Her çocuğun içinde bulunduğu gelişim dönemine ait bazı fiziksel olgunlaşmaları kazanması beklenir. Yeni doğandan itibaren beklenen bazı gelişmeler; kafasını tutabilmesi, ayakta durabilmesi, yürüyebilmesi, tuvalet alışkanlığı kazanması, ince motor becerileri gerçekleştirmesi… ve devam eden bir çok gelişim süreci yaşla beraber seyreder. Büyümede katılım ve çevrenin rolü vardır. Kalıtım ana çerçeveyi belirlerken çevre ise bu sınırlar içerisinde kalan bir alan çizer. Kalıtıma müdahale edemeyiz ancak çevresel faktörleri çocukların gelişimi için en ideal şekilde organize edebiliriz. Her şeyden önce onlara sevildiğini hissedebileceği, kendini ifade edebileceği ortamlar sunmaktır. Tabii ki bunlar sosyal ve psikolojik gelişimleri için yapabileceklerimizdir.

Sağlıklı bir bedene sahip olmaları için yeterli beslenmelerini sağlamamız gerekir. Büyüme ve gelişme döneminde vitaminlerin çok büyük görevi vardır. Bu dönemde eksikliği giderilmeyen bir vitamin kalıcı hasar ve büyüme geriliği meydana getirebilir. Bir vitaminin eksikliğini bir başka vitamin gideremez. Bu nedenle tüm vitaminlerin olması gereken oranda tüketilmesi gerekir. 

Özellikle geri kalmış ülkelerde görülen protein-kalori yetersizlikleri, vitamin eksiklikleri (özellikle A, C ve E vitaminleri) görülmekte ve 5 yaşın altındaki çocuk ölümlerinin birincil nedeni olmaktadır. Bebeklik döneminden itibaren kemik ve diş gelişimi sağlamak için D vitaminin, bağışıklık sistemini güçlendirmek ve hastalıklardan korunmasına destek olmak için C, A ve E vitamini, normal büyümeyi sağlamak için B grubu vitaminler, okul başarısını desteklemek için B12 vitamini tüketilmesi gerekir. 

Söz konusu çocuklarımız olunca her zaman daha dikkatli ve titiz olduğumuz doğrudur. Beslenme konusunda da ebeveynler olarak aynı titizliği göstermeli ve mutlaka çocuk doktoru gözetiminde gelişimlerini yakından takip etmeliyiz.