İçinde bulunduğumuz hafta Engelliler haftası 10-16 Mayıs günleri!
Bu haftada devlet, yerel yönetimler çeşitli etkinliklerle farkındalık meydana getiren etkinlikler yapıyorlar! Bu etkinlikler insanların bakış açısını bir nebze olsun bu konuya yönelterek değiştiriyor.
Bu konuda devlet , son zamanlarda çok şey yaptı! Yerel yönetimler bu konuda birçok şey yapıyor yapmaya çalışıyor..
Ama bütün çabalara rağmen , istenilen sonuca varılamıyor!
Her gün farklı bir engelli günü kutlanılarak dikkat çekilmeye çalışılıyor!
10 Mayıs Engelliler Haftasının açılışı
11 Mayıs Görme Engelliler Günü
12 Mayıs işitme ve Konuşma Engellileri Günü
13 Mayıs Ortopedik Engelliler Günü
14 Mayıs Zihinsel ve Ruhsal Engelliler Günü
15 Mayıs Güçsüz Yaşlılar ve Korunmaya Muhtaç Çocuklar Günü
16 Mayıs Haftanın Genel Değerlendirmesi
Fakat bir türlü hepimizin bir engelli adayı olabileceği bilinci yeterince toplumsal yapımıza yerleşmedi... Yani içselleştiremedik.
Mesela duruşumuzu değiştiremedik!
Birçok belediye yollara, görme engellilerin rahat yolunu bulabilmesi için sarı kabartmalı işaretler koyuyor... Onların anlayacağı şekilde! Kaldırımlar, iş merkezleri, otogarlar, hava alanları gibi yerlerde!
Ama!! Nerede duracağımızı biliyor muyuz!?
Kaldırımda eşyalarımızı o sarı şeritlerin üzerine koyuyoruz. Arabamızı, o şeritlerin üzerine park ediyoruz. Esas engel biz oluyoruz, aynı zamanda düşüncesizce hareket ederek engelli olan da biz oluyoruz. Son zamanlarda sosyal medyada bu resimler paylaşılarak, önemli bir farkındalık oluştu, ama daha çok yolumuz var!
Kaldırımlara iniş çıkış yerlerine, araba park ediyoruz!
Ya da Engellilere ayrılan park yerlerini, sorumsuzca kullanıyoruz!
Hâlâ bir çok iş merkezi, konaklama yerlerinde engellilerin yolu laf olsun, ya da şekle uysun misali var! Var da engelli aracı çıkmıyor! Engelli vatandaşlarımız kullanamıyor.
Geçtiğimiz günlerde Muğla Büyükşehir Belediyesi Sosyal hizmetler daire başkanlığı sahile engellilerin denizden faydalanabileceği bir platform yapmış!
Bir engelli arkadaşım denize girince engellerim kalkıyor, kendimi özgür hissediyorum demişti! Ne kadar haklıymış!
Aslında hepimiz bir şeyler yapabiliriz!
Mesela bir arkadaşımın oğlu Sulari Canbay, Üniversite öğrencisi; ayın belli günlerini Darülacize'ye giderek oradaki yaşlı insanlara ayırıyor. Sohbet edip, onlara kitap okuduğunu duydum, çok etkilendim. Gençlerimiz adına, toplum adına gururlandım!
Doğuştan engeller olduğu gibi, daha çok sonradan meydana gelen engeller hayatımızda daha çok! Ve hepimiz adayız! En kaçınılmazı da yaşlılık!
İnsan her zaman gideceği yere hazırlık yapmalı!
Aslında engelli vatandaşlarımıza empati yaparak, onların yerine kendimizi koyarak yaşama daha sıkı sıkıya bağlanabiliriz! Onlarla yaşamı paylaşarak aynı zamanda vermenin, cömertliğin mutluluğunu, birlikte yaşamanın bereketini keşfederiz!
Kullanmadığımız yanlarımızın farkına vararak, unuttuğumuz becerilerimizi hayata geçirebiliriz!
Yoksa yeni dünyanın bize dayattığı maddi varlıklara sahip olma hırsı, yaşamı tüketme hırsı insanlığı sadece yalnızlaştırıyor!
Engellilerle hayatı paylaşarak kendimizin farkına varacağımız yerde, kendi engellerimizi inşa ediyoruz!
Daha bencil oluyoruz, paylaşımdan hızla uzaklaşıyor, yalnızlaşıyoruz... Allahın bize verdiği iradeyi daha az kullanarak, yeteneklerimizi kaybediyoruz!
Daha az hareket ediyoruz, daha çok hastalanıyoruz!
Daha az düşünüyor, daha az okuyoruz, daha az fikir üretiyoruz, daha çok yönetiliyoruz. Farkında olmadığımız yolların yolcusu haline geliyoruz!
İrademiz dışında üretilmiş yaşamın sadece bir parçası oluyoruz!
İnsanlık kavramını sığlaştırıyor, önemsizleştiriyor insanın ruhsal zenginliğini kaybederken sadece biyolojik bir varlık haline geliyoruz!
İnsanlığımız önüne ördüğümüz duvarlar insanlıkla ilgili bağlarımızı, hatta yaratılmış her şey ile bağlantılarımızı her geçen gün zayıflatıyoruz!
Tüketim toplumunun, tüketen bir görevlisi olarak varlığımızı tüketim malzemeleri ile ifade ediyoruz!
Sadece bu özel günlerde, haftalarda değil, her zaman, hayatımızdaki engelli yapı ile mücadele etmeli, önce engellerin farkına varmalı, engelli halimizle, yüzleşmeliyiz!
Sonra içimizdeki engelleri kaldırmalı, sonra engelli yaşamı engelsiz hale getirmeliyiz!
Tıpkı bir kaza ile omurilik felci olmuş arkadaşım Muhammet Ayhan gibi! İçindeki engeli kaldırmış!
Yaşama sıkı sıkıya tutunmuş. Araba kullanıyor! Güncel olayları yakın takip ediyor. Okuyor, çevresini okumaya teşvik ediyor paylaşıyor! tarihini, siyasetini, yaşamı takip ediyor!
Bir vatandaş olarak hayatı dolu dolu yaşıyor!
Ya, 21 yaşında ALS hastalığı sebebiyle sinir hücreleri felç olmuş, Stephen Hawking; Dünyaca ünlü bilim adamının yaptıkları ve azmini görünce, kendimizi nereye koymalıyız?
Kendimizi engelsiz olarak gören çoğumuz, Hawking'in, engellilerin, engelini; bilime hizmet ederek nasıl kaldırdığını düşünürsek yapabileceğimiz çok şey var...
Ona bakınca Engelleyemediğimiz onca engellerimizi, düşündüm!
Sadece yiyip, içip yatıp kalkanları... Üretemeyenleri, paylaşamayanları, taklit edenleri! Çaresizlik içinde olanları, ümitsizleri, okumayanları, düşünmeyenleri, fikirsizleri! Bakacak kadar gözü sağlam olup da, görmeyenleri, görmediklerimizi, hatta duymayı, unuttuğumuz; yaşamın doğal seslerini, kokuları, aklımızı körleştiren alışkanlıklarımızı! Kendinden, çevresinden yaşamdan uzak olanları düşündüm
Engelsiz bir yaşam diliyorum. Bu başarılabilir. Başarabiliriz.