Son zamanlarda gündemimize hızla giren bir kavramı paylaşmak istiyorum. 

Endüstri 4.0 ve dördüncü sanayi devrimi.

Nedir bu?

Kısaca sanayide üretimin tam dijitalleşmesi, bilişim teknolojileri ile endüstriyi bir araya getirmek,  uzun vadede,  yeryüzünde bütün cihazların birbiri ile  uyumlu çalışma ortamını sağlanmayı hedefleyen ; siber fiziksel sistemler.

Dünya gündemini 2011 'de  Alman şirketi Bosh ve Alman fizikçi  Henning  Kagermann 'ın  oluşturduğu bir çalışma grubu ile geliştirlen Alman hükümetine sunulup politika haline getirilen ve 2013 Hannover Fuarında sunulan, daha doğrusu yaşamımıza hızla giren yeni teknoloji devrimi.

Kısaca dört sanayi devrimini sıralarsak belki daha kolay anlaşılabilir.

  • Su ve buhar gücünün daha verimli kullanılmasını sağlayan mekanik tezgahların bulunması. 
  • Üretim bandı tasarımı ve elektriğin seri üretimde kullanılmaya başlanması, üretim hattının geliştirilmesi. 
  • 1970'lerde üretimde mekanik ve elektronik teknolojilerin yerini dijital teknolojiye bırakmasına sebep olan programlanabilir makinelerin kullanılmaya başlanmasıyla oldu. 
  • Endüstri 4.0 ise 4. Endüstriyel Devrimi  

Son zamanlarda Kayseri  Sanayi Odası,Konya Mevlana ajansı,İnnopark, Karatay üniversitesi, Konya Ticaret Odası,Konya  Sanayi odaları, Gaziantep  Sanayi odaları Gaziantep Üniversitesi, Gaziantep Genç işadamları derneği gibi sanayi şehirlerimizde ele alınmaya başlandığı anlaşılıyor.

Sanayi ve teknoloji bakanı Sayın Faruk Özlü Yeni teknolojilerle ilgili bir paket hazırlandığını söylüyor.

Anlaşılıyor ki yeni bir dönemi henüz algılamaya başlamışız. O da çok değerli. Her türlü gayret önemli. 

İleri teknolojiye ulaşmak için Endüstri 4.0 açılımı bizim için bir fırsat olabilir.

Tıpkı 1980'lerde telefon sisteminde yaşadığımız gibi.

Ülkemizde henüz manyetolu teflonların yoğun kullanıldığı, mekanik telefon kullanımın yaygınlaştığı bir dönemde, dünya ile beraber dijital santrallere geçerek, birçok ülkenin önüne geçmiştik. Mekanik teknoloji yatırımına harcayacağımız sermayeyi dijital teknolojiye geçmek için kullanmıştık.

Ancak devam ettiremedik.  Çünkü sadece başkalarının  ürettiği  teknolojiyi transfer etme seviyesinde kaldık.

Dijital teknolojiye sahip olma becerisini gösteremedik. 

En yeni teknolojiyi kullandık ama üretemedik.

Şimdi bu endüstri 4.0 bir fırsat olabilir.

Tez elden bu sistemin ve ötesinin  çalışma grubu oluşturulmalı, yasal alt yapıları hazırlamalı. 

Özellikle bu konuda üniversitelerimiz hem insan kaynağı alt yapısını oluşturmak hem de teknolojiyi geliştirmek için , lokomotif görevi görmeli, elini taşın altına koymalı.

Vakıfları aracılığı ile üniversitesi olan Holdingler bu konuda proje oluşturmak için en uygun itici güç olabilir.

İnsan kaynaklarımız bu sisteme göre organize edilmeli.

Bu ulusal bir amaç haline getirilmeli.

Bundan sonraki yatırım planları, teşvikler buna göre hazırlanmalı.

Avantajları kadar dezavantajları da öngörülüp , insan kaynakları planı çok etkili bir şekilde yapılmalı.

Belki de cep telefonu teknolojisi 5 G ile beraber bu konu düşünülmeli.

 Özellikle Sanayi  odaları ve sanayi bölgeleri hükümeti kaliteli projelerle  zorlamalı. Kaliteli talepler oluşturulmalı.

Yoksa kopya yaparak, başkalarının teknolojisini transfer ederek  büyüyebiliriz ama  gelişemeyiz.

Zengin olabiliriz ama adam olamayız.

Eğer biz başkalarının senaryosunu yazdığı, sahnelediği oyunlarda rol almak istemiyorsak. Kendi senaryomuzu yazmalıyız.

Kolayı kullanma yerine mücadele etmeliyiz.

Şimdiye kadar kolayı yapmayı, kolay yoldan kazanmayı  marifet saydık ama  zenginleşemedik.

Bakın Alman şirketi Bosh ve bir bilim adamı, çalışma grubu kurup kendi hayallerini dünyanın lokomotifi haline getiriyor.

Neden Koç grubu, Sabancı grubu, Eczacıbaşı grubu,  gibi lokomotif şirketler ülkemizi dünyada stratejik güç yapacak bir teknoloji üretemediler?

Öyle 70 -80 yıldır bu ülkenin lider kuruluşuyuz diyen şirketler biz sizin parasal büyüklüğünüzle değil, ülkenin zenginliğine gelişmesine ne kattığınıza bakıyoruz.

Zaman gelişme zamanı, teknoloji, bilgi zamanı 

Haydi Endüstri 4.0 ve sonrası için kolları sıvamanın zamanı geldi. Bu iş, toplantılarda boy göstermenin ötesinde ele alınmalı diye düşünüyorum.
Önce kendi kapasitemize sonra bilgeliğimize ulaşma vakti geldi de geçti bile.