AK Parti Amasya İl Başkanlığı'nın partililere yönelik düzenlediği toplantıda çözüm sürecine ilişkin açıklamada bulunan Bostancı, Kürt meselesinin Türkiye'nin Osmanlı'dan bu yana intikal eden kadim bir mesele olduğunu belirterek, "Şimdiye kadar sopayla çözdüğünü zannetmiş. Vurmuş kafasına otur demiş. Adam oturmuş. Milli birlik sopayla sağlanmaz. Mili birlik gönülle sağlanır, vicdanla sağlanır. İnsanların ortak iradesiyle sağlanır. Beni dinleyeceksin, onu dinleyeceksin herkes konuşacak. Milli birliği onun üzerine kuracaksın. AK Parti bu yolu açmış çözüm süreciyle. 2009'da teşebbüs etti iktidar, düşünün bu kadar güçlü bir iktidar beceremedi. Çünkü karşıdakiler de çok güçlü. Şimdi 2012'de yeni bir teşebbüs oldu. İnşallah bu defa başaracağız. Orta Doğu'da güçlü bir Türkiye ancak kendi Kürt meselesini çözmüş bir Türkiye olur. Sopayla değil, iradeyle. Diyorlar ki 'vur kafasına'. Vur kafasına da kafasına vurduğunda bunun sonucu bölünmedir. Birileri bağırıyordu. Hatırlayınız. 'Kandil'deki bayrak insin' diye. Emin olun şu çözüm süreci devam ettiğinde Kandil'deki bayrak inecek. Tek bir Mehmetçiğimizin bile burnu kanamadan inecektir. İki türlü indirirdin zaten Kandil'deki bayrağı. Bir giderdin dövüşürdün, ölürdün, öldürürdün. İndirirdin doğru. Sen gelirdin bir daha dikerlerdi. İki, öyle indirirdin ki bayrağı indirdiğin yerdeki insanların gönlüne Türk bayrağını dikerdin" diye konuştu.

Türkiye'nin hiçbir döneminde AK Parti iktidarında olduğu kadar hizmet görmediğini ifade eden Bostancı, "Tayyip Bey karizmasıyla, milletin kalbine hitap eden konuşmasıyla, insanlara dokunan üslubu ve her neyse o olan yüzüyle bu milletin aklını da, kalbini de fethetti ve bu ülkeyi bir orkestra şefi içerisinde hizmet yoluna götürdü. Tayyip Bey bana öyle geliyor ki bu milletin aklının ve vicdanının ortak rezidansını kendi sesinde, kendi tavrında, ifadesinde temsil eden kişidir. Bazıları son zamanlarda çıkmış diyorlar ki, hükümran bir sesi varmış Tayyip Bey'in. Buyurgan bir sesi varmış. Tepeden tepeden konuşuyormuş. Dedim ki niye millete Tayyip Bey'in sesi buyurgan, tepeden, hükümran gelmiyor. Kime geliyor. Eski egemenlere geliyor. Eski elitlere geliyor. Tayyip Bey geldiğinde, AK Parti geldiğinde yerlerini kaybetmiş olan, milletin kafasına vurma alışkanlığı olan insanlara geliyor. Millet onda neyi buluyor. O seste kendi meydan okumasını buluyor. Kendisinin itirazını buluyor. Kendi kafasına geçmişte vuranlara karşı o soylu ve asil karşı çıkışı görüyor" şeklinde konuştu.

17 Aralık'ta başlayan rüşvet ve yolsuzluk soruşturmasına ilişkin düşüncelerini anlatan Bostancı, şöyle konuştu:

"Yemin ediyorum bu partinin siyaseti şudur. Eğer sol elim hırsızlık yaptıysa sağ elimle ben bunu keserim. Yaşatmam. Başbakan da bunu söylüyor. Her kim hukuk dışı, kural dışı bu ülkenin beş kuruşuna el uzattıysa onu ciğerinden çekip çıkartmak bizim görevimizdir. Bunu yapacağız. Mesele hırsızlık ve yolsuzluksa onu hukuk mecrasında götüreceğiz. Hukuktan bir iş yapıyormuş gibi oradan bir deprem çıkartıp siyaseti nasıl vesayet altına alırım, bunu yapmayacaksın. Bunu yaparsan hiç kimse bu işin hukuki bir iş olduğuna inanmaz. Hukuksa hukuk, siyasetse siyaset. Hepsi kendi mecrasında. Soruşturmayı 3 kişi biliyor. Soruşturma açılır açılmaz bütün gazeteler koro halinde yayın yapıyor. Ne için? Kamuoyunda bir iddia atıyorlar. Kamuoyu her zaman çok zalim bir yargılayıcıdır. Her zaman. Bakın geçmişte de birçok yolsuzluk iddiaları oldu Türkiye'de. Yargılandılar. Kimi beraat etti, kimi mahkum oldu. Beraat edenler kamuoyuna intikal etmiş her konuda olduğu gibi hukuken beraat etmiş olanlarda aslında milletin vicdanında mahkum oluyor. Çünkü sabah akşam afişe olduysan sen zaten hükmü yedin. Hukuken beraat et etme, kamuoyu böyledir. Cemaati bilirim. Cemaatin yaptığı hayırlı hizmetleri bilirim. Dünyanın her yerinde okullar açtılar. Çok iyi işler yapıyorlar. Yapmaya da inşallah devam edecekler. Öyle toplu suçlamalar. Cemaat yapıyor. O yapıyor, bu yapıyor. Bunlar çok doğru değil. Kadem hukukta suçun şahsiliği diye bir ilke var. Kim suç işlemişse suçlu odur. Şurada veya burada her kim karanlık bir işe girmişse, bir örgütlenme gerçekleştirmişse, bir takım tabelaların arkasına, görüntülerin arkasına saklanmışsa bunu bulup çıkartmak devletin görevidir. Ama topyekun insanları suçlamak haşa, haşa. Kıblesi bir olanların kalpleri her zaman beraberdir. Biz de bu ülkede kıblesi bir olanlar olarak hangi iniş çıkış olursa olsun kural hiç değişmeksizin suçlu kimse cezasını o çeker. Kalplerimiz bir olmaya devam edecektir. Bu memleket için, bu millet için."

Grand Otoman Salonları'ndaki toplantıya AK Parti Amasya Milletvekili Avni Erdemir ile Tokat Milletvekili Dilek Yüksel, Amasya Belediye Başkanı Cafer Özdemir, AK Parti Amasya İl Başkanı Osman Faik Salman ve partililer katıldı.

İHA

Editör: TE Bilişim