Geçen haftanın en çok konuşulan konularından birisi, ABD başkanı Trump’ın Türkiye ekonomisine yaptığı övgüden sonra, Türkiye’nin artık gelişmiş bir ülke olması nedeniyle, GTS kapsamında tanınan gümrük tavizlerinden faydalanmaması gerektiği şeklindeki açıklaması ve teşebbüsleri oldu. Açıkçası bu açıklamaya bizim yetkililerin diyeceği pek bir şey olamadı. Çünkü övgüden sonra yapılan bir kısıtlama olduğundan ve gerekçe olarak bu övgünün ön planda olması (Türkiye’nin gelişmiş bir ülke olduğu vurgusu) aşağı tükürsen sakal, yukarı tükürsen bıyık tarzı bir durum oluşturdu. Tüm bu süreçler kendi içerisinde devam ederken, sade vatandaşın hatta bazı yazılı ve görsel medya yorumcuların da GTS’nin teknik bir konu olmasından kaynaklı, konuyu çokta fazla kavrayamadıkları düşüncesindeyim.  Bundan dolayı yazıma kısa  kısa teknik açıklamalarla devam edip, yorumu sona bırakmayı düşünüyorum. 

GENELLEŞTİRİLMİŞ TERCİHLER SİSYEMİ(GTS) NEDİR? 

Gelişmiş ülkelerin, gelişmekte olan ülkelerin bazı ihraç mallarına karşı, karşılıksız bir şekilde ve ayrım gözetmeksizin imtiyaz sağlayan biz düzenlemedir. Bu kapsamdan yol çıkarak; gelişmiş ülkeler, gelişmekte olan ülkelerden ithal ettikleri sanayi malları üzerindeki vergilerini “karşılıklılık” esası dışında tek taraflı olarak sıfırlayacak veya indireceklerdir. 

GTS’NİN TARİÇHESİ 

UNCTAD, (United Nations Conference on Trade and Development) (Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı) 1964 yılında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nun 1995 sayılı kararı ile gelişmekte olan ülkelerin dünya ticaretine daha fazla katılımlarını sağlamak ve bu yolla kalkınmalarına yardımcı olmak için kurulmuştur. İşte bu kapsamda, “Genelleştirilmiş Tercihler Sistemi”, 1968 yılında toplanan II. UNCTAD Konferans'ında kararlaştırılmış ve daha önceden de ifade ettiğimiz üzere gelişmiş ülkelerin, gelişmekte olan ülkelerin sanayi malları ithalatında belirli bir taviz marjı tanımalarını öngören bir sistem olarak oluşturulmuştur.

GTS’NİN, ÜLKELER TARAFINDAN UYGULAMA SÜRECİ 

UNCTAD'ın Genelleştirilmiş Tercihler Sistemi 1970 yılında yürürlüğe girmiştir. Sistemin uygulama sürecine baktığımızda ise, ilk olarak 1971 tarihinde Avrupa Topluluğu tarafından uygulamaya konulmuş. 1971 yılında Japonya, 1976 yılında ise  ABD tarafından yürürlüğe geçirilmiştir. Günümüzde ise,  Avrupa Birliği (AB), ABD, Japonya, Kanada, Avustralya, Yeni Zelanda, Norveç, İsviçre, Rusya Federasyonu, Beyaz Rusya tarafından ayrıca ülkemiz tarafından da uygulanmaktadır. 

TÜRKİYE’YE GTS KAPSAMINDA TAVİZ UYGULAYAN ÜLKELER HANGİLERİDİR? 

ABD, Kanada, Rusya, Japonya, Avusturalya, Yeni Zelanda ve Beyaz Rusya ülkemize tek taraflı olarak gümrük vergilerinde taviz uygulamaktadır. Burada dikkat edilmesi gereken konu ise, bazı ülkeler gümrük vergilerini ülkemize sıfırlarken, bazıları ise daha düşük gümrük vergisi almaktadır. 

GTS’NİN HUKUKSAL ALT YAPISI NEDİR? 

Malumunuz olduğu üzere, ülkeler arasındaki ticareti düzenleyen kurum; 1995 yılında kadar GATT ve 1995 yılından sonrada değişen yapısıyla Dünya Ticaret Örgütüdür.(DTÖ). İşte Bu kapsamda GTS, 25 Temmuz 1971 tarihinde kabul edilen GATT'ın temel ilkelerinden özellikle “en çok kayrılan ülke” kuralından bir sapma olarak uygulamaya konulmuştur. 28 Kasım 1979 tarihinde “enabling clause” kapsamında sınırsız olarak yenilenen ve Uruguay Round sonrasında da teyit edilen bu uygulamanın, GATT'ın yerini alan Dünya Ticaret Örgütü bünyesinde de sürdürülmesi benimsenmiştir.

