Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yönetilen okullarımızda eğitimin kalmadığını, sadece öğretim yapıldığını yazmıştım bundan yıllarca önce. Bu yazımın üzerinden 5-6 yıl geçmesine rağmen bu konuda başka bir yazı kaleme almamıştım. Sebebine gelince geçen süre içerisinde 13 küsur yıldır iktidarda bulunan partinin bir Milli Eğitim politikası olmadığını görmemdi. 

Gerçekten de Türkiye Cumhuriyeti tarihinde Atatürk dönemi hariç en uzun süre iktidarda kalma başarısını gösteren hükümet en fazla Milli Eğitim Bakanını değiştirdi. Gelen her bakan bir partinin belirlenmiş bir politikası olmadığı için sanki görevi farklı bir partiden almış gibi daha önce yapılanları tamamen yok sayarak yeni bir politika başlattı.

Kasım 2002 yılında iktidara gelen AKP döneminde Milli Eğitim Bakanlığı yapan isimlere bir bakalım:

Erkan Mumcu- 18 Kasım 2002- 14 Mart 2003

Hüseyin Çelik- 14 Mart 2002- 1 Mayıs 2009

Nimet Çubukçu- 1 Mayıs 2009- 6 Temmuz 2011

Ömer Dinçer- 6 Temmuz 2011- 24 Ocak 2013

Nabi Avcı- 24 Ocak 2013- 24 Mayıs 2016

İsmet Yılmaz- 24 Mayıs 2013- !..

Şayet Milli Eğitim konusunda bir parti politikası olsa idi değişen her bakan yeni bir proje ile işe başlamaz ve daha öncekilerin yaptıklarını devam ettirerek aksayan yönleri tamirle meşgul olunurdu.

Aradan geçen uzun iktidar süresi bana gösterdi ki ülkeyi yönetenler okumuş, kültürlü, düşünen bir nesil yetişsin istemiyor. Yapılan her icraatı onaylayacak, itiraz etmeyecek, büyükler her şeyin iyisini bilir zihniyetine sahip bir nesil isteniyor.

Son yıllarda okullarımızda artan ahlaksızlık, eğitim seviyesinin düşüklüğünün bir göstergesi olarak yansıyor. Öğretimde gelinen seviyeyi ise üniversite sınavlarında alınan sıfır puanların sayısı gösteriyor bize.

Aslında bugün değinmek istediğim konu bu değildi. Ancak içimde bir yara olarak duran bu duyguları sizlerle paylaşmak istedim. 

Gelelim asıl konuya!

Mustafa Balkan Pusula Gazetesindeki köşesinde “Prof. Dr. Erol Güngör'ü Okuldan Kovmuşlar” başlıklı bir yazı yayınladı. Mustafa Balkan bu yazısında;

“Kıymetli okurlara, Karatay İlçesi, Akabe Mahallesi Alaaddin Kap Caddesi'nin sağ tarafında yer alan Konya Türk Telekom Sosyal Bilimler Lisesi'nin değişen adından bahsetmek istiyorum. 2006-2007 Eğitim ve Öğretim yılında “Konya Prof. Dr. Erol Güngör Sosyal Bilimler Lisesi” adıyla 42 öğrenciyle, bir başka okulun giriş katında eğitime başlayan bu okulumuzun adı; 2009-2010 Eğitim ve Öğretim yılında Türk Telekom tarafından yapılan kendi binasına taşındıktan sonra “Türk Telekom Erol Güngör Sosyal Bilimler Lisesi” olarak değişiyor. Okulun sitesinde yer alan Okulumuzun Tarihçesi bölümünde okulun adıyla ilgili şu bilgi dikkati çekiyor:

“Türk fikir ve düşünce hayatında önderlik yapmış değerli şahsiyetlerimizin isimlerinin yaşatılması ve gelecek kuşakların bu şahsiyetleri tanıyarak örnek almaları amacıyla; ülkemizin önemli sosyal bilimcilerinden olan Prof. Dr. Erol Güngör'ün isminin okulumuza verilmesi bakanlığımızca uygun görülmüştür.”

Türkiye Cumhuriyeti Milli Eğitim Bakanlığı tarafından uygun görülen “Erol Güngör” ismi o halde neden okul tabelasından çıkartıldı? Facebook'taki hesabımdan konuyu “'Câmideki Rektör'ü Okuldan Kovmuşlar!” başlığı altında irdeledim. Yapılan yorumlardan ve bilgilerden okulun tabelasından “Erol Güngör” adının neden çıkartıldığını da böylece öğrendim. Cumhurbaşkanımız tarafından “Millî” ve “Yerli” kelimeleri son zamanlarda ne kadar sıkça telaffuz edilse de adının önüne “Millî” kelimesi gelmesiyle eğitim sisteminin milli olunamayacağını dağdaki çoban da öğrendi artık. Özelleştirilen Türk Telekom'un yüzde 55 hissesini alan Suudi şirketi Oger Telekom, Türk Mahkemelerine başvurarak, MEB tarafından uygun görülen “Erol Güngör” adının tabeladan çıkartılmasını istemiş. Türk Mahkemeleri de o ismin çıkartılmasına karar vermiş. MEB yetkilileri bu karara mahkemede şaşıp kalmışlar ve kendileri tarafından o okula uygun gördükleri “Erol Güngör” ismini savunamamışlar.

Milli Eğitim Bakanlığı'nın düştüğü şu hallere bir bakar mısınız?..

Eğitimizin düştüğü durum ise zaten içler acısı!..” diyor.

Ve yazısına şöyle devam ediyor Mustafa Balkan;

“Konyalı, hayatında ilk defa "Camide bir rektör" görmüştü. 1983'te Selçuk Üniversitesi'ne rektör olarak tayin edilen Türkiye'nin yetiştirdiği büyük sosyolog Prof. Dr. Erol Güngör'ü Konyalılar, severek bağırlarına basmıştı. Sekiz aylık görevi sırasında üniversiteyi ayağa kaldırarak ehliyet ve liyakat çerçevesinde büyük bir kadrolaşma gerçekleştirerek Selçuk'u ayağa kaldırmıştı. Selçuk,  onun sayesinde ilim ve irfan yuvası haline gelmişti.”

Gerçekten içler acısı bir durum! Milli Eğitim Bakanlığına bunu engellemediği için kızıyoruz, ancak böylesine vahim bir olayı kamuoyuna duyurmayan okul müdürü ve okul aile birliğine daha çok sitem ediyoruz. Mustafa Balkan yazısının sonunda “Buradan Konya Milli Eğitim Müdürlüğü yetkililerine sesleniyorum. Vefa diye bir semt var İstanbul'da. Kurucusu Konyalı'dır. Vefa'nın anlamını biliyor ve Erol Güngör ismine vefalı bakabiliyorsanız, kalbinizin bir tarafında o isme karşı bir sevgi ve dostluk kaldıysa; bir başka okulumuza “Konya Erol Güngör Anadolu İmam Hatip Lisesi” adını vererek o şerefi tekrar elde edebilirsiniz.” diyor.

Sayın Balkan iş o kadar basit değil. Konya'yı seven, Konya için çalıştığını söyleyen, eli kalem tutan Konya sevdalılarını göreve çağırıyorum. Sosyal Bilimler Lisesi'nin önüne yeniden EROL GÜNGÖR ismi ekleninceye kadar mücadeleye var mısınız? Yoksa büyüklerimizin bir bildiği vardır mı diyeceksiniz?

Aksi takdirde bu ayıp Konya'ya yeter!