Ukrayna maçının sonunda ne demişti Fatih Hoca “Çocuklar son zamanlarda yaşanan olaylardan o kadar çok etkilendi ki, bu maçın ilk yarısına da yansıdı”. Bence yalnızca oyuncular etkilenmemiş Fatih Hoca kat be kat etkilenmiş. 

Ukrayna maçında takım dizilişinde kaos ve belirsizlikler mevcuttu.  Hatırlayalım stoperlerin içine giren Mehmet Topal onun 10 metre önünde Ozan Tufan. Sağ kanatta sol ayaklı Emre Mor çizginin üzerinde, sol kanatta Hakan Çalhanoğlu sağ ayaklı çizginin üzerinde.Forvette Enes ve Cenk. Bu dizilişi şöyle bir gözünüzün önüne getirin takımın tam ortasında 40 metre çapında kocaman bir çukur var, bu alanda hiçbir oyuncumuz yok ve dolayısıyla ne pres ne de pas bağlantımız gözükmüyor. Bana göre ilk yarı tabelanın  1-2 olması bizim için bir avantajdı. 

Sonuçta seyircinin baskısı, takımın biraz daha önde oynaması, çift forvetten tek forvete dönülmesi ve kalabalık orta saha, maçtan bir puan almamızı sağladı. 

İzlanda deplasmanını merak ediyorum, nasıl bir kadro tercih edilecek diye, Kendi kafamdan 4-2-3-1 ideal olur diyorum. Birçok spor yazarı da aynı düşüncede, kadrolar üç aşağı beş yukarı aynı gibi, Savunma belli artık, Şener, Ömer Toprak, M. Topal, Caner, onların önünde Tolga Ciğerci, Ozan oynar, sağ kanatta Volkan sol kanatta Emre Mor, forvet arkasında Hakan Çalhanoğlu, forvet için ise Fransa Liginde 6 gollü Mevlüt mü?  Alman Liginde 5 gollü Yunus Mallı mı? Belçika Liginde 5 gollü Enes mi? Yoksa ligimizde krallık yarışında kafaya oynayan Cenk mi?

Ama maalesef yine birçoğumuz ters köşe olduk. Ben iddia ediyorum ki yardımcılarının bile maçtan 2 saat önce haberi yoktur bu sürpriz kadrodan. Fatih Hoca takımı sahaya 4-3-3 dizilişiyle sürdü hem de forvet pozisyonunda Çalhanoğlu'nu oynattı.  Üstelik bazı oyuncuların hangi bölgede oynadığı ilk 25 dakika belli değildi. Daha doğrusu ben anlayamadım kim nerede oynuyordu. 

Gözünü seveyim Fatih Hocam kaç antrenmanda bu 11'i bu sistemle sahada denedin. Bu sistemi sahada başarılı kılacak kaç taktik antrenman yaptın. Biraz abesle iştigal olacak ama  Çalhanoğlu bizim halı saha takımında bile forvet oynamaz, çam yarması gibi iki İzlandalı stoperin ortasında ne iş yapacak? Nasıl alır? Nasıl döner? Nasıl vurur? Her şeyden öte verimli olduğu ve haftanın futbolcusu olduğu Şampiyonlar Liginde oynadığı mevkide oynatmak çok mu zor acaba merak ediyorum? 

Peki Kaan ve Yasin orta üçlünün sağında ve solunda hiç oynamışlar mı ? Bu iki zavallı ofansif olarak belki ön alanda iş yapar ama geri dönüşlerde Ozan Tufan 30. dakikadan sonra orta sahayı tek başına nasıl tutacak. Diyordum ki Ozan sakatlandı 3 dakika kenarda kaldı 40 ve 43. dakikalarda golleri yiyip mağlup duruma düşüyoruz. Burada bile sıkıntı var çok mu detay bilemiyorum ama sakatsan yerine girecek oyuncu hazırlanana kadar sahada kalmak zorundasın, iki defa üç defa yere yat hakem sana sağlıkçıyı çağırmak zorunda.  Taktik olarak bunu bile beceremiyoruz. 

Devre arasında başka kanallarda yorumculara bakıyorum, ne konuşuyorlar, benimle aynı şeyleri mi düşünüyorlar merak ediyorum!  Erman TOROĞLU zehir zemberek, “Fatih TERİM'in altını oyuyorlar, Arda TURAN ve yandaşları hocanın üstüne oynuyorlar”  diyor.  Maçın önüne geçiyor Erman Hoca her zaman yaptığı gibi. Yeni ekip hazır Arda TURAN ve birkaç federasyon yöneticisinin birkaç ay önce senaryosunu yazdığı ve kısa bir zaman sonra bitecek filmi anlatıyor. 

İkinci devre başlıyor, üstünlük İzlanda'nın elinde ama vitesi düşürdüler, ne olur ne olmaz diye kontrollü geliyorlar üstümüze. 60. Dakikaya kadar 4-3-3 sistemi istediği gibi çalışmayan Fatih Hoca, Cenk'i forvete atıp  4-2-3-1 'e dönüp maçı çevirmek için ilk hamlesini yapıyor. 67. Dakika bir değişiklik daha Mevlüt oyunda Volkan Şen dışarda. Yani artık 4-2-4 oynuyoruz.  Orta saha kanatları Allah”a,  merkez Kaan ile Tolga Ciğerci'ye emanet.  İyi hazırlanmadığımız bir maçı, rakibin beceriksiz forvetleri sayesinde 2-0 mağlup bitiriyoruz. 

Dama veya 9 Taş oynarken bile bir hücum ve savunma anlayışına sahip değilseniz oyunu kaybedersiniz. Bütün dünya  “scaout “ denilen bir bilimin arkasından koştururken biz sanırım görsel yöntemlerle ve doğaçlama maç taktikleri ve kadroları  ile başarıyı yakalamaya çalışıyoruz. 

En basitinden adamların hocası diyor ki Türk Milli Takımının iki önemli silahı, duran toplar ve Emre Mor. Duran toplardan çekinmiyoruz ama “Emre Mor”a özel önlem alacağız”. Bizi çalışmışlar ve basın toplantısında açık açık dile getiriyorlar. Peki biz İzlanda hakkında hangi stratejileri geliştirdik. Emre'ye alınacak bu önlemleri etkisiz kılmak için karşı bir  hamle geliştirdik mi ? Hazırlık yaptık mı?  Maalesef hayır, yine hazırlıksız yakalandık. Tembel öğrenci savunması “ ÇALIŞMADIĞIMIZ YERDEN ÇIKTI BÜTÜN SORULAR”  Mağlubiyeti  şehitlerimizden gelen üzücü haberlere, basının oluşturduğu yapay gündeme bağlayan Fatih Hoca'nın MİSYONUNUN  bittiğine inanıyorum. 

Sonuç olarak Erman TOROĞLU'nun yazdığı hikayenin gerçeklik payı var mı bilemem,  bu hikaye gerçekse eğer,   yakında Futbol içinde de  15 Temmuz darbe girişiminin bir benzerini yaşayacağız demektir.  Her şey bir kenara, gün doğruyu görme ve söyleme cesaretine sahip olma günüdür.. KRAL ÇIPLAK ARKADAŞLAR, KRAL ÇIPLAK!..