Konya'da kaybolan tarihî eserleri dile getiren Doç. Dr. Mustafa Yıldırım, "Bu eserlerin bir kısmı korunamadığından ve bakımları yapılamadığından dolayı yok olmuşlarsa da bir çoğu şehrin imar faaliyetleri esnasında belediye tarafından yıktırılmışlardır" dedi.

Konya Büyükşehir Belediyesi Koyunoğlu Müze ve Kütüphanesi ile Konya Fikir, Sanat ve kültür Adamları Birliği Derneği tarafından düzenlenen bu haftaki İkindi Sohbetleri'nde, "Konya'da Kaybolan Türk-İslâm Eserleri" konuşuldu.

Konya NEÜ İlâhiyat Fakültesi Türk-İslâm Tarihi ve Sanatları Bölümü Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Mustafa Yıldırım, doktora tezi olan "Konya'da Son Asırda Kaybolan Bazı Türk Yapıları"ndan hareket ederek yaptığı araştırmalarında, çok eski tarihi Hitit ve Bizans dönemine dayanan ve "yaklaşık bin yıllık tarihî Türk şehri olan Konya, sanatın her dalında tebarüz etmiş olmakla birlikte, özellikle mimarî gelişim i ve tezyinî zerâfet noktasında özel bir yere sahip" olduğunu söyledi. Yüzlerce Selçuklu, beylik ve Osmanlı eserine sahip olarak Konya'nın, tarihî dokusunun tam manasıyla muhafaza edilemediğini ve nice mimarî özelliğe sahip çeşitli yapıların günümüze ulaşamadığını kaydeden Doç. Dr. Mustafa Yıldırım, "Bu eserlerin bir kısmı korunamadığından ve bakımları yapılamadığından dolayı yok olmuşlarsa da bir çoğu şehrin imar faaliyetleri esnasında yıktırılmışlardır" dedi. Yığma bir tepe olan Alâeddin Tepesi'ndeki iç kale ve 12 kapısı bulunan dış kale surları ile Sultan II. Kılıçaslan tarafından yaptırılan Konya Köşkü'nden de bahseden Doç. Dr. Yıldırım, yol açma, park ve meydan yapma amacıyla han, hankah, bedesten, hamam, medrese, hastahane ile Eflatun Mescidi olarak bilinen ve sonra saat kulesi yapılan Alâeddin Tepesi'ndeki yapı ile Anber Reis Camii ve Türbesi, Ulvî Sultan Türbesi'nin de belediye tarafından yıktırıldığını dile getirdi. Konya iç ve dış kale surlarından çıkarılan taşların, 19. Yüzyılın sonlarına doğru şehirdeki kargîr binaların yapımı ile çıkan yangından sonra takrar yapılan Kapı Camii ve Aziziye Camii ile Hükümet Konağı'nın yapımında kullanıldığını ifade eden Yıldırım, Alâeddin Sarayı'ndan geriye pek birşeyin kalmadığını ve bu sarayın bir kısmını oluşturan Konya Köşkü'nden geriye sadece bir kalıntı kaldığını belirterek insanların, Selçuklu Sultanlarının nasıl bir köşkte kaldıklarını öğrenmeleri açısından bu köşkün aslına uygun olarak yaniden yapılması gerektiğini söyledi.

YIKIMLARDA İDARECİLER ÖN SAFTA

Türbe Hamamının da 1955'te bir gece içerisinde yıktırılıp yerinin meydan hâline getirildiğini tarihçi İ. Hakkı Konyalı ile Mehmet Önder'i kaynak olarak göstererek açıklayan Yıldırım, 1960'lı yılların sonlarına doğru yıktırılan Kapı Câmii Şadırvanının mermer kitabesinin bile korunamadığını belirterek günümüzde, bu şadırvanın aslına uygun olarak takrar yapıldığına işaret etti. Selçuklular döneminde yapılan ve Kanuni Sultan Süleyman tarafından tekrar yaptırılan Konya Bedesteni'nin, 1900 yılında Avlonyalı Ferit Paşa'nın valiliği sırasında yıktırılarak yerine Konya Sanayi Mektebi'nin yaptırıldığını ve kitabesinin de Mevlâna Müzesi'ne kaldırıldığını söyleyen Yıldırım, Sultan Selim İmareti'nin de 1958'de meydan açma bahanesiyle belediye tarafından yıktırıldığını kaydetti. Tarihî Güherçile Fabrikası ve Baruthâne'den de kısaca bahseden Yıldırım, "Güherçile Fabrikası ve Baruthane 1958 yılında belediye tarafından istimlak edilmiş, yıktırılarak yerine sebze hali yaptırılmıştır. Korunmasında kültürel devamlılık açısından büyük fayda olmalıydı. Ayrıca, silah sanayinin unsurlarının yerli olmasını ve Türk milletinin başka devletlere muhtaç olmaması hususunda Anadolu içlerinden bir örnek olması bakımından da önem arzetmeliydi" diye konuştu. Konya Evleri, Maarif Paşa Evi ve Belediye Evleri ile Çelebi Konakları'ndan bahsettikten sonra sözü, Hükümet Konağı'nın batısında bulunan Ulvî Sultan Türbesi'ni getiren Doç. Dr. Yıldırım, "Ulvî Sultan Mescidi ve Türbesi 1924 yılında, belediye tarafından, meydanı genişletmek bahanesiyle istimlak edilerek yıkılmıştır" dedi. Kürkçü Mahallesi'nde ve eski Belediye Binasının doğusunda bulunan Nizamiye Medresesi'yle ilgili olarak kısa bir bilgi veren Yıldırm, şunları dile getirdi: "Nizamiye Medresesi 19. Yüzyıla kadar eğitim ve öğretim faaliyetlerini yürütmüştür. 1916 yılında Konya Valisi Muammer Bey'in teşebbüsü ile medresesin yerine "Dâr'ul-Muallimîn" binası yaptırılmış; sonra da aynı yere "Rehber-i Hürriyet" okulu inşâ edilmiştir. 25 Ağustos 1927 yılında gerek okul gerekse Nalıncı Baba Türbesi, belediye tarafından istimlak edilerek yıktırılmıştır." Toplam 37 eserden söz eden Yıldırım ayrıca, Şerafeddin Camii yanında bulunan Ziyaiye Medresesi'nin de 1923'den sonra yol geçirme çalışmaları sırasında yıktırılarak park haline getirildiğini sözlerine ekledi.

NEDEN VE NİÇİNİ ÜZERİNDE DURALIM

Koyunoğlu Müze ve Kütüphanesi Konferans Salonu'nda gerçekleştirilen sohbette Koyunoğlu Kütüphanesi Müdürü Hasan Yaşar tarafından Doç. Dr. Mustafa Yıldırım'a, belediye yayınlarının takdiminden sonra söz alan Dr. Hasan Özönder ise, Konya'nın tarihî değerlerinin cehalet ve vefasızlık sebebiyle yok olduğunu belirtti. Üzerlerinde âyetlerin bulunduğu mezar taşlarının bile logar taşı olarak kullanıldığına şahit olduğunu dile getiren Özönder, "Bütün bunlara rağmen kıymetlerimize sahip çıkmakta fayda görüyorum. Eserlerin kim tarafından nasıl yok edildiği yerine bunun neden ve niçin yapıldığını sorup öğrenelim" dedi.

HABER MERKEZİ

Editör: TE Bilişim