Dünya belli bir alanla sınırlıdır. Sınırları içinde tekrar sınırlar çizerek her bir bölüm farklı bir esintiye hapsolmuştur. Havanın ve ışığın değişimiyle birlikte sıcak, soğuk, yağmur ve kar esintiyi çeşitli renklere bürümüştür. Bazı sınırlardaki renkler ise feveranlık göstermektedir. Bu coşkunun etkisiyle, havada ve ışıkta ciddi değişimler gerçekleşerek insan yaşantısında ve gelişiminde farklılıklar boy göstermiştir. Renk, göz yapısı, boy, cilt yapısı ve kültür değişikliği…

Yukarıda bahsettiğim gibi renkler, dünya üzerinde dans ederek hareketliliğin bir göstergesi niteliği taşıma görevini üstlenmiştir. Bu nitelikteki bu renkler dans trafiğinde kurallara uymak zorundadır ve uyum içinde kişisel alanlarını korumalıdır. Renkler, dans ederken yani yaşam sürecinde uyum göstermelidir ki düzen bozulmasın. 

Bu uyumun gerçekleşmesi için başıboşluktan kurtulmak gerekmektedir. Eğer dünyada başıboşluk hakimse kaosun oluşmaması imkansızdır. Bu kaosu engellemek ve renkler arasındaki ahengi desteklemek için mutlaka bir yönetmene ihtiyaç vardır. Bu yönetmen tüm renklerin tonlarını bilmelidir ki karşıt güdülenim gerçekleşmeden, anlaşmazlık ve duygusal gerilim engellensin. 

Peki bu yönetmenin seçilmesi için hangi vasıfların kendini göstermesi gerekir? Liderlik yani yönetmenlik vasfına sahip olan her kişi mekanında kalıcı olabilir mi sizce? 

Şu bir gerçek ki bilgisi olmadan yönetme imkanı olmaz bir liderin. Kendini gerçekleştirebilmek için sağlam bir temele ihtiyaç vardır. Bilgiyi; vizyon, tutku, inanç, yenilikçi, gelişim odaklı ve stratejik karar verme gücü takip eder. Peki bunlar yeterli mi sizce? 

Peki kalıcılığı ne etkiliyor? 

Yukarıda dediğim gibi her lider kalıcı olmayabilir. Yani liderlik vasfında bilgi ve onu takip eden diğer kelimelerden öte güven verici davranışlar da olmalıdır kıymetli yönetmenimizde. İlham vermelidir, motive etmelidir, vizyondan öte beklentileri vizyonla bütünleştirmelidir. Adalet duygusu olmalıdır, iyi bir dinleyici olmalıdır, esnek ve sinerjik takım kurma yetisine sahip olmalıdır. 

Değerli okuyucularım, renkleri yönetmek kolay değildir. Çünkü birbirine karışan renkler farklı görüntüler çıkarır ortaya ve eski haline döndürülebilmek neredeyse imkansızlaşır. 

Bu imkansızlığın kendini gerçekleştirmemesi için bir dünya liderine ihtiyaç vardır. Dünya’nın bölümlerine ayrılmış sınırlar içindeki renkleri birbirinden ayırabilme gücene sahip olmalıdır yönetmen. Başıboşluğun göstergesi olan, renkler arasındaki olumsuz etkileşime imkan vermemelidir. 

Peki tüm dünyadaki bu renk cümbüşünü yöneten bu liderin, ülkesinin konumu da etkili midir sizce?

Tabi bilgi, vizyon, tutku, adaletli ve inançlı olan bir halkın lideri dünya liderliğine yakışır. Demek ki sadece lider vasfı insanın kendisinde bulunmaz. Gücünü kendi sınırları içindeki renklerin esintilerinden alır bu yönetmen. Halkına bağımlı ve halkı da ona güvenli bir şekilde saygı ile yaklaşır.

Bilimsel çalışmalardan yoksun bir devletin dünyadaki diğer renklere kendi bünyesinde, ulaşma imkanı bulamaz. Tüm renklere hakim olmak bilim ışığında ilerlemeyi beraberinde getirir. Bilimsel çalışmalar da o milletin bakış açısıyla boyut kazanır. Yani başarı kişisellikten öte düşünülmelidir ki toplumda zeyrek bir neslin görünümü hakim olsun. Meyus bir toplum görüntüsünden her zaman kaçınılsın. 

Kendini gerçekleştirmiş bir ülke sadece kaliteli bir gelecek ile yeni neslin renklerine canlılık katar. Gelişmişliğin simgesi, başarının simgesi ile bütünleşmiştir. Bu bütünleşmişlik, görüş açısındaki boyut farklılığından hayatın birçok rengini görebilme yetisidir. Birçok alanda başarı ise hayatın tüm rengine ulaşabilme gücü demektir. Sadece kendi sınırları içinde değil, kendi sınırları dışındaki renk cümbüşlerine ulaşan şefkatli gözlerdir. Tüm renklerin, “insanlığın” değerini bilmektir. Liderdeki bu gücün topluma sirayeti kabildir.