Enerji toplamak istiyorsanız, farklı bir bakış açısına sahip olmak istiyorsanız gençlerle iletişim halinde olacaksınız. Kolay bir şey değil tabii.

Tecrübelerim, birikimlerim öyle çok ki; gençlere bunları hemen aktarayım,   modunda bir iletişim kurmaya çalışılırsa; gençlik hemen kapanıp seni monolog merkezi haline getiriveriyorlar.

Saygısından ya seni dinliyor ya da yan yana gelmemek için kendi sınırlarını sana kapıyor.

Eğer iletişim başarılabilirse, iletişim hayatı zenginleştiren ilişkiye dönüşüyor.

Dedim ya zor. 

Zor olan o değil biziz.

Bildiklerimizle onları yok sayarcasına kendimizi dünyanın merkeze koyuşlarımızla  aramıza duvarı biz örüyoruz.

Gerçekten zor.

İyi bir dinleyici, olgun ve ağır olması gereken biziz. Bilgeleşmemiz gereken biz ama henüz olgunlaşmadığını düşündüğümüz gençliğin aynasında kendi eksikliklerimizi fark ediveriyoruz.  Edememişsek vay halimize…

Tabii bu daha neden böyle nasıl iletişim kurabilirim diyenler için…

Bir de onları suçlayan kendi dünyasının kralları var ya onların durumu daha da vahim…

Ama bir de iletişimi kurmayı başarabilirsek o zaman birikimler, bugün ve yarının tasarımı zengin bir yaşamın kapısını aralıyor.

Onlar daha bozulmamış, ilmi siyaset denen mekanizmayı tanımamış bir bakış açısı ile unuttuğumuz temizlik ve berraklıkta düşüncelerle eğriler arasında bir cetvel gibi kendimizi kontrol etmemizi sağlıyor.

Daha çok ilkelere sahipler. Ya da daha çok ilkeli bir hayatı arzuluyorlar.

Onun için; bugün onlara çok tuhaf geliyor.

Hayattan beklentileri sadece kendi beklentileri değil. Öyle bir gençlik var ki,  bu beklentiler doğrultusunda sorumluluk almaya hazırlar. Hatta sorumluluklarının gereği değişik organizasyonlarla kendilerini zenginleştiriyorlar.

Hangi gençlik dediğinizi duyar gibiyim.

Bizim suçladığımız, duyarsız, hoppa, sadece beklentilerini düşünen sorumluluklarının fakında olmayan gençler değil bunlar. Ama toplumun içinde bir yerlerde bu gençlik bir şekilde var.

Ben inanıyorum bir gün oldukları yerden memleketin ufuklarını açacak, ufukları aydınlatacak güneşler gibi doğacaklar.

Onları göremeyişimiz biraz da bizim şikâyetçi, olmazcı ruhumuz. Kullanmayı bir türlü beceremediğimiz hatta çoğu zaman kiraya verdiğimiz aklımızın kontrolündeki irademizin dayatmasından kurtulamayışımızdır.

Onlarla beraber onların aynasında yalnız kendimi değil toplum ve ülkemi de seyrederken çok farklı sonuçlar çıkarabiliyorum. Bu zevki çok değişik şehirlerde, değişik ortamlarda gençlerle yaşamanın mutluluğunu taşıyan biri olarsak;

Mesela onların gözünden iktidar;

  • Şeffaf değil. Dayatmacı bir yapıda ama bu özgüven değil.  Hatalarını örtmek için bir nevi kamuflaj.  Günümüz deyimi ile kendine kıvırma alanları oluşturmak.
  • İkna etmeye dayalı ifadeler değil de kendilerinin doğruluğunu ispata hatta dayatmaya dayalı ben yaptım oldu politikalar.
  • Sürekli değişen oyunun kuralları… Hatta aynı maçın içinde bile değişen kuralar onların güvenini sarsıyor.
  • Gençlik ruhunun en zor yanı biat; onlara ruhlarına ters olarak iknasız biat ettirmeyi seçmek…
  • Muhalif ruhlu gençlik, muhalefetin itibarsızlaştırılması ve yok sayılmasını kesinlikle hazmedemiyorlar.
  • İnsan kaynaklarına ekonominin bakış açısını anlamakta zorluk çekiyorlar. Bir tarafta kalifiye işçi bulamadım diyen işveren bir tarafta işsiz gençlik.
  • Üniversitelerin de gençlikle beraber iş hayatında yan yana olmayışları da onlar için tuhaf. Hocalar devlet gibi. Dayatmacı. Biz olduk diyorlar. Öğrencilerle el ele verip iş hayatının ve toplumun taleplerine yeterince sahip çıkmıyorlar.
  • İşverenler de çekirdekten yetiştik, her şeyi biliyoruz havasında onlar da üniversiteliye ve üniversiteye yeterince yakın değiller.
  • Böyle olunca; işe yabancı üniversiteli bir gün işe başlayınca sudan çıkmış balığa dönüyor. 
  • Biraz deneyimli olan üniversiteliler de fabrikalarda özellikle kediye aslanı boğdurma şeklinde deneyimli elemanların maskarası haline geliyor.
  • Devletin bu ilişkiyi bile organize edememesi,  gençliğin önünde büyük bir endişe olarak duruyor.

Dedim ya gençlik muhalefet ruhlu. Bu ruh yapısı ile duruşu ile muhalefetten bir şey beklediğinde de sukut-u hayale uğruyor.

Muhalefet de:

  • Çözüm önerileri ve yeni projelerle kendini ifade edeceği yerde,  iktidarı itibarsızlaştırma yöntemini seçmiş. Bu yaklaşım muhalefetin inandırıcılığını ve ümit olma özelliğini hırpalıyor.
  • Teşkilat yapıları iktidara gelip onun yanlışlarını yapmamak, daha düzgün bir sistem kurmak yerine,  biraz da bizim adamlar göreve gelsin biraz da bizim adamaların işi iyi gitsin gayreti muhalefetin samimiyetini gölgeliyor. Teşkilatlardaki köşe kapmacalar hiç iyi göstergeler değil.
  • Onlar da gençliğe gel beraber iyi projeler yapalım demiyor. ‘’İçimizde yıllarını partiye vermiş insan ruhu zihniyeti’’  gençliğin sorumluluk almasını engelliyor.
  • Muhalefet de gençliği anlama ve inisiyatif alanları açma yerine kendini dayatma ruhu ile gençliğin muhalefetine bile dayanamıyor.

Yani devlet, iktidar, muhalefet iş çevresi hep beraber gençliğe gelecek hazırlayacak projeler üretme yerine kendine biat edecek gençliği bulma gayretindeler.

Gençlerimizi anlayamadan bir hayat, ikna etmediğimiz bir iş ortamı ve devlet yapısı ile kaliteli insan kaynağını nasıl sağlayacağız.