Haşmetli padişahımızın fermanıdır;

Şehr-i Konya, beyaz bereket kara önceki geceden itibaren teslim olmuştur. Şehir düşmüştür, bu saatten sonra yapılabilecek fazla da bir şey kalmamıştır.

  • Bol bol kar fotoğrafları çekilip, sosyal paylaşım sitelerinde paylaşıla,
  • Tez elden okullar tatil edile,
  • Öğrenciler ile birlikte başta öğretmenler olmak üzere bir kısım devlet memurları da kar nedeniyle tatile gire,
  • Kapanan yollarla birlikte kulaklar ve gözler de kapana, kimse bu manzaraları görmeye,
  • Kaza üstüne kaza ola, ama kimse bunu yazıp çizmeye,
  • Belediyenin otobüsleri yollarda kalırsa (ki kalmaması mümkün değil) hep vatandaş mı otobüse binecek, bu sefer de otobüs vatandaşın sırtına bine, körüklü otobüsler iteklene,
  • Şehre giriş ve çıkışlar trafik ekiplerinin kontrolüne bırakıla, şehre giriş ve çıkışlar iptal edile,
  • Şehir içi kapanan yollar nedeniyle birçok noktaya ulaşılamaya, toplu ulaşım felç ola,
  • Patron ile işveren mesai saatinde iş yerinde olunamaması nedeniyle burun buruna gele,
  • Yolda kalan araçlara omuz atıla, vatandaş kendi sorununu kendisi çöze,
  • Kaldırımlar temizlenmeye, vatandaş kendi imkanları ile temizleye,
  • Elektrik kesintileri muhtemel ola, elektrik kesildiğinde kimse dert yanmaya,
  • Sanayide soğuk bir mesai başlaya, zincir satışlarının artmasına paralel olarak fiyatlar da artırıla,
  • Kazalar nedeniyle yoğun bir mesai harcanan oto sanayi sitelerinde sanayiciler gece mesaisine kala,
  • Sanayide yoğunluk zaman zaman bir kenara bırakılıp, koca koca adamlar da kar topu oynaya,
  • Mekteplerin tatil edilmesinin ardından her yaştan çoluk çocuk ve kendisini çocuk gibi hisseden cümle insan sokaklara döküle,
  • Kar topu oynana, kardan adam yapıla, burnuna da havuç takılması ihmal edilmeye,
  • Anneler ara sıra pencereye çıkıp, çocuklarını eve çağırmak için bağıra, ama çocuklar eve girmeye,
  • Soğuk ve karlı havada saatlerce dışarıda oynayıp karın keyfini çıkaran çocuklar, bu keyifli saatlerin ceremesini ailelerine çektire,
  • Soğuk algınlığı nedeniyle hastanelerin acil servisleri dolup taşa, doktorlar çileden çıka, herkese aynı reçeteler yazıla,
  • İş yerlerinde çaylar demlene, sobalara iki odun daha atıla, sohbetin dibine dibine vurula,
  • Çiftçi kerpiç yapılı, toprak damlı tamamen doğal evinin camından dışarıya bakıp karnını kaşıya kaşıya çayını yudumlaya,
  • Koyunlar, inekler, kuzular, ahırdan dışarı çıkarılmaya,
  • Açlıktan köye inen kurt ve tilkileri azgın köpekler köyden uzaklaştıra,
  • Sokak hayvanları unutulmaya, çöp kovalarının yanına ekmek de bırakıla, 
  • Gazeteciler görev başında ola, her ne şartlarda olursa olsun halk bilgilendirile, gelişmeler an be an aktarıla...
  • Emirlere uymayanların tez kellesi uçurula...

Bu yazı da burada sona ere...

Mesnevi'den:

“Hırsızlara, uğursuzlara müsamaha etmek, mazlumları kırıp geçirmektir.”