Engelsiz engelliler, engelli engelsizler

Nimetin kıymetini en iyi kaybeden anlar. Gençliğin kıymetini ihtiyarlara, sıhhatin kıymetini hastalara, zenginliğin kıymetini yoksullara, boş zamanın kıymetini sorumluluklarına yetişemeyenlere sormak lazım.

Allah Tealâ'nın kulları üzerindeki nimetleri sayılamayacak kadar çoktur. “Allah'ın nimetini sayacak olsanız sayıp bitiremezsiniz.” (İbrahim, 34) ayeti bu hakikati bildirir. Ancak bu nimetler içerisinde beş tanesi insan için büyük öneme sahiptir. O yüzden hadis-i şerifte bu beş nimetin ganimet bilinmesi tavsiye edilerek şöyle buyrulmuştur:

“Beş şey gelmeden evvel beş şeyi ganimet bil:

• İhtiyarlık gelmeden gençliğini,

• Hastalık gelmeden sıhhatini,

• Fakirlik gelmeden zenginliğini,

• Meşguliyet gelmeden boş vaktini,

• Ecel gelmeden hayatını!” (Hakim, Müstedrek, 7846)

Her yıl 10-16 Mayıs tarihleri arasında Engelliler Haftası etkinlikleri yapılıyor. Bu vesileyle Allah'ın bizlere verdiği bu güzel nimetleri yeniden hatırlamış olduk.

Gözlerimizi kapatıp, hiç açmadan yarım saat durabilir misiniz?

Tek ayağınızın üzerinde ne kadar bekleyebilirsiniz?

Elinizin birini hiç kullanmadığınızı varsayın...

Kulaklarınız hiç duymasa, ne yapardınız?

Allah'ın bize verdiği sağlık nimeti bile, bizi mükemmel bir şekilde yaratan yüce yaradana ne kadar çok şükretmemiz gerektiğini ortaya koyuyor.

'Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi. Olmaya bu cihanda devlet, bir nefes sıhhat gibi.” demiş Kanuni Sultan Süleyman...

Günlük hayatın koşuşturmaları içinde Allah'ın bize vermiş olduğu bu büyük nimetin, eşsiz zenginliğin farkına varamıyoruz.

Etrafımıza baktığımız zaman aslında görmek istesek ibret almamızı gerektirecek o kadar çok şey var ki...

Bunları görmeye bile korkar durumdayız aslen...

Düşünün, sıhhatten öte ne var? Dişiniz ağrısa, en kıymetli yeriniz dişiniz olur. Başınız ağrısı en kıymetli yeriniz başınız...

Parmağınızda küçük bir çizik olsa ince bir sızı ile çatılır kaşlarınız.

Midesi ağrır bazen insanın. Acı içinde kıvranır.

Çevremizde öyle insanlar var ki, onlar Allah'ın bize verdiği sağlık nimetinden kısmen yoksundurlar. Bu yoksunluklarıyla birlikte yaşamaya alışmışlardır.

Gençlik de, sıhhat de, ömür de Allah'ın bize verdiği büyük bir nimettir.

10-16 Mayıs Engelliler Haftası münasebetiyle gençliğin, sıhhatin, ömrün, Allah'ın bize verdiği bu büyük nimetlerin tekrar farkına varmış olduk.

Kimi engelliler var, engel tanımıyor, önlerine sunulan engelleri tek tek aşıyorlar. Kimi engelsizler de var ki, kendilerine engel çıkarmak için kırk takla atıyor.

Bu haftada yapılan etkinliklerle engelli bireylerin toplumun bir parçası olabilmek için verdikleri mücadeleyi ve bu mücadelede ne kadar başarılı olduklarını bir kez daha görmüş olduk.

Geçtiğimiz Pazartesi günü Konya'mızın gururu Torku Konyaspor'umuz evinde ağırladığı Kasımpaşa'yı güzel bir yenmiş ve Avrupa vizesini almıştı.

Bu karşılaşmayı seyreden taraftarlar içinde bir grup vardı ki, dikkatleri toplamayı başarmışlardı. Belki kulakları duymuyordu, yapılan tezahüratlardan bihaberdiler. Belki gözleri görmüyordu Torku Konyaspor'un gollerini göremediler. Belki kiminin fiziki bir engeli vardı. Çok istedi ama maça gelemedi. Yüreğiyle orada oldu.

Engelliler bu maçta takımlarının yanındaydı. Bunu da hem taraftarlara hem de futbolculara hissettirmeyi başardılar. İstiklal Marşı'nın okunduğu esnada onlar da işaret diliyle İstiklal Marşı'na eşlik ettiler. Gol oldu, sesleri yükselmedi belki ama alkışladılar. Görmeyenler de kulaklarını göz ettiler, kulaklarıyla hissettiler golleri ve o güzel atmosferi.

Bir ders verdiler her şeyden önce. Engelleri aşıp bu toplumun nasıl da bir parçası olduklarını gösterdiler. Sağlığınızın kıymetini bilin. Nasıl olsa hepimiz potansiyel birer engelliyiz dediler.

Engellerimizi aşıp, engellilerin engellerini ortadan kaldıracağımız nice yarınlara...