TÜRKÜN FENDİ FATİH TERİM'İ YENDİ!.

Maçtan 24 saat önce Fatih Terim'in basın toplantısını sabırsızlıkla bekliyorum! Acaba neler anlatacaktı Fatih Hoca, başta bütün sorumluluğu üstüne aldı sonra birinci bombayı patlattı “TAKIMI BU HALE GETİRENLERDEN HESABINI ÇOK YAKINDA SORACAĞIM”  Şampiyona devam ediyor ve Fatih Hoca takım içindeki bazı rahatsızlıkları paylaşmak istemiyor diye düşündük!  Toplantının sonunda ikinci bombayı patlattı!  “BU AVRUPA ŞAMPİYONASI BİTTİĞİNDE SİZİNLE FARKLI ŞEYLERİ PAYLAŞACAĞIM, OLANI BİTENİ ÖĞRENECEKSİNİZ”  Bu söyledikleri bir tehdit miydi ? Yoksa motivasyon aracı mıydı? onu maç sonunda görecektik! 

Maçtan bir saat önce kadro televizyon kanallarında alt yazılara düşmeye başladığında, içimde bir kıpırtı oluşmadı değil hani!  İlk defa iki orijinal kanat, Arda'nın daha az koşmasını gerektirecek bir mevki, gol atarak galip gelmek zorunda olan Çek Cumhuriyetine karşı boş alanları daha hızlı kat edebilecek forvet Burak tercih edilmiş, bana göre bu güne kadar tercih edilmiş en doğru kadroydu bu,  kazanmak için sahaya sürülmüş bir kadro yani! 

Ancak bize 1 farklı galibiyet yetmiyor,  takım olarak bizden daha iyi gözüken, ama yıldızı olmayan Çekler'i  farklı yenmek için ilk 20 dakika gol atmak şarttı, zira Çek takımı  oyunun 90 dakikasını bizden daha iyi oynayan  bir takım.. 

Tam ben bunları yazarken Arda-Emre Mor-Burak üçgeninden gol geliyor, ama golde Burak'ın koşusu ve vuruşundan ziyade, pozisyonu takip edin Volkan Şen'in ön direğe yaptığı koşu ve oraya iki oyuncuyu taşıması Burak Yılmaz'a boş alan yarattı! İki haftadır bütün söylemek istediğimiz buydu aslında rakip kaleyi düşünen ve delici koşular yapan oyuncularla gol atmak ve kazanmak daha kolay!  

Golden sonra oyun sertleşiyor  Çeklerin biran önce maçı  ortaya getirmesi için gol atması lazım, saldırıyorlar!  Bu arada iki kenardaki  “MATKAP” ları yeterince besleyemediğimiz için skor avantajını büyütemiyoruz.. Ayrıca  kanatların yeterince oyunun merkezine ve beklere yardımlarının  olmayışı rakibin kanatlardan etkili gelmesini ve duran toplar kazanmasını sağladı! 

25. Dakikadan sonra savunmamız gereksiz  şekilde ceza alanımız çevresine yerleşiyor! Bu anlayış orta saha oyuncularımızın daha fazla koşmasına neden oluyor ve yoruluyoruz!  Topla çıkarken ve rakibi karşılarken yorgun oyuncunun hamle ve pas zamanlamasında hatalar oluşuyor..  Sol kanat savunmasında İsmail Köybaşı'nın yalnızlığı Çeklerin sağ kanattan daha yoğun gelmesine neden oluyor! Oluşan 4 pozisyonun 3 tanesi bu bölgeden geliyor,  Teknik ekip devre arasında Volkan Şen'i uyarmış olacak ki ikinci devrenin başındaki 15 dakikalık dilimde bu kanattan pozisyon yemedik.. 

İkinci devre tam bizim tahmin ettiğimiz gibi başladı Çek takımı bizi kalemize itmeye çalışırken biz savuşturma vuruşları ile topu kalemizden uzak tutmaya  çalıştık! 55. Dakikada orta sahadan bir oyuncu çıkaran rakip forvete ikinci oyuncuyu alarak daha kalabalık gelmeye çalıştı. 