DTÖ’NÜN EN ÇOK KAYRILAN ÜLKE KURALI İSE..

DTÖ kuralları kapsamında, eğer bir ülke başka bir ülkeye taviz verirse, örneğin gümrük vergilerini indirmek veya sıfırlama gibi ayrıcalık sağlarsa, işte bu ayrıcalığı diğer tüm DTÖ üyesi ülkelere de uygulamak zorundadır. DTÖ, işte tamda bu kapsamda, bu kuralın istisnaları olarak bazı ayrıcalıklar sağlamıştır. Örneğin ülkeler arasındaki Serbest Ticaret Anlaşmaları, Gümrük Birliği veya esas konumuz olan GTS’de bu gibi tavizler verilirse, diğer DTÖ üyesi ülkelere bu tavizi uygulama zorunluğundan muaf tutulmuştur. 

NEDEN  “AB” VEYA “İSVİÇRE” GİBİ ÜLKELER BİZE GTS KAPSAMINDA TAVİZ VERMİYORLAR? 

Avrupa Birliği ile ülkemiz arasında 1995 yılında yapılan Gümrük Birliği anlaşması ve EFTA üyesi ülkelerle 1991 yılında yapmış olduğumuz anlaşma ile bu tavizli uygulamalardan GTS kapsamında değil ama anlaşma kuralları gereğince faydalanmaktayız.

ABD’NİN ÜLKEMİZE GTS KAPSAMINDA VERDİĞİ TAVİZ, ABD’NİN YÜKÜMLÜLÜĞÜ MÜDÜR?

Bu gibi kararlar gelişmiş ülke tarafından tek taraflı olarak verilmekte ve herhangi bir hukuksal yükümlülüğü de bulunmamaktadır. Yani Türkiye isterse gelişmiş ülke olsun, isterse gelişmekte olan bir ülke olsun, ABD’nin bize GTS kapsamında verdiği tavizler bağlamında uluslararası bir yükümlülüğü bulunmamaktadır. Daha önceden de ifade ettiğimiz üzere GTS, sadece DTÖ’nün “en çok kayrılan ülke” kuralından bir sapma olarak uygulamaya konulmuştur.  

KARAR KESİNLEŞİRSE ABD –TÜRKİYE TİCARETİ NASIL ETKİLENİR? 

2018 yılında en fazla ihracat yaptığımız ülkeler içerisinde 5. Sırada yer alan ABD’ye ihracatımız 8,3 milyar dolar iken, 168 milyar dolar içerisindeki ABD’nin payı ise, %4,9’dur.  Olaya GTS kapsamında baktığımızda,  ABD’ye toplam 8,3 milyar dolar ihracat içerisinde GTS kapsamına giren ürünlerin ihracatı ise,  1,7 milyar dolarlık bir değere tekabül etmektedir.  

2018 yılında en fazla ithalat yaptığımız ülkeler içerisinde 4. Sırada yer alan ABD’den ithalatımız ise, 12,3 milyar dolar iken, toplam ithalatımız içerisindeki payı %5,5’dir. Olaya dış ticaretimiz bağlamında baktığımızda ise, ABD’ye ile dış ticaret açığımız 4,1 milyar dolardır. 

2018 yılında ABD’nin DTÖ kurallarına aykırı bir şekilde Türkiye’ye demir çelik ürünlerinde koyduğu gümrük vergileri neticesinde, ABD’ye olan ihracatımız bir önceki seneye göre % 4 oranında düşmüş fakat demir çelik ihracatçımız başka pazarlar bularak, demir çelik ihracatında yüksek bir ivme kazanmıştı. Buradan yola çıkarak, GTS kapsamında, gümrük vergisi alınmayan ürünlerin sanayi ürünleri olduğundan çok rahatlıkla pazar çeşitliliğini sağlayabiliriz. Fakat kısa vade de ABD-Türkiye dış ticaretini, dış açık bağlamında Türkiye aleyhine olumsuz etkileyeceğini söyleyebiliriz. 

ESAS PROBLEM 

Gelişmiş ülke olma profilinden yola çıkarsak,  diğer ülkelerinde GTS kapsamında ülkemizi çıkarmaları olur. Özellikle 2019-2020 ekonomik darboğaz sürecinde kümülatif olarak ihracat bağlamında böyle bir durum olması ihracatımızda sıkıntı oluşturabilir. 

SONUÇ: “Ya göründüğün gibi ol, ya da olduğun gibi görün” sözünü konumuz bağlamında farklı bir şekilde ülkemize uyarlarsak; “Ya gelişmekte olan ülke ol, ya da gelişmiş ülke ol”