AK Partili bir il başkanı “Bizim olduğumuz yerde yağmur olur, olmadığımız yerde ise duası” demiş. Elbette bu sözlerin ne ifade ettiği konusunda çeşitli yorumlar yapılabilir. Ancak herkesin hemfikir olacağı konu bura da herkesin eşit olduğu ancak AK Partililerin biraz daha eşit olduğudur. 

Duanın olduğu yerde inanan insanlar vardır. Bu insanlar inandıkları İlahi Güç'e isteklerini iletmek adına dua ederler. Bir de verme durumunda olan güç vardır. Bu güç istediği veya gerekli gördüğü anda mülkünde olandan dağıtır.

İl başkanının sarf ettiği “Bizim olduğumuz yerde yağmur olur, olmadığımız yerde ise dua” sözü ile AK Parti Düzce Milletvekilinin ağzından çıkan “Allah'ın bütün vasıflarını üzerinde toplayan bir lider var.” sözü üst üste konulup düşünülünce ortaya insanı dehşete düşüren bir durum çıkıyor. 

Bu iki sözü birlikte irdeleyecek olursak, bir tarafta ilahi güce sahip bir parti lideri ve onun mesai arkadaşları, (bu durumda her AK Parti yöneticisi evliya veya onun üstü bir konumda oluyor.) bir tarafta da onlara dua etmekle yükümlü kul takımı bulunuyor.

Bu yıl ülkemiz AK Parti il başkanının söylediğinin aksine yağışlı değil kurak bir yıl yaşıyor. Barajlarda bulunan su seviyeleri nerede ise yarının altına düştü. İnsanlar yağmur duasına çıkıp Allah'a el açıyorlar. Bunların arasında AK Partililer de var, fakat kuraklık halen devam ediyor. Olayı tersinden okuyacak olursak AK Partinin olduğu yere yağmur yağması için dua da kâr etmiyor. Sebep bu parti içinde yer alan bazı kendini bilmezlerin haddi aşan cümleler kurup şirke sürüklenmeleri olabilir mi?

Elbette Allah'ın nereye ne şekilde davranacağına biz kullar karar veremeyiz. Ancak açtığımız ellerin dolu olarak geri dönebilmesi için salih iman ve temiz niyetin olması gerektiği de bir vakıa. Bu durumda birilerine uluhiyet yüklemeden, bizi yaratan İlahi Güç'ten kefil olduğu rızkımızı, Hazret-i Muhammed'in bize gösterdiği şekilde istemeye çalışalım.

Kuraklık konusunda, Ereğli'de kendi imkanları ile orman kurmaya çalışan emekli öğretmen Rahim Demirbaş'tan bir mektup aldım. Bu mektubu sizlerle paylaşmak istiyorum. Mektup şöyle;

***

Değerli Sadık Bey,

Olayları yakından takip ediyorum. Gündemler, kısa günde kırk defa değişiyor. Ülkenin idaresine sahip olan ve olmak isteyen değerli siyasilerim ala bildiğine vuruşuyorlar. Bu normal herkes görevini yapıyor.

Ben bu yaşa gelene kadar bu tür olayların çok değişiklerini gördüğüm bu olaylar bir şekilde halledilir.

Ülkemiz için çok daha önemli olan konular da var. Dünya ısınıyor, göller kuruyor. Barajlar can çekişiyor. Çiftçilerde moral kalmamış. 11 aydır gökten damla düşmemiş. Şuan kışın en sert geçtiği ve dışarı çıkılmayacak bir zaman olması gerekirken, çaresiz insanlar kış gününde yağış için duaya çıkmışlar. Şu da bir gerçek ki sebebine sarılmadan yapılan duaların kabulü çok zor. Bir din, dünyaya indiğinde, insanlara çeki-düzen vermiş. Bir süre sonra etkisi azaldığında bir din daha inmiş. İncil, Tevrat, Kuran her ikisini de tanıyor. Müslümanlık “bu son, başka yok, aklını başına al” diyor! 

Bütün insanlığı uyaran Kitabımızın Rum suresinin 41. Ayetinde “İnsanların bizzat kendi işledikleri yüzünden karada ve denizde düzen bozuldu ki Allah yaptıklarının bir kısmını onlara tattırsın; belki de 'tuttukları kötü yoldan' dönerler” diyor. Fakat  para kazanma hırsına tutulmuş insanımız alabildiğine dünyayı ormansızlaştırıyor. Fosil yakıtın her türlüsünü ölçüsüzce kullanıyor. Otomotiv sektörü bütün gücüyle çalışıyor. Atmosferimiz karbondioksit ve sera gazıyla nefes alamaz hale gelmiş. Bu sıkıntılardan kurtulmanın çaresi, ülkemizi yağmur ormanları haline getirmek!

Bu ülkeyi seven ve geleceğini düşünen( aziz duygulu yüksek karakterli) insanların çok çabalaması ve bin bir sıkıntı içinde olan insanımızı yorulmadan, bıkmadan uyarması  gerekiyor. Bu hususta bizlerin gören gözü, işiten kulağı ve söyleyen dili olan sizlerin daha çok çaba göstermesi gerekiyor.

Sizden istirham ediyorum bu olayı sık sık  gündeme getiriniz ve benim çabamı da örnek model olarak gösteriniz. Şimdi bu söylenenleri  insanımız çok daha iyi anlayacaktır. Buna bizim yöremizde taşı gediğine koymak denir. Size saygılar sunarım bu konuda yanlış söylüyorsam beni uyarınız.

Rahim Demirbaş

 Emekli Matematik Öğretmeni

 ***

İsteğin yerine getirilmesi için sebeplere yapışmak gerekli diyor. Orman olmazsa olmaz diyor. Biz de Konya'ya meydan açmak için yetişmiş ağaçları kesmekten kaçınmıyoruz. Bu iş yapılırken gerekli tepkiyi kanunlar çerçevesinde gösteremiyoruz. Sonra da ülkeyi başkaları yönetiyormuş gibi kuraklıktan şikayet ediyoruz. Duanın kabulü için salih amel ve temiz ellerin olması gerektiğini unutmayalım!