Gazeteci-yazar Abdurrahman Dilipak, Türkiye'de yaşananlarla ilgili, "Bu kavga, AK Parti ile tırnak içinde söylüyorum Cemaat arasındaki kavga değildir. Bu, 100 yıl geriye giden uluslararası sistemle İslam ümmeti arsındaki hesaplaşmadır" dedi.

Abdurrahman Dilipak Ensar Vakfı Muğla Şubesi tarafından düzenlenen 'Türkiye Nereye Gidiyor?' başlıklı konferansa konuşmacı olarak katıldı. Muğla Özel İdare Konferans salonunda gerçekleştirilen konferansta konuşan Dilipak, yaşanan sürecin AK Parti açısından içini temizleme fırsatı olduğunu söyledi. Dilipak, "Hayır gibi gelen şeyde şer, şer gibi gelen şeyde hayır vardır. Bu bela aklımızı başımıza getirmek için bir fırsattır" derken, Gülen Cemaati'nin devletin belirli kademelerinde makam beklentisinin kendilerinin ayaklarını yerden kestiğini söyledi. Dilipak, "Üç kuruşluk servet, bir makam bizimkilerin ayağını yerden kesti. Kadınlar da bir anda davayı unutup dünyevi işlerle uğraşmaya başladılar. Şimdi inşallah bir arınmaya sebep olacak" diye konuştu.

"KAVGA ERDOĞAN-GÜLEN KAVGASI DEĞİL"

Fethullah Gülen ile Başbakan Recep Tayyip Erdoğan arasında olduğu iddia edilen kavgaya değinenAbdurrahman Dilipak, "Bu kavga, AK Parti ile tırnak içinde söylüyorum Cemaat arasındaki kavga değildir. Bu İsrail ile Türkiye arasındaki kavga da değildir. Bu hesaplaşma 100 yıl geriye giden uluslararası sistemle İslam ümmeti arsındaki hesaplaşmadır. Görülen hesaplaşma 300 yıllık bir birikimin hesaplaşmasıdır çünkü bizim iktidarı kaybetmemiz 300 yıl önceye dayanıyor" dedi.

1960'larda Fetullah Gülen'in ortaya çıktığını açıklayan Dilipak, "Hem Komünizm ile Mücadele Derneği'nde vardı hem Halkevlerinde vardı. Girin internete Wikipedia'ya bakın. Halkevleri, CHP, Komünizm ile Mücadele ve Adalet Partisi'nde Fetullah Gülen var. Ve siyaset dışı İslam'ı savunuyor. Aslında istedikleri, 'aktif olarak siyasete katılmamak, sadece siyasi destek olarak sağın yanında yer almak' şeklinde bir dizayn var. Şimdi soruyorlar, Tayyip Bey olmasa ne olacaktı? Allah Hz. Ali'ye iktidar vermedi, Tayyip Erdoğan'a verdi. Geçen gün bir yazı yazdım. Eğer bugün Hz. Ömer yaşıyor olsa Tayyip Erdoğan'ı görevden azlederdi. Ben bunu Tayyip Erdoğan'ı aşağılamak için söylemiyorum. Saçının teline zarar gelsin, ayağına taş değsin istemem. Bu onun kusuru değil, o olmazsa ne yaparız diye düşünenleri terbiye etmek için ben bu lafı söylüyorum" ifadelerini kullandı.

Editör: TE Bilişim