Türkiye'de 2 milyona yakın engelli yaşıyor.  Bu da demek oluyor ki evde, okulda, sokakta , parkta, işte ve hemen her yerde en az bir engelli insan var. Peki buna rağmen biz neden engelli bir insan görünce ona acıyarak bakıyoruz?  Neden onların duygularını incitiyoruz böyle bakarak?  Herkes engelli adayı derken, o an sağlıklı olduğumuz için mi onları görünce acıyoruz?  Kimsenin bizim acımamıza ihtiyacı yok , onların ihtiyacı olan tek şey haklarına saygılı olmamız ve biraz empati kurmamız. Nasıl mı?  Kaldırımda ki rampalara araba park etmeyerek. Okullarımıza, apartmanlarımıza, iş yerlerimize ve kısaca her yere, onların girip çıkışını kolaylaştıracak yapılar yaparak. Engelli asansörlerini işgal etmeyerek. Görme engelliler için yapılan sarı çizgilerin üzerine, elektrik  direği dikmeyerek. Belediyenin yer altına yaptığı tuvaletleri, engelliler içinde kullanılabilinir hale getirerek. Tramvaylarda, dolmuşlarda ve otobüslerde öncelikli koltukların onların hakkı olduğunu bilerek , onlara saygılı ve hoşgörülü olabiliriz.  Bunlar çok zor şeyler mi?  

Bir an gözlerinizi kapatıp hiçbir şey  görmediğinizi hayal edin. Her yer kap karanlık, sadece sesler duyabiliyorsunuz.  Belli bir zaman sonra , evin içindeki her şeyin yerini ezberlemiş olsanız bile,  yerde duran herhangi sert bir şeyin üzerine bastığınızda canınızın nasıl yanabileceğini bir düşünün. Sokağa çıktığınızda, kabartmalı sarı çizgilerin insanlar, araçlar veya hatalı parke taşları ile dolu olduğunu. Ya da belinizden aşağısının tutmadığını ve tekerlekli sandalye kullandığınızı. Evden çıkıp kaldırımdan inmek isterken, kaldırımdaki rampada bir  arabanın  park etmiş olduğunu ve normal insanların bir adımda indiği kaldırımın, sizin için bir uçurum haline geldiğini düşünün. Bu durum başınıza geldiğinde o araç sahibinin ne kadar düşüncesiz olduğunu düşünmez misiniz? Hayat sanki daha acımasız ve zor gelmez mi size de? Bunlar sadece empati kurmanız için birer örnekti. Bunları onlara yaşatmamak bizim elimizde. Bizden istedikleri tek şey biraz olsun saygı ve empati.