Hafta sonunu Konyalı yazarlarla birlikte Türkiye Yazarlar Birliği Konya Şubesi tarafından organize edilen bir gezi programı dahilinde Gaziantep'te geçirdik. Gezi kadromuz da Konyalı yazarların yanında siyasetçiler de vardı. TYB Konya Şube Başkanı Mehmet Ali Köseoğlu bu kez kadroyu daha geniş tutmuş, geziye AK Parti Konya İl Başkanı Ahmet Sorgun'u da davet etmiş. Yine AK Parti Yönetiminden Başkan Yardımcıları Mustafa Dündar ve Mustafa Erkuş gezi kafilesinde yer aldı.

Başkan Mehmet Ali Köseoğlu bir sürpriz yaparak bu geziye bir de sağlıkçı çağırmış. Sağlıkçımız Barış Şayir sanıyorum gezi boyunca en çok yorulan kişi oldu.

Gezinin yıldızı yine esprileri ve bürokraside kazandığı tecrübe ile gezinin bir nevi mihmandarlığını yapan Ahmet Köseoğlu idi. Yine yaptığı konuşmalar ile seyahatin vazgeçilmezi olan Ömer Lütfi Ersöz, hem okuduğu şiirler hem de yaptığı dini içerikli konuşmalarla yolculuğumuzun dolu dolu geçmesine vesile oldu.

Şairimiz İsmail Detseli hemen ayaküstü yazdığı şiirlerle neşemize neşe katmaya devam etti. Diğer yol arkadaşlarımız, Hüzeyme Yeşim Koçak, Anuş Gökce, Ahmet Aka, Zeki Oğuz, Hamdi Bağcı, Selman Selim Akyüz, Ali Işık, Saffet Yurtsever, Bedir Köseoğlu, Vural Kaya, Mustafa Balkan, Halil İbrahim Tongur, muhasebecimiz Fikret Küçükmumcu, , Sosyolog İbrahim Can idi.

Gaziantep sanayi şehri olma yolunda bir hayli mesafe kat etmiş. Hatta bir eğitimciden duyduğuma göre bu gelişme eğitim için bir engel teşkil etmeye başlamış. Aileler çocuklarını okutmak yerine bir an önce iş hayatına atılmasını istiyormuş.

Belediye çalışmaları göze batıyor. Park ve bahçe sayısı artıyor. Şehitkâmil İlçesinde ziyaret ettiğimiz Anneler Parkı yeni kurulan bir alan. Ağaçlandırma çalışmaları yapılmış. Bir de havuz yapmışlar, fıskiyeler çalan müziğin ritmine göre su fışkırtıyor. Parka dikilen çınar ağaçları arasına yeterli mesafe konulmamış. Sanıyorum ağaçlar arasındaki boşluk iki metre kadar. Birkaç yıl sonra dal genişliği enine doğru büyüyen çınar ağaçları bir birine girdiği zaman nasıl bir tedbir alınacak merak ediyorum.

Şehitkamil ilçe Kaymakamı Mehmet Aydın, Gaziantep İl Milli Eğitim Müdürü Celaleddin Ekinci, Müze Müdürü Yusuf Altın Konyalı bürokratlar. Hepside çok gayretli ve Gaziantep'in artılarını çoğaltmaya çalışan bir çaba içerisindeler.

Konya ile Gaziantep'in bir kıyaslamasını yapmayacağım. Farklı bölgelerin iki şehri Antep ve Konya! Her şehrin kendi kategorisinde artıları ve eksileri var. Ama Gaziantep'in şehircilik anlamında Konya'dan öğreneceği şeyler olduğunu gördüm. İki il arasında geliştirilecek olan işbirliği ile bu açık kapatılabilir.

Bizim de Gaziantep halkından öğreneceğimiz şeyler var. Özellikle piknik alanları nasıl kullanılır konusunda ders almamız gerektiğine inanıyorum. Piknik alanları temiz, sonradan gelen birisi önceden piknik yapılan bir yerde temizlik yapmadan oturabilir izlenimi edindim.

Tarihe sahip çıkmışlar ve halen de çıkmaya devam ediyorlar. Restorasyon çalışmaları devam ediyor. Ancak bu konuda da bazı acemilikler yapılmış. Mesela Çınarlı Camii restore edilirken kubbe yerine hasır beton atılarak eser sıradanlaştırılmış. Kaleyi restore etme çalışmaları devam ediyor. İçini gezme imkânımız olmadı. Dışarıdan görülen çinko çatılar kalıcı olarak yapılmışsa tarihe ayıp edilmiş derim. Kale deyince yüreğimin derinliklerinde bir sızı harekete geçiyor. Hani Sezen Aksu'nun bir parçası vardı “Bir kedim bile yok” diye. Bende her kale gördüğümde “başkentiz ama bir kalemiz bile yok” cümlesini tekrar etmekten kendimi alamıyorum.

Gaziantep halkı cana yakın insanlar. Anneler Parkı'nda gezerken yanıma gelen bir Antepli ile biraz sohbet ettim. İki dakika sonra beni evine mercimekli köfte yemeye davet etti. Maalesef bu davete zamanın darlığı yüzünden icabet edemedim.

Son sözüm, Gaziantep gidip görülmesi gereken bir ilimiz.