Milli Takımımızın ilk hamlesi de Volkan Şen,  Oğuzhan Özyakup değişikliği ile oldu, Arda  sol kenara geldi, merkeze Oğuzhan'ı aldık, ben 10 dakika erken yapılmış bir değişiklik olarak yorumladım  , çünkü Volkan ve Emre'ye daha fazla alan oluşmaya başlamıştı! Volkan da bunun farkında istemeyerek kenara geldi. 

Maç boyunca duran toplarda bizi çok zorlayan  Çeklere duran toptan attığımız gol  bir üst tur için umut ışıklarını yaktı! Aynı İzlanda maçında olduğu gibi, Rabbim bir kez daha “YÜRÜ YA TERİM” diyecek miydi ? 

İkinci golden sonra Emre yerini  Olcay'a bırakınca  sahadaki dinamiklerimiz de değişti, biraz çağ dışı diyebiliriz ama  ikinci golün sahibi Ozan TUFAN iki stoperin arasında oynamaya başladı! Çift forvetle  oynayan rakibin neredeyse ikinci forveti ile eşleşti ve savunmanın merkezinde bir oyuncu fazla oynamaya başladık!  Ama bu seferde orta sahada bir kişi eksik kaldık!  Onu da kanat oyuncularını içe alarak,  orta sahayı çoğaltarak bu bir kişi eksiği hissetmemeye çalıştık.. 

Peki  nasıl oldu da kazandık ? 3-4 günde ne değişti de umutları  son maçlara taşıdık! 

Eksikler olmasına rağmen ofansif  anlamda doğru hamleler yapıldı. Defansif anlamda da daha dikkatli oynadık ve pozisyon hatası yapmadık! 

 Ofansif ve öne oynayan topu önüne isteyen iki kanat oyuncusu tercihi maçı bize kazandırdı. İspanya maçında değil ama Hırvatlar ile oynadığımız maçta da bu kadro tercih edilseydi  Hırvat takımı  topu bizim alana rahat getiremezdi,  sağ ve sol bekleri ile oyuna giremezdi! Neyse bu maçlar geride kaldı..  

Takımda bütün oyuncuları beğendim, kötü oynayan yoktu, hatta sonradan oyuna giren oyuncularda büyük katkı sağladı ve en az iki farklı kazanmamız gereken maçı iki farkla kazandık!. Maçın yıldızı bana göre şu saçıyla çok oynayan ikinci golü atan genç adam var ya bence oydu! Kim ne derse desin Türk oyuncular içinde  iki takımın savunması arasındaki 40-50 metrelik mesafeyi  en hızlı kat eden oyuncu Ozan TUFAN'dır, eksikleri yok mudur ? Evet var top ayağına geldiğinde bazen saçmalıyor ama daha öğrenecek zamanı var!. Fenerbahçe Ozan'a özel çalışmalar yaptırmalı ve kazanmalıdır. 

Peki şu 18'lik tombaladan çıkan Emre Mor'a ne demeli, stilini biraz Rıdvan DİLMEN'e biraz da Eden HAZARD'a benzettim ben, Rıdvan Hoca'nın koşarken yön değiştirmeleri, ayağının içini ve dışını aynı mükemmellikte kullanarak çalım atması, aniden duruşları ve rakibi faule zorlayan feyklerini hatırladım! Bundan 6-7 yıl önce 18 yaş altı Dünya Şampiyonasını seyrederken de Eden HAZARD'dan etkilenmiştim!. Driplinglerindeki deliciliği, final paslarındaki başarısı ve hep rakip kaleyi düşünen oyun anlayışını Emre de gördüm diyebilirim.  Bana göre Dortmund çok doğru bir transfer yapmış orada öğreneceği çok şey var ama sabretmesi  gerekiyor ve şımarmamalı çünkü daha çok genç.. ! Türk Futboluna bu genç adamı kazandıranlara teşekkür ediyorum!  

Şimdi bekleme zamanı  yarın oynanacak maçlar çok önemli, bekleyeceğiz ve  gruplarında dipte yer alan 3. Ve 4. Takımların puan kaybetmesini bekleyeceğiz! Eğer üçüncü olursak muhtemel rakibimiz Galler olacak haydi hayırlısı!