Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) Türk Silahlı Kuvvetleri'ne sızmış mensuplarınca 15 Temmuz'da gerçekleştirilen darbe girişiminin ardından, FETÖ'nün bugüne kadar yapmış olduğu bütün pislikler de ortaya çıktı. Yıllardır eleştirilen ancak bir türlü anlaşılmayan bir çok şey, yeni yeni anlaşılmış oldu. 

-KPSS başta olmak üzere bir çok sınavda yıllardır usulsüzlükler olduğu söylendi. Bu eleştiriler yapılırken herkes bu durumun varlığını biliyordu fakat özellikle iktidara yakın kesimler bunu bildiği halde kabul etmiyordu.

-Devlet kadrolarının yıllardır FETÖ tarafından ele geçirildiği konusunda bir çok kez bazı uyarılar yapılmasına rağmen, yine bu uyarılar da dikkate alınmadı. Çünkü yine aynı kesime göre, kadrolar artık “sözde” dindar kişilerin eline geçiyordu. 

-FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in öncülüğünde ortaya çıkan, “Dinler arası diyalog” konusunda bir çok kez uyarılar yapıldı. Ancak yine aynı kesim, “Bize dokunmayan yılan bin yaşasın” mantığıyla sesini çıkarmadı. 

-Yine FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in çoğu konuşmasında, itikadi anlamda sıkıntılar olduğu halde, bir kesim yine bu duruma gözünü kapatıyordu. 

-Yine FETÖ her kurumda kurduğu baskılarla, kendisine karşı olan her düşünceyi al aşağı ediyordu. Öyle ki, devlet okullarında bile, okul müdürlüğü için gerekli şartları taşıdığı halde, düşüncesinden dolayı insanlar yıllardır ezildiler ve görevlerinden edildiler. Ancak yine iktidar ve iktidar yanında yer alan kimseler, bu durumu bildiği halde, gözlerini kapadı, kulaklarını tıkadı.

- FETÖ, bugüne kadar himmet adı altında herkesten paralar topladı. Bir kısım vatandaş bu himmetleri halis niyetlerle verirken, bir kısım vatandaş da, FETÖ'nün gücünden nasiplenmek için himmeti FETÖ'ye yaranma fırsatı olarak değerlendirdi, bu şekilde himmetlerini verdiler. Ayrıca, bir çok kurum ve kuruluşun da ihaleleri sürekli FETÖ'cülerin ya da onlara yakın kişilerin ellerine verildi. Böylece maddi anlamda büyük bir güç elde etti. Bu durumu da herkes biliyordu ama maalesef yine iktidar yanlıları, “sözde” dindarlar zengin olsun diyerek seslenmediler, gözlerini kapattılar.   

- Bir çok yolsuzluk, hırsızlık, haksızlıklar yapıldı. Gerek kamu içerisinde gerek özel teşebbüsler bazında. Bunların tümü de iktidar taraftarları tarafından görülüyordu ancak yine sesleri çıkmıyor, kulakları duymuyordu. 

-Medya organlarının çoğu ya bizzat FETÖ'nün elindeydi ya da dolaylı yoldan FETÖ'nün istediğini yaptırabileceği bir durumdaydı. Yıllarca televizyon ve gazete yayınları bunların isteklerine göre şekillendi. Kim karşı çıktıysa haklı da olsa haksız da olsa medya yoluyla alaşağı edildi. İktidar ve iktidar yanlıları bu durumu da biliyordu. Ama yine seslenmiyor, görmüyor, duymuyordu.

-FETÖ mensuplarının aralarında kız alıp verme konuları bile yıllarca eleştirilmiş, evlenecek kızların ve erkeklerin kataloglara basılıp, kim kimi beğenirse baş göz edildiği gibi bazı duyumlar ortaya çıkmış, ancak yine bu gibi durumlar bazı kişilerce kabul edilebilir şeyler olarak görülmüyordu.

Maddeler halinde yazılanlar sadece FETÖ'nün ve destekçilerinin bugüne kadar uyguladığı davranış biçimlerinden bazıları. Bunlar daha önce belli kesim tarafından söyleniyor ancak bir türlü kabul görmüyordu. Şimdi ise her gün FETÖ'nün yaptığı pislikler, çarşaf çarşaf seriliyor. FETÖ'nün bir terör örgütü olduğu tescillendi. Tüm bunları FETÖ'nün neden yaptığı bu tescilden sonra anlaşılır hale geldi. Terör kafasında olan bir örgütten elbette hak, adalet, kul hakkı gibi kavramları düşünerek hareket etmesini bekleyemeyiz. Onların anladığı ve uyguladığı tek şey vardı; Güç. Peki ya ortada dönen bir çok adaletsizliği, haksızlığı bildiği halde görmezden gelenler, bu davranışı neden sergilemişlerdi? Bunun cevabı “İnandık, saftık, kandırıldık” gibi basit cümleler değildi ve olmayacak elbette. FETÖ'nün gücü, adalet, hak, hukuk duygularını ezmiş, tüm bunları görmeye bile gerek olmadığı düşüncesini insanlara aşılamıştı. Çünkü insanlar gücü sever. Güç kimdeyse onun kılıcı keskin olur. Türkiye'de yıllarca bu güç dengesine göre hareket etti insanlar. Adalet, hak, hukuk gibi kavramları unutarak! Ancak 15 Temmuz'dan sonra bu durum değişti. Güç artık FETÖ'de değil FETÖ'nün karşısında. Bu güne kadar yapılan bütün yanlış uygulamaları FETÖ yaptıysa, artık FETÖ'nün de gücü kalmadıysa, 15 Temmuz'dan sonra tüm yanlış uygulamaların yerini doğruların alması ortak kanaat olmalı. Ancak henüz iktidar ve iktidar yanlılarının bu konuda tam anlamıyla hakkaniyetle davrandıklarını düşünmüyorum. Benim en çok merak ettiğim;  “Bakalım daha önce güçten yana olanlar, bugün adaleti seçebilecek mi? Yoksa yeni güçlüler bulup gücü desteklemeye devam mı edecek?” Bekleyip göreceğiz! Sevi, saygı ve dua ile!