Doğu Akdeniz’deki haklı duruşumuz karşısında tavır alan ve bu yönde yaptırım tehditleri savuran AB, son olarak AB Kalkınma Bankasının Türkiye’ye verdiği kredileri durdurduğunu açıkladı. Bu esnada İngiltere’nin yeni başbakanı Boris Johnson ise İngiltere olarak ister anlaşmalı olsun, isterse anlaşmasız olsun 31 Ekim’de BREXIT sürecinin biteceğini ve İngiltere olarak Avrupa Birliğinden çıkacağını duyurdu.

İNGİLTERE BREXIT SÜRECİYLE NE DEMEK İSTİYOR?

BREXIT süreci, İngiltere’nin artık ben küçük Avrupa ile uğraşamam ve gerek siyasi gerekse ticari bağlamda eski özgürlüğüme kavuşup, dünya ekseninde kaybettiğim gücü tekrar sağlayacağım ifadesinin güçlü bir haykırışıdır.

GÜMRÜK BİRLİĞİ VE TÜRKİYE

1996 yılında yürürlüğe giren ve Türkiye ile AB arasındaki ticareti düzenleyen Gümrük Birliği anlaşmasının geçmişten günümüze elbette ki birçok faydaları olmuştur. Fakat günümüzde bu sürecin Türkiye açısından devam ettirebilmesi için Gümrük Birliğinin hızlıca güncellenmesi gerekmektedir ki, bu olasılık yakın zamanda gözükmemektedir. Bu arada kamuoyunda yanlış anlaşılan bir konunun altını tekrar bu yazımda belirtmek isterim ki Türkiye Gümrük Birliğine üye değildir.

GÜMRÜK BİRLİĞİNİN MEVCUT YAPISI NASIL?

Bu maddeleri sıraladığımda eminim ki sizlerde bu sürecin bizim açımızdan devam ettirilemez olduğunu net olarak göreceksiniz. Mevcut yapıya göre;

· Türkiye ile AB arasındaki ticarette sanayi ürünlerinde gümrük vergileri kaldırılmıştır. Yani şu an için AB 28 ile sanayi ürünleri ticaretinde karşılıklı olarak gümrük vergisi ödenmemekte (olumlu faktör) Bu kapsamda A.TR Belgesi düzenlenir.

· Tarım ürünlerinde ise gümrük vergileri sıfırlanmamış fakat üçüncü ülkelere görece daha indirimlidir. (olumsuz faktör) Özellikle tarım ülkesi olan ülkemiz için ayrıca düşünülmesi gereken bir konu. Bu kapsamda düzenlenen belge ise EUR.1 belgesidir.

· Demir Çelik sektörüne bakalım. ABD’nin ticaret savaşları kapsamında bize getirdiği ekstra gümrük vergileri çok konuşulmuştu hatırlarsanız. Peki, Avrupa’da durum nasıl dersek? Aynı tarım ürünlerinde olduğu gibi. (olumsuz faktör) Bu kapsamda düzenlenen belge EUR.1 belgesidir.

· AB’nin diğer ülkelere uyguladığı gümrük vergisi, tüm üye ülkelerin kararıyla ortak bir şekilde uygulanmakta ve buna teknik olarak “Ortak Gümrük Vergisi” (OGT) denmekte. Türkiye OGT’nin belirlenmesinde karar sürecinde mi? Hayır. Peki, OGT kararlarına uyup, uygulamak zorunda mı? Evet. (olumsuz faktör) Hatta Dış Ekonomik Politikanı AB’ye teslim etmek anlamına gelir

· AB’nin diğer ülkelerle yaptığı Serbest Ticaret anlaşmalarına (STA) Türkiye taraf mı? Hayır. Yani anlaşma içerisinde değil, ilgili ülke Türkiye ile STA yaparsa o ayrı .. (olumsuz faktör)

· Türkiye, AB’nin Serbest Ticaret Anlaşması yapmadığı bir ülke ile Serbest Ticaret Anlaşması yapabilir mi? Hayır. (olumsuz faktör) Dış Ekonomik Politikanı AB’ye teslim etmek anlamına gelir.

DOĞRU BİLİNENEN YANLIŞLAR

· Türkiye Gümrük Birliğine üye olmuştur. YANLIŞ.

· AB ile Türkiye arasında eşya serbest dolaşımdadır. YANLIŞ (sadece sanayi ürünleri serbest dolaşımdadır)

· Türkiye, ithalatta uyguladığı gümrük vergileri ve yapacağı Serbest Ticaret Anlaşmalarında özgürdür. YANLIŞ (AB’nin belirlediği gümrük vergilerini uygulamak durumunda ve AB’nin STA yaptığı ülkelerle ancak STA yapabilmektedir.)

· Türkiye AB’nin diğer ülkelerle yapığı Serbest Ticaret Anlaşmalarına taraftır. YANLIŞ. (Diğer ülke bizim ile STA yapmaya karar verirse ancak yapabiliriz.)

ZORUNDA MIYIM?

Rahmetli Dilber Ay’ın şarkısına atıfla “Zorunda mıyım”? Diğer bir ifade ile ülke olarak Zorunda mıyız? Dış Ekonomik Politikamızı AB’ye teslim etmek zorunda mıyız? Şu anki Gümrük Birliği Anlaşmasına göre maalesef ki EVET.

“THE ECONOMIST” DERGİSİNİN BU HAFTAKİ YORUMU

Tekrar baştaki konuya gelir ve Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki haklı eylemleri karşısında, AB’nin tırnak içerisindeki yaptırım uygulamaları neticesindeki yorumu ise çok net. "AB'nin Türkiye’ye Boyun Eğdirmeye Sopası Yok” Diğer bir ifadeyle Türkiye artık eski Türkiye değil ve bunu tüm dünya net bir şekilde görüyor. Dolayısı ile salt ticaret bağlamında düşündüğümüzde, hem uluslararası siyasette hem de ticarette güçlü olduğumuz bu zaman dilimlerinde, Gümrük Birliğinin istediğimiz şekilde güncellenmesi veya ayrı bir STA yapmak öncelikli konumuz olması gerekir.

İNGİLTERE’YE AYRI BİR BAŞLIK AÇARSAK

2018 yılı itibariyle, AB ve İngiltere ihracat rakamlarını değerlendirelim. Çünkü İngiltere’nin AB’den çıkması özellikle anlaşmasız olursa, Gümrük Birliği içerisinde kalma ihtimali çok düşük. Bu da artık bizim dış ticaret değerlerimizin resmini komple değiştirmekte. O zaman rakamlara hep beraber bakalım.

· 2018 yılı toplam ihracatımız 167, 9 milyar dolar iken, AB 28’e gerçekleştirdiğimizi ihracat ise 83,8 milyar dolar yani ihracatımızın % 50’sini oluşturmakta

· 2018 yılında İngiltere 11,1 milyar dolar ile en fazla ihracat yaptığımız ikinci ülke ve toplam ihracatımız içerisindeki payı da % 6,6

· İngiltere aynı zamanda dış ticaret fazlası verdiğimiz nadir AB üyesi ülkelerden bir tanesi

Eğer ki, İngiltere AB ile anlaşmasız ayrılır ve Gümrük Birliği içerisinde yer almazsa, AB 27 ticaret istatistikleri bize şunları söyleyecek

· AB ihracatının toplam ihracatımız içerisindeki payı düşecek

· Türkiye - AB dış ticaret dengesi, ülkemiz aleyhine daha da ilerleyecek. Yani AB’ye olan dış ticaret açığımız artacak.

· AB ticareti, İngiltere’nin çıkmasıyla birlikte eskisi kadar cazip hale gelmeyebilecek

İngiltere özelinde olumsuz bir senaryo oluşturur ve İngiltere’nin Gümrük Birliğinden çıkması neticesinde, İngiltere ve AB arasında STA görüşmeleri başlarsa ve bu süreç örneğin bir yıl kadar sürerse, biz ülke olarak en fazla ihracat yaptığımız ikinci ülke olan İngiltere ile STA yapamayacağız. Bu süreç içerisinde de ihracatımız, İngiltere ile sanayi ürünlerinden kaynaklı ciddi bir düşüş yaşayacak ve dış ticaret dengesindeki resim birden değişecek.

PEKİ, NE YAPMALI?

Benim düşünceme göre, Türkiye hızlı bir şekilde Gümrük Birliğinden çıkarak, AB ile normal bir Serbest Ticaret Anlaşması yapması gerekir. Gümrük Birliği güncelleme sürecine gelirsek, olası müzakerede ağırlıklı olarak AB’nin diğer ülkelerle yaptığı STA’lara taraf olmak ve tarım ürünleri gelmekte. Bu güncellemede OGT bağımsızlığı ve bağımsız bir STA yapma konuları geçmişte yapılmadı. Zaten AB’de bunları kabul etmeyecektir.

Unutmayalım ki BREXIT süreci, AB’nin dağılmaya mahkûm olduğunun ilanı ve dağılma sürecinin başlangıcıdır. Çok yakın zamanda tarih ve iktisat kitapları, başarısız bir entegrasyon modelinin bir örneği olarak AB’yi gösterip, dağılma aşamasındaki en büyük iki faktörün; BREXIT ve AB’nin TÜRKİYE’Yİ kendi içlerine dahil etmediklerini yazacaklardır.

SONUÇ: Ülke olarak “Dış Ekonomik Politikanı” oluşturmana Gümrük Birliği veya başka bir ekonomik entegrasyon engel ise, yapılması gereken tek bir şey vardır. Gerisi lafügüzaftır.