Ebû Abdullah(Ebû Abdülkerim veya Ebû Amr) Bilâl b. Rebâh(ö. 20/641)

Hz. Peygamber'in ilk müezzini olan sahabe. Hicretten kırk yıl kadar önce (581 civarı)Habeş asıllı bir köle olarak Arabistan'ın batı tarafındaki Serât'ta veya Mekke' de Cumah kabilesi içinde dünyaya geldi. Babası Rebâh ve Müslüman olduğu için çeşitli işkencelere maruz kalan annesi Hamâme de köle idi. Annesine nisbetle İbn Hamâme diye de anılan Bilâl İslâmiyet'i Hz. Ebû Bekir vasıtasıyla kabul etti.

     Hz. Bilâl, Benî Cumah 'tan adı bilinmeyen birinin veya daha yaygın olan rivayete göre aynı kabileden Ümeyye b. Halefin kölesi idi. Mekke'de Müslüman olduğunu açıkça söyleyen ilk yedi kişiden biri olduğu için Ümeyye b. Halef öğle vakitlerinde onu kızgın güneş altında sırt üstü yatırır, büyük bir kaya parçasını göğsü üzerine koydurur, sonra da İslâmiyet'ten vazgeçerek Lat ve Uzzâ 'ya tapmaya zorlardı. Fakat o her defasında, "Rabbim Allah'tır birdir" diyerek bu dayanılmaz işkenceye imanıyla göğüs gererdi. Hz. Peygamber onun bu şekilde işkence görmesine son derecede üzülürdü. Hz. Ebubekir Müslüman olmayan güçlü siyahî bir köleyi vererek Bilâl'ı Ümeyye b. Halefin elinden kurtardı ve azat etti. Bazı rivayetlerde onu para ile satın alıp azat ettiği de zikredilir. Hz. Ömer bu olaya işaretle, "Ebû Bekir efendimizdir; efendimizi(Bilâl'ı) azat etmiştir" derdi.

    Hz. Peygamber, Bilâl'i Mekke'de Ubeyde b. Haris ile Medine'ye hicretten sonrada Ebû Ruveyha Abdullah b. Abdurrahman el-Has'amî ile kardeş yaptı. Medine'nin havasına alışamayan bazı sahabeler gibi Hz. Ebû Bekir ile Bilâl'in de hastalandıkları, Mekke'ye duydukları derin hasretle şiirler söyledikleri hadis kitaplarında zikredilir. Bilal-i Habeşî hicretin 1. yılında Hz. Peygamber'in öğrettiği ezanı onun emriyle ilk defa okumakla meşhur oldu ve hayatı boyunca hazarda ve seferde Hz. Peygamber'in müezzinliğini yaptı. Sabah ezanını çok erken okuyan Bilal'in bu ezana,"es-Salâtü hayrün mine'n-nevm" (Namaz uykudan hayırlıdır) ibaresini eklemesi. Peygamberi memnun etti ve bunu her sabah ezanında tekrarlamasına izin verdi. Bilâl başta Bedir olmak üzere Hz. Peygamber'in bütün gazvelerine katıldı. Bedir'de esir alınan Ümeyye b. Halefi görünce, "İşte küfrün başı! Eğer o kurtulursa ben ölürüm" diyerek onun öldürülmesini sağladı. Mekke'nin fethedildiği gün Hz. Peygamber ile Kâbe'nin içine girdi ve Resûlullah'ın emri üzerine Kâbe'nin damına çıkarak fetih ezanını okudu. Hz. Peygamber'in Kâbe'nin içinde soldaki iki direk arasında iki rekât namaz kıldığını rivayet eden de odur. 

     Bilâl-i Habeşî hayatı boyunca Hz. Peygamber'in yanından hiç ayrılmadı, Veda haccında da bulundu. Onun abdest suyunu temin etmek, sütre olarak kullandığı harbeyi taşımak, şahsî ihtiyaçlarını karşılamak, savaşta özellikle geceleri korunmasını, gündüzleri ise gölgelenmesini sağlamak, yemek hazırlamak, beytülmal işlerine bakmak, Hz. Peygamber'in emriyle bazı ödemeler yapmak, elçileri ağırlamak, seriyye kumandanlarına sancak vermek, Resul-i Ekrem'in emirlerini halka duyurmak, kadın esirleri muhafaza etmek gibi görev almıştır. Yaygın olan rivayetlere göre Bilâl-i Habeşî. Hz Peygamber'in vefatından sonra ezan okumamıştır. Hz. Peygamber'in kendisine, "Ey Bilâl! Allah yolunda cihattan daha faziletli bir amel yoktur" dediğini hatırlatıp cihat için Suriye'ye gitmek üzere Hz. Ebû Bekir'den izin istemiş, ancak halifenin ısrarı üzerine Medine'de kalmış, Hz. Ömer halife olunca Medine'-den ayrılarak Suriye'de birçok şehir ve bölgenin fethine iştirak etmiştir. Ömer Suriye'de Şam divanını tedvin ederken Bilâl'in isteği üzerine onu ve diğer Habeşlileri, Ebû Ruveyha'nin kabilesi olan Has'amlılar'la birlikte aynı divan defterine yazdırdı. Bazı Müslümanlar Bilal'in ezan okuması için halifeye müracaat ettiler; halifenin isteği üzerine Bilâl Suriye'de bir defa ezan okudu ve dinleyenleri ağlattı. Bilal-i Habeşî altmış küsur yaşında Dımaşk'ta(veya Halep yahut Dâreyyâ'da) vefat etti ve Bâbüssagîr'deki kabristana defnedildi. Bilâl-i Habeşî'nin nesli devam etmedi. Kaynaklarda hanımı ve çocukları hakkında bilgi bulunmamakta, sadece Hâlid adlı bir erkek ve Gufre (Gufeyre) adlı bir kız kardeşi olduğu zikredilmektedir.

      Uzun boylu, zayıf ve kuru yüzlü, kamburca,  gür ve kır saçlı, siyah tenli idi. Bir defasında Hz. Peygamber ona, "Bu gece cennette, önümde senin pabuçlarının tıkırtısını duydum" diyerek kendisinin cennetlik olduğunu müjdelemiş ve hangi ameli sebebiyle bu dereceyi elde etmiş olabileceğini sormuştu. O da her abdest aldıktan sonra "Allah Teâlâ'nın nasip ettiği kadar" nafile namaz kılma âdetinden söz etmiştir. Bilâl-i Habeşî'den hadis rivayet edenler arasında Hz. Ebû Bekir, Hz. Ömer, Üsâme b. Zeyd, Abdullah b. Ömer ve Berâb. Azib gibi bazı meşhur sahabelerle Ebû İdris el-Havlânî, Saîd b. Müseyyeb ve İbn Ebû Leylâ gibi tâbiîler bulunmaktadır. Onun rivayet ettiği kırk dört hadisten ikisi Buhari'de, biri Müslim'de, bir tanesi de her ikisinde yer almıştır.

                                                                      KAYNAK: TÜRKİYE DİYANET VAKFI İSLAM ANSİKLOPEDİSİ