Prof. Dr. Sade, tahıl üretiminin bir önceki yıla göre yüzde 7.8 azalarak 2012 yılında yaklaşık 33.4 milyon ton olarak gerçekleşeceğinin öngörüldüğünü ifade ederek, “TÜİK’e göre buğday üretiminin 2011 yılında 21.8 milyon ton iken, 2012 yılında yüzde 5.2 azalarak 20.1 milyon ton olarak gerçekleşeceği tahmin edilmektedir. UHK ise buğday üretiminin yüzde 12’lik azalışla 19.2 milyon ton olarak gerçekleşeceğini öngörmüştü. UHK raporunda bu azalışın Orta Anadolu Bölgesi’nde yüzde 22, Doğu Anadolu Bölgesi’nde yüzde 10 olacağı öngörülmüştür. Bu bölgelerde 2012 üretim yılında uzun süren kışa karşılık, kurak Mart ve Nisan, buna karşılık uzun yıllar ortalamasında yağışlı Mayıs ayı, üretimin önceki yıla göre düşmesine ancak uzun yıllar ortalamasına yakın olmasına neden olmuştur. Verime kıyasla bitki boylarındaki kısalmaya bağlı olarak sap verimi düşmüş, bu da hayvancılığın yoğun olduğu bu bölgelerde saman sıkıntısına bağlı kaba yem sıkıntısını ortaya çıkarmıştır. Bu durum bize kaliteli kaba yeme yönelmemizin önemini işaret etmektedir” dedi. Bu yıl da geçen yıla göre buğday üretiminin düşmesine karşın, uzun yıllar ortalamasının üzerinde bir üretime ulaşıldığını kaydeden Prof. Dr. Sade, “Ama asıl dikkat çeken husus; TMO’nun alım politikalarının, üretici eğitimleri sonucu kalite bilincinin oluşmasının ve verimin aksine iklimin olumlu etkilerinin ortak sonucu olarak kalitede görülen belirgin artış olmuştur. Ayrıca özellikle yaprak hastalıkları tüm ülkede belirgin bir azalış göstermiş ve süne yoğunluğundaki azalış da yılın buğday üretimindeki diğer olumlu yönleri olarak kaydedilmiştir. UHK ayrıca mısır üretim bölgelerinde yüksek sıcaklık ve yer yer düşük hava nemi sonucu oluşan olumsuzluğun ve yem üretimindeki talep artışına bağlı olarak mısır silajına artan talep nedeniyle, tanelik mısırların Orta Anadolu Bölgesi’nde yer yer silaja dönüştürülmesi gibi nedenlerle bu beklentinin altında 4.4-4.5 milyon ton tane mısır üretiminin gerçekleşebileceğini öngörmüştür. Bu düzey üretim yem sanayi için önemli olup, mısır ihtiyacımızın ülke içinden karşılanma oranının yüzde 85-90’lara ulaşacağı anlamına gelmektedir. Ülkenin yağlı tohum üretiminin 2011 yılına göre yüzde 3.4’lük artışla 2012 yılında 1.756 milyon tona ulaşacak olması, petrolden sonra en büyük döviz ödediğimiz yağ ve yağlı tohum ithalatının azalması beklentisi açısından umut verici olmuştur. 2011 yılında 1.1 milyon ton olan baklagil üretiminin de yüzde 6.7’lik yüksek bir artışla 1.2 milyon tona ulaşması da anlamlı bulunmuştur. Tüm bu gelişmeler dış ticarete de yansımış, gıda maddeleri ihracatı Ocak-Temmuz 2012’de yaklaşık yüzde 10’luk artışla 8.3 milyar dolara yükselmiş, ithalat ise yaklaşık yüzde 6’lık azalışla 6.2 milyar dolara düşmüştür. Böylelikle bu dönemde tarım ürünleri dış ticaret 2.1 milyar dolar fazla vererek, diğer sektörler arasındaki hızla tırmanmaya devam ettiğini göstermiştir. Bu fazlalık geçen yılın aynı dönemine göre daha yüksektir. Yılın ilk yarısında ülke genelinde büyüme yüzde 3 iken, tarımsal büyüme yüzde 4.2 olmuştur” dedi.
İHA



 
Editör: TE Bilişim