Uysal, “Doğu Guta’da süregelen katliamların bir yenisini gördük. Aslında hiçbir şey ilk değil. Hep yapıla gelen katliamların tekrarını görüyoruz.  7 yıldır Suriye’de süren iç savaş,  en ağır bir şekilde Doğu Guta bölgesinde yaşanmıştı, yaşanmaktadır. Çünkü bu 7 yılın 6 yılı aşkın dönemi Doğu Guta için rejimin ablukası altında geçti. İçeriye bir şey giremiyor, giren de rejimin savaş tüccarları vasıtasıyla giriyor. Böylece giren ürünün fiyatı astronomik seviyelere çıkıyor. Daha erken dönemlerde tüneller aracılıyla rejimin kontrolü dışında başta gıda olmak üzere çeşitli zorunlu ürünler içeriye sokulabilmekteydi. Ama son aylarda bunun hiç imkanı kalmadı.  Tüneller tahrip edilmek suretiyle kuşatma tam hale getirildi.  Buna rağmen içerdeki insanlar direndiler.  Esed bu direnişi kırmak için kimyasal silah kullandı. Suriye'de kullanılan kimyasal silahların yüzde 98-99'u rejim tarafından gerçekleştirilmiştir" ifadelerini kullandı.

MAĞDURLARIN, İNSANİ YARDIM İHTİYAÇLARI ACİLEN GİDERİLMELİ

Suriye’de yaklaşık 8 yıldır devam eden savaş nedeniyle akan kan ve gözyaşının her geçen gün arttığını da belirten Uysal Doğu Guta'ya düzenlenen kimyasal saldırı insanlığı derinden utandıran türden görüntülere neden olduğunu ve tüm Müslümanların, Esed ve destekçilerine lanet okuduğunu ifade ederek, "Suriye'de ve diğer İslam coğrafyalarında yaşanan zulme karşı uluslararası örgütler, insani yardım kuruluşları ve cemiyetler tek vücut olması gerekiyor. Kan, gözyaşı ve feryat dinmiyor.  İşgalci, emperyalist güçlerin yeni güç yarışı meydanı haline getirdikleri Suriye'de mazlum Müslümanlar yaşam mücadelesi veriyor. Amerika ve Rusya'nın restleşme ve birbiriyle hesaplaşma yeri olarak bu bölgeyi seçmesi dikkat çekicidir. Taşeron örgütler ve vekalet savaşlarıyla milyonlarca Müslüman katledildi. İnsanlık vicdanını kanatan saldırı ve katliamlar sona ermeli. Buradaki, mağdurların, insani yardım ihtiyaçları acilen giderilmeli” ifadelerini kullandı.  

DUMA BÖLGESİ MUHAFAZA EDİLMESİ GEREKİYOR 

Neticeye baktığımız zaman bölgede  direnişçilerin elinde Doğu Gutanın çok küçük bir kısmı, Duma bölgesi kaldığını ifade eden Uysal, “Dünyadaki insaf sahibi insanlar tarafından baskı oluşturarak hiç olmazsa Duma'nın daha fazla tahrip edilmeden  muhazafası, o insanların kendi mekanlarında yaşamalarının gıdaya ve ihtiyaç maddelerine ulaşmalarının yolunun bulunması lazım. Suriye'de Amerika Kaybetti. Şimdiye kadar yüzlerce kez kullanıldığı halde umursamadığı kimyasal silah saldırısını bu kez  bahane ederek Suriye'de valığını yeniden kuvvetlendirme peşinde.  Yalnızca Amerika değil kendisine ortak olarak çağırdığı Fransa, sonradan eklenen İngiltere,  birlikte, şu ana kadar Suriye’de Türkiye-Rusya-İran inisiyatifi ile gelinen noktanın dışında bir  durum geliştirmeye çalışacaklar.  Bunların hepsi, sözde sulh oluşturmak, zalimi cezalandırmak görüntüsünde, bölgeye, vaziyet etmek, kaynakları sömürmek ve bölgenin yeni büyük bir birlik oluşturmasının önünü kesmek içindir. İç içe girmiş karışık durumlar söz konusu” ifadelerini kullandı.

DIŞ DESTEKLİ AZINLIK TAHAKKÜMLERİ COĞRAFYALARA HUZUR GETİRMEZ

Dış destekli azınlık tahakkümlerinin coğrafyalara huzur getirmeyeceğini ifade eden Uysal, “Biz, bölgede çoğunluğu oluşturan Sünni unsurun kendini yönetme hakkına sahip olduğunu düşünüyoruz. Bu şekilde olmasından yanayız. Mevcut rejim gibi dış destekli azınlık tahakkümleri coğrafyalara huzur getirmez. Bu tarz hükümetler kölelik ve esaret getirir. Dış desteklerle kurulacak ilave sunî sözde devletçikler de asla huzur getirmez ve huzur bırakmazlar.Nerede insani dram varsa İHH olarak oradayız.  Biz İHH olarak Doğu Guta’da tahliye edilen insanlarımızı alanda karşılayan ilk teşkilatız. Bölgede karşıladığımız insanlara barınaklar ve çadırlar kuruyoruz. Çalışmalarımız hiç zaman-hizmet aralığı vermeden devam ediyor. Konya İHH olarak son üç ayda diğer yardımlar yanında 20 bin Büyük Gıda Kolisi gönderdik. iki bin Büyük Gıda Kolisi daha hazırlıyoruz. Çalışmalarımız devam ediyor.  50 bin gibi hedefimiz vardı. İnşallah hedefimizi yakalayacağız” dedi.

MUHAMMED ESAD ÇAĞLA

Editör: TE Bilişim