Lige verilen arayı takımlar iyi bir şekilde değerlendirmek istiyorlar. Bunun içinde oyuncu transferleri yanında iyi bir hazırlık dönemi de geçirmek istiyorlar. Takımların iyi bir hazırlık dönemi geçirmiş olmalarının en önemli belirtisi, yapılan transferlerin kampa katılıp katılmadıkları sorusuna “Evet katıldılar” cevabıdır.

Konya spor yaptığı birkaç transferi kampın hemen başında yapma başarısını göstermiştir. Takıma ikinci yarıda katılacak olan Alexander Hleb ve Jagos Vukovic kapın başından bu yana takımla çalışma imkânı buldular. Bu Konyaspor için büyük bir şanstı, sanıyorum teknik direktör Mesut Bakkal da bu şansın farkında ve bunu en iyi şekilde kullanmaya çalışacak.

Hleb transferi için söylenecek söz, “Kaliteli bir futbolcu alındı. Konyaspor'a neler vereceği lig başladıktan sonra görülecek. Ancak kampa erken katılmış olması, arkadaşları ile saha içerisindeki uyumunu daha da kolaylaştıracaktır. Takıma uyum sağlamış bir Hleb'in oyuna katkısı daha fazla ve artı yönde olacaktır. 

Forvette sıkıntısını çektiğimiz uzun boylu oyuncu eksikliğini Hleb 1.85 boyu ile kapatmaya çalışacaktır. Hasan Kabze ve Gekas ile ruh bütünlüğü sağlayabilirse Konyaspor'un sıkıntı çektiği gol yollarının açılmasına büyük faydası olur.”

İkinci transfer Jagos Vukovic ise bir defans oyuncusu. Konyaspor'un en büyük sıkıntısı olan geriden olumlu top çıkaramama hastalığına çare olabilecek mi? Elbette bunu da ligin ilerleyen haftalarında hep birlikte göreceğiz. Teknik direktör Mesut Bakkal, Vukovic'e böyle bir görev verecek mi? Henüz yirmi beş yaşında olan Jagos Vukovic 1.94 boyu ile şu anda Konyaspor'un en uzun boylu oyuncusu konumunda. Yan toplarda zafiyeti bulunan defansın bu açığını kapatmaya aday bir oyuncu.

Transfer edilen iki yabancı oyuncunun özelliklerine ve fiziklerine baktığımız zaman yönetimin nokta transferler yaptığını düşünüyoruz. Ancak oyuncuların performansını etkileyen en önemli faktör, takımın oyun sistemi ve kendilerinin bu sistem içerisinde hangi göreve soyunacakları. 

Türkiye'ye gelen birçok kaliteli futbolcunun kendilerine uymayan oyun sistemleri ve bu sistem içerisinde yanlış mevkide kullanılmaları sonucunda başarısız olduklarını gördük. Konyaspor da aynı konuma düşmemek için sanıyorum bu oyuncuları transfer ederken hocasının fikrini almıştır. Transfer öncesi konuşulan konu umuyorum ki futbolcuların fiyatından önce takımın oynayacağı sistem içerisinde başarılı olup olmayacağı olmuştur.

***

Konyaspor aslında ilk yarıda da iyi bir kadroya sahipti. Fakat hakem hataları ve bazı taktik hataları sonucu kaybedilmemesi gereken puanlar kaybedildi. Bu hatalardan en önemlisi, takımın öne geçtikten sonra geriye yaslanması idi. 

Bu geriye yaslanmalar defansta uzun boylu futbolcunun bulunmaması dolayısı ile oluşan karambol sonucunda takımın kolay gol yemesine sebep oldu. Kasımpaşa maçı böyle bir taktik anlayış sonucunda kaybedildi. Trabzon deplasmanında yenilen kafa gollerini de bu kategoriye sokabiliriz.

Lige verilen ara benim futbola olan özlemimi artırdı. Heyecanla ikinci yarının başlamasını bekliyorum. Sanıyorum futbolcular da taraftarları ile birlikte olmayı özlemişlerdir. Bu özlem onları daha iyi futbol oynamaya itecektir. Taraftarlar da takımlarını ve Mesut Bakkal'ın yeni oyun sistemini merek ediyor. İki taraflı bu özlem ikinci yarının ilk haftalarında tribünlerin dolmasına sebep olacaktır. İlk haftalarda tribünleri dolduran taraftarlar, sahaya yansıtılan iyi futbol ve mücadele hırsı yüksek futbolcuların kazanma arzusuna tanık olurlarsa ileriki haftalarda da takımlarını desteklemek için stadyuma koşacaktır. 

Hedef dolu tribünlere oynayan bir Konyaspor.