Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkan Yardımcısı ve Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, HSK ve Yargı Reformu’nu değerlendirdi. Türk Milletinin Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sisteminde geleceğini bulduğunu söyleyen MHP Genel Başkan Yardımcısı ve Konya Milletvekili Kalaycı, “2017 yılında milletimizin kabul ettiği Anayasa değişikliğiyle Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi kabul edilmiş, hukuk ve yargı sistemiyle ilgili anayasal bazı düzenlemeler ve iyileştirmeler yapılmıştır. Bu değişikliklerle daha demokratik ve adil, tarafsız ve bağımsız bir yargı düzeninin ortaya çıkması amaçlanmıştır. Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi uygulamaya geçeli daha bir yıl, dört ay olmuş. Diyorlar ki: "Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi tutmadı." Diyorlar ki: "Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi hem hukuku hem demokrasiyi hem de ekonomiyi çökertti."   Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemine itibar suikastı yaparak sonuç alabileceklerini sananlar büyük bir yanılgı içindedir. Türk milleti Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminde geleceğini bulmuştur” dedi. 

‘ASKER KÖKENLİLERİN ÇIKARILMASI DEMOKRATİK BİR ADIM’

Asker kökenli üyelerin çıkarılmasının Anayasa Mahkemesinin sivilleşmesi yönünde demokratik bir adım olduğunu söyleyen Mustafa Kalaycı, “Anayasa Mahkemesi ve HSK üyelerinin tek başına Cumhurbaşkanı tarafından belirlendiği gibi bir algı operasyonu çekiliyor. Anayasa Mahkemesi üye sayısı 17'den 15'e düşürülerek Cumhurbaşkanının askerî yüksek mahkeme üyeleri arasından seçtiği 2 üyelik kaldırılmıştır. İyi olmadı mı? Asker kökenli üyelerin çıkarılması Anayasa Mahkemesinin sivilleşmesi yönünde demokratik bir adımdır. Anayasa Mahkemesiyle ilgili başka da bir değişiklik söz konusu değildir. Cumhurbaşkanı, 14 iken 12 üye belirler hâle gelmiştir. Daha önceden olduğu gibi, bu üyeler YÖK, Yargıtay, Danıştay, Sayıştay genel kurullarından seçilen 3'er kişi arasından Sayın Cumhurbaşkanı tarafından seçilmektedir. Üyelerin görev süresi on iki yıl olduğundan Cumhurbaşkanınca seçilen 12 üyenin tümünün aynı anda aynı Cumhurbaşkanı tarafından seçilmesi de söz konusu değildir” dedi. 

CUMHURBAŞKANINA CEZAİ SORUMLULUK YÜKLENDİ

Yargı denetimine tabi olmayan Cumhurbaşkanının her türlü eylem ve işlemleri yargı denetimine tabi hâle getirildiğine işaret eden Kalaycı, “Daha önce yargı denetimi yoktu Cumhurbaşkanının, yeni düzenlemeyle her türlü eylem ve işlemi yargı denetimine tabi hâle geldi. Cumhurbaşkanına cezai sorumluluk yüklenmiştir. Bu amaçla getirilen suçlandırma mekanizması yeni sistemin güçlü bir denetim aracı olarak yerini almıştır. Yüce Divan yargılamasının da en geç altı ay içinde tamamlanması şartı getirilmiştir. Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin uygulama safhasında adalet ve hukuk alanında önemli bir reformun hazırlanmış ve uygulamaya geçiriliyor olması memnuniyet vericidir. 

Yargı Reformu Strateji Belgesi kararlılıkla icra edilmeli, hukukun temel ilkelerinden ve adaletin ruhundan hiçbir şart altında taviz verilmemelidir. Türkiye yaklaşık üç buçuk yıldır FETÖ'yle, kalıntılarıyla ve kripto damarıyla, hukuki, siyasi, güvenlik ve diplomatik vasıtalarla mücadele etmektedir. Bu mücadele aynı zamanda bir beka ve onur meselesidir. Türk Silahlı Kuvvetleri, emniyet, bürokrasi, iş dünyası, eğitim, sivil toplum, yargı ve medyadaki FETÖ'cülerin tamamıyla sökülüp atılması hususunda tereddütsüz ve kararlılık ihtiva eden bir mücadelenin varlığı tarihi önem ve sorumluluktadır. Bu kapsamda, saygı duyulacak ve takdir edilecek sonuçlara da ulaşılmıştır. Bazı FETÖ davalarıyla ilgili açıklanan kararlar millî vicdanı rahatsız etmektedir. FETÖ'nün siyasi uzantıları konusunda henüz mesafe alınmaması da ister istemez kafalarda soru işaretlerine neden olmaktadır. FETÖ'yle irtibat ve iltisakı bilinmesine rağmen, arkası olan, destekçileri bulunan, bürokratik ve siyasi imtiyazlarla zırha büründürülen kişilerle ilgili hukuki süreçlerin tavsaması ciddi bir sorun olarak karşımızdadır

Türkiye FETÖ musibetinin üstesinden mutlaka gelmek zorundadır. Ne var ki bazı FETÖ davalarıyla ilgili kamuoyuna açıklanan kararlar millî vicdanı oldukça rahatsız etmektedir. 

Milliyetçi Hareket Partisi yargı kararlarına pek tabii saygı duymaktadır, ancak yargı kararlarının millet vicdanıyla çelişmemesini de mecburi addetmektedir. FETÖ'yle mücadele, ağırdan alınmasına ve aksamasına müsaade edilmeden, hukuk sınırları içinde, son FETÖ'cü hesap verinceye kadar devam ettirilmelidir. Devletin kaynaklarını, teröristlere peşkeş çekenler hak ettiği cezaya çarptırılmalı. Görevi, unvanı, siyasi pozisyonu, makamı ve konumu ne olursa olsun hiç kimse suç işleme özgürlüğüne, suçluyu övme hakkına sahip değildir. 

Belediye başkanı silahlı terör örgütüne üye olmak, terör örgütü propagandası yapmak, suç ve suçluyu övmek için işgal ettiği makamı silah ve cephanelik gibi kullanıyorsa dünyada hiçbir devlet buna seyirci kalamaz. Sandık, seçim, demokrasi, suç ve suçluların sığınağı ve barınağı görülemez, demokrasi terörün saklandığı kılıf olamaz. Devletin kaynaklarını, milletin kazanımlarını teröristlere peşkeş çekenler hak ettiği cezaya çarptırılmalıdır” diyerek sözlerini tamamladı. 

HABER MERKEZİ

Editör: TE Bilişim