Düşünce gönlüme mevsim-i hazan,

Her güzde vedanın şarkısını yazan,

Yemyeşil dünyanın rengini bozan,

Hüzün ayı, keder ayıdır Eylül.

Yüreğimi yetim koyan bu güzler,

Hazin gidişlerle dolu bak yüzler,

Suskun, içli, kırık dökük bak sözler,

İçime gamlar dolan aydır Eylül.

Esen rüzgar dallarla terennüm eder,

Çiçekler solar, yapraklar sarıya döner,
İçimde saklı hüzün, gam ve keder,

Gönül yeşilinin sarardığı aydır Eylül.

Dört mevsimi yeniden kuramayız ki,

Niçin, neden böyle soramayız ki,

Kış görmeden bahar, yazda duramayız ki,

Önü yaz ama âhiri kış ayıdır Eylül.

Bir anda her yeri sarar toprağın tonu,

Ölümdür mutlaka nebatatın sonu,

Attığı meşhur imzasından tanırız onu,

Canlılığın yitip gittiği aydır Eylül.

Bir anda puslu bir güne uyanmaktır,

Kara bulutlara merdiven dayamaktır,

Görünüp kaybolan güneşi kuşanmaktır,

Yüreklerin soğuğa geçiş ayıdır Eylül.

An olup ruhları genişletip daraltan,

An gelip gönülleri açıp karartan,

Tabiatla birlikte yürekleri sarartan,

Yaprakların tel tel döküldüğü aydır Eylül.

Kainatın süslü perdeleri çekilir,

Yağmur ve rüzgarın sadaları dökülür,

Bir dahaki yazın tohumları ekilir,

Yine de geleceğin ümit ayıdır Eylül.

Mevsimler gibi ömrümüz de geçiyor,

Hayat ne varsa her şeyi ezip biçiyor,

Yalnız iyilik ve güzellikleri seçiyor,

Ekilen tohumu yaşatan aydır Eylül.

Tabiat gibi hayatımız da son bulacak,

Ekilen tohum bir gün olup can bulacak,

Tüm canlılar gün gelip kan bulacak,

Baharın müjdesini de veren aydır Eylül.

Eylül’ün sahibine iltica etmeliyiz,

Yalnız O’na sığınıp O’nunla yetmeliyiz,

O’ndan gayrısından arınıp gitmeliyiz,

Ölümü ve dirilişi hatırlatan aydır Eylül.

Eylül! tüm âlemin ölüme yürüdüğü ay,

Kırılır bir gün dünyada o en büyük fay,

Ölen milyonlarca canlının adresidir hay,

Ölümden sonra diriliş örneği aydır Eylül. 

Salih Sedat Ersöz