Bir mübarek Ramazan ayının daha sonuna yaklaşmış bulunuyoruz. Artık son düzlükteyiz diyebiliriz...

Rahmet ve bereket ayı olan, içinde bin aydan daha hayırlı Kadir Gecesi'ni bulunduran Ramazan ayına tekrar ulaşmış olmanın mutluluğu ile Ramazan'ın sonuna geldik. 

Sayılı gün çabuk geçiyor. Daha dün, ilk sahura kalkıp, ilk orucumuzu tutmuştuk. Yarın değil öbür gün son sahurumuza kalkacağız. Zaman ne kadar da çabuk geçiyor. 

Dünden bahsetmişken, Ramazan ayının ilk günlerinde bir yazımızda faizcilerin artık İslam'ı da kendilerine çıkar sağlamak için bir meta gibi görmeye başladığından bahsetmiştik. İslami unsurları faiz düzenine yontup, faizin bir parçası haline getirmek isteyen sistemin en büyük parçası olan bankaların insanları faize bulaştırmak için neler yaptıklarından bahsetmiştik. 

'Ramazan ayını rahat geçirebilmek için bankamızdan kredi çekin' diyen bankalar, para satmak için adeta birbirleriyle yarış eder konuma gelmişti. Allayıp pullayıp yaptıkları reklamlarla faizi cazip bir şeymiş gibi göstermeye çalışanlar, harama artık Ramazan'ı da ortak etmeye başladılar. 

Ramazan ayının sonuna geldiğimiz bu günlerde Konya'da tatlı bir telaş başladı. Bu da Allah'ın Ramazan'ı hakkıyla bilen, orucunu tutan kullarına hediye ettiği Ramazan Bayramı'nı en iyi şekilde karşılamak için başlayan bir telaş. 

Ramazan Bayramı'nın gelmesine yakın faiz düzeninin en büyük sacayağı olan bankaların yaptığı reklamların yönü değişti. Bu defa hedefte Ramazan değil, bayram vardı. 

Şimdilerde bayrama yönelik krediler allanarak, pullanarak, en cazibeli şekliyle sunulmaya çalışılıyor. Vatandaş da yazık ki kanıyor bunlara. Kredi kullanıyor. Bu işi bir gelenek haline getirmişler. Onu da söylüyorlar. 'Geleneksel bayram kredinizi çekmeyi unutmayın' diyorlar.

Bu kısır döngü içerisinde artık neredeyse hepimiz bankalara çalışır hale geldik. Piyasada ne kadar para dönüyor sizce? Para kullanılıyor mu dersiniz?

Paralarımız eskisi gibi yıpranmıyor değil mi? Neden, kredi kartlarımız sağolsun. Paramız yıpranmasın. Aldığımızı bankalara yatırıyor, kredi borçlarımızı ödemeye çalışıyor, diğer taraftan da kredi kartı ile hayatımızı kredili bir şekilde idame ettirmeye çalışıyoruz. Hem taksit de yapıyorlar. İstediğin kadar böldür, taksit taksit ödersin. Bütçene de dokunmuyor. Puan da birikiyor. Biriken puanlarla sonra gidip tekrar alışveriş yaparsın. E daha ne olsun. Sizin yoksa bence geç bile kalmışsınız, hemen alın bir kredi kartı

Allah kurtarsın ne diyelim...

Sistemi de öyle güzel oturtmuşlar ki, masasında post cihazı bulunmayan iş yerine zor rastlarsınız. Bu azınlıkta kredi ve kredi kartı geçmez. Geleneksel faizcilere karşı, geleneksel ticareti canlı tutmaya çalışır bu insanlar. Sayıları sürekli azalmakta ve nesilleri bitme tehlikesiyle karşı karşıyadır bunların. 

Mesnevi'den:

“Şu baştan, hayretle aklın gitti mi başındaki her saç, bir baş, bir akıl kesilir!